Ramazan ayı, din hizmeti sunan kurum ve kuruluşlar açısından önemli bir zaman dilimini oluşturuyor ve medya din hizmetini geniş kitlelere ulaştırabilmek için bir imkan olarak görülüyor. Medya, din hizmetleri için ne kadar uygun bir mecra? Kurum, kuruluş veya kişiler din hizmeti için medyayı nasıl kullanıyor? Gazeteler, dergiler, televizyon kanalları ve sosyal medya, din hizmetleri için hangi avantajları sağlıyor, ne gibi dezavantajlar barındırıyor? Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Merve Kesimal ve Nazile Yılmaz bu soruya yanıt aradı ve “Medya ve Din Hizmetleri” başlıklı makale hazırladı:
Medya ve Din Hizmetleri
Dinlerin tebliğ vazifelerini yerine getirmede günümüzde en etkili yol medya ve kitle iletişim araçları olmuştur. Peygamberimiz tebliğ vazifesini ilk olarak bizzat kendisi yerine getirmiş, ilerleyen zamanlarda ise ülkelere gönderdiği elçiler ve çeşitli mektuplarla bu vazifeyi gönderdiği elçileri devralmıştır, ancak değişen zaman ve gelişen şartlarla artık tebliğ bizzat seyahate gerek duymaksızın çeşitli iletişim araçlarıyla sağlanmaktadır. İslam’ın yayılma politikasında ise ilk olarak Kur’an’ın Mushaf haline getirilmesi ve çoğaltılıp fethedilen bölgelere gönderilmesi sayılabilir. Daha sonra ise Hz. peygamberin hadislerinin yazılması ve çoğaltılması; âlimlerin din hizmetlerini yaptıkları seyahatler yerine getirmeleri; bu seyahatler vasıtasıyla da bilgi edinmeleri ve bu bilgileri paylaşmaları; ilk dönemlerde kitaplar üzerinden din hizmetinin karşılandığını göstermektedir. Fetihlerle birlikte Müslüman coğrafyanın genişlemesi, yeni kültürlerle karşılaşmaları sonucunda insanların din hizmetlerine olan ihtiyaçları artmış ve bu da insanları medreselerde okutulan kitaplardan ziyade bilgiyi edinme yolunda değişikliğe sevk etmiştir. Matbaanın bulunmasıyla da çeşitli yayın organları ortaya çıkmış gazete, dergiler basılmaya başlanmış; insanlar her alanda ihtiyaç duydukları bilgilere gazeteler ve dergiler aracılığıyla kolaylıkla ulaşabilmiştir.
Günümüzde ise gazete ve dergiler yerini insanları kolayca ulaşabilecekleri, maliyeti daha az olup içerisinde sınırsız bilgi barındıran çeşitli elektronik ortamlara internete ve televizyonlara bırakmıştır. Artık medya, dini hizmetler için başvurulacak ilk kaynaklar arasında yer almıştır. Bugün dinler binlerce internet sitesi, yüzlerce televizyon ve radyo ile çeşitli elektronik ortamlarda baş göstermiş ve toplumların kendi dini inanç ve kültürlerini başlıca sunuş araçlarından birkaç tanesi olarak yerlerini almıştır. Bunlardan bazılarını aktaralım:
Gazeteler
Matbaanın yaygınlaşmasıyla yazılı basın meydana gelmiş ve insanlar temsil ettikleri kitlelerin fikirlerini, çeşitli konular hakkındaki görüşlerini, gazeteler vasıtasıyla halka ulaştırmışlardır. Günümüzde de basın, bu konuda ön planda bulunmaktadır. Din hizmeti açısından basın, olumlu olabileceği gibi olumsuz sonuçlar da doğurmaktadır. Zaman zaman yazılı basın yeterli dini bilgiye sahip olmamaktan kaynaklanan hatalara imza atmıştır. Örneğin; Hürriyet gazetesinin 2012 Ramazan ayında yayınladığı iftar menüsünde Baharatlı Izgara Tavuk yemeği için önerilen malzemeler arasında 8 çorba kaşığı beyaz şarap ifadesi oldukça çarpıcıdır. Bu yanlış bilgilerin düzeltilmesi adına medyanın din konusunda bilgilendirilmesi ve din uzmanlarından da bu konuda destek alınması gerekmektedir. Dini hizmetleri bağlamında bazı gazetelerin, kendilerini İslami gazete olarak isimlendirdikleri ve İslam dini ekseninde sorunlara yaklaştıkları görülmüştür. Bu gazetelerde İslami iktisadın ana özelliklerine değinilmiş, köşe yazılarında İslam devletinin özelliklerinden, şeriatla yönetimden, modanın muhafazakâr kesime etkisinden bahsedilmiştir. Aynı zamanda meydana gelen güncel olaylarla ilgili de İslam dininin buyruklarını ve emirlerini dile getirip dinin savunuculuğunu yapmışlardır. Yakın dönemde, Paris’te meydana gelen olayların dine etkisi ve İslamofobiyle savaşma adına birçok yazı yazılmıştır ve kapak sayfalarında da çoğu zaman Kur’an’ı Kerim’den ayetlere yer verilmiş. Bütün bunlarla birlikte İslam dini aleyhine yayın yapan yayın organlarından bahsetmek gerekir. Bunlar medyayı kullanarak gazeteler aracılığıyla İslam düşmanlığını topluma yaymak amacıyla çeşitli yazılar kalem almışlardır. Dünyada meydana gelen İslam karşıtı gösterilere yer vermeleri, dini terörle eş değer gören bir tutumla yazdıkları köşe yazıları Hz. Peygamberin karikatürlerine yer vermeleri ve Müslümanları aşağılayıcı küçümseyici resimler kullanmaları ve muhafazakârlara yönelik ‘Arabistan’a geri dönün’ vb. başlıklarıyla yazdıkları yazılarda din karşıtı söylemlerini oluşturmuştur. Gazeteler dünyada da dinlerin yayılma politikasından önemli rol üstlenmiştir. Hristiyan gazeteler içeriğinde kendi dinlerine yer vermiş kendilerince önemli bulunan konulara değinmişlerdir. Örneğin; Hristiyan Gazetesinin Papayla ilgili haberlere yer vermesi, İsa Mesih İncil ve her Hristiyan teoloji hakkında olumlu olumsuz her türlü makaleyi arşivleyip yayınlaması da Hristiyanlığın gazeteler üzerinden yaptıkları dini hizmetler olarak ele alınabilir.
Dergiler
Dergiler ise çeşitli cemaatlerin ya da grupların hitap ettiği kesime aylık ya da haftalık olarak sundukları bültenler olarak ele alınabilir. Din hizmetleri bağlamında her cemaatin kendi dergisi bulunmakla birlikte her sayısında belli görüşlerine yer vermektedir. Bu dergilere baktığında yazarlarının cemaatle aynı görüşlerine sahip olduklarını ve kendi fikirleri sistematik olarak bu dergilerle hitap ettiği kesime ulaştırdıkları görülür. Dergilerle yapılan dini hizmetler topluma yönelik olduğu gibi akademik kesime de hitap etmektedir. Örneğin; İslamiyat adlı derginin İslami araştırmalara yer vermesi alanında uzman olan insanlar tarafından yazılan ve Kur’an’ı anlamada yöntem sorunu vb. makaleleri ve araştırmaları da dini hizmeti kapsamında ele alınır. Farklı dini düşünceler de kendilerini ifade etme biçimi ve yayılma politikalarında dergileri kullanmışlardır. Örneğin; Hristiyan mezheplerin ortak vizyon ve temel inancına sadık olarak yayın yapan Miras Dergisi bu vazifesini yerine getirmeye çalışmaktadır. Dergi Hristiyanlığın temel inançlarından, kiliselerin doğruluğundan, papayla olan ilişkilerinden Hristiyanlıktaki çeşitli görüşler hakkında yazdıkları makalelerden oluşarak okuyucularına hizmet etmektedir.
Bazı dergilerin ise sadece belli konuları ele alıp insanları modernleştirme adına bilgi sundukları görülmektedir. Örneğin muhafazakâr toplumlarda da ortaya çıkan moda sevdası üzerine A’la ve Aysha vb. dergiler kadınları İslami tesettürden uzaklaştırarak dini öğretilerinde ‘israf etme’ ilkesini hiçe sayarak kadınları tüketim çılgınlığına sevk etmekte, kendince dini bilgiler sunarak bayanları cezbetmektedir. Din hizmetlerinin başarıyla sağlandığı dergiler olarak Diyanetin çıkarmış olduğu Diyanet Aile Dergisi ve Diyanet Çocuk Dergisi de ele alınabilir. Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan alanında uzman birçok kişi tarafından düzenlenen ve dini hizmetler kapsamında insanların bilinçlendirilmeleri ve yanlışlarının giderilmesi adına insanların ihtiyaç duyduğu her konuya yer verilmektedir. Diyanetin toplumumuzda dini yayınlar ve kurumların başını temsil ettiği gibi medya ve kitle iletişim araçlarıyla yapılan din hizmetlerinde ön sıralarda yer almaktadır. Hizmetlerinin her kesime hitap etmesi bakımından da çeşitli yayın organları kullanması da nüfuz alanını genişletmektedir.
Televizyon
Televizyon ile ilgili yaygın din hizmetleri ve rehberlik faaliyetleri genelde yanlış kuruluşların elindedir. Ülkemizde siyaset ve politika maalesef her konuda belirleyen olduğu gibi bu konuda da bir limit çizmekte, kategorizasyon buna göre yapılmaktadır. Siyasi görüşü ne ise kanal o görüşün ağırlıklı olduğu içerikleri yayınlamaktadır. Ülkemizde genel olarak halkın tercihi doğrultusunda her kanalda dini içerikli program bulunmaktadır. Bu programlar ağırlıklı olarak halkın fıkhi-güncel meseleleri, soru cevap şeklinde hazırlanmış içerikli programlardır. Genel olarak gündüz kuşağı televizyon programlarında bu tip içeriklere yer yerilmekte, Cuma günü daha ağırlıklı olmak üzere yapılmaktadır. Tüm kanallar, görüşü ne olursa olsun Cuma günü gündüz kuşağı programında mutlaka dini bir içerik hazırlar. Ünlü bir hoca, yahut bir profesör, Diyanet İşleri’nden tanınan biri, halk tarafından kabul edilmiş bir kişi çıkarıp insanların soruları cevaplanmakta, canlı yayın bağlantısı olarak içerik zenginleştirilmektedir. Bunun dışında televizyon dizilerine bakacak olursak din hizmeti görmek pek görülmemektedir. Son dönemlerde ise Yedi Güzel Adam, Diriliş gibi dizilerle biraz daha manevi duygulara hitap eden diziler yapıldı. Ancak izlenme oranı çok yüksek dizilere bakıldığında bir cami, bir dua eden kişi, Allah inancı vb. gibi olguları bizim dizilerimizde görmek pek mümkün değildir. Hristiyan ülkelerin televizyon kanallarında din hizmeti daha aktif olarak kullanılmakta, dizilerde mutlaka Hristiyanlığa ait figürler kullanılmaktadır.
Türkiye’de Diyanet TV, Berat TV, Dost TV, Semerkand TV vb gibi dini yayın yapan kanallar mevcuttur. Bu kanallarda din hizmeti kesintisiz olarak verilmektedir. İçerik olarak bakıldığında ruh ve beden sağlığı, musiki programı, mukabele, Türk dünyasından izler, güzel öğütler, hanım sahabeler, sultanların içinde vb. programlar yapılmaktadır.
Ülkemizde ayrıca, gelen Ramazan ayı dolayısıyla da her kanal programlar hazırlamaktadır. Bütün özel-devlet televizyon kanallarında sahur ve iftar programları görmek mümkündür. Buralarda halk tarafından kabul görmüş hocalar programlara çıkarlar. Halka sohbetler yaparlar, bazıları soru cevap içerikli olmakla beraber çoğu sohbet tarzındadır. Bu programlar güzel bir manzara veya kutsal mekân görüntüsü eşliğinde yapılır. Sorulan sorular genel olarak orucu ne bozardan başlayarak ilerler. Hocalar bu programlarda namaz kılmak ve amel-i salihinin artırılmasını tavsiye ederler. Halkın bunlara yönelmesini, bu aylarda bol bol tövbe etmeleri gerektiğini vurgularlar. Sohbetlerde ise konular genel olarak Hz. Peygamber’in (sav) hayatından seçilir. Eşlerinin hayatları ve sahabelerin hayatları da konular arasındadır. Burada bazen hiçbir kaynakta rastlamayacağınız tarzda orijinal (!) bilgililer edinmemiz de mümkündür.
Sinema
Sinema sektörü genel düşünceyi yönlendirmekte etkili bir faktördür. Bilinçaltı mesajlar ve konuları işlerken beklenmedik anda ortaya çıkan sahneleri ile algı üzerinde etkisi de büyüktür. Hristiyanlık dini açısından baktığımızda sinemanın din hizmeti ve rehberlik konusunu belki de en başarılı işleyen din olduğunu söylemek mümkündür. Sinema filminin konusu ne olursa olsun hemen her filmde bir kilise, haç, bayrak vurgusu bulunur. Tanrı konusu sıkça işlenir, insanlar peder ile konuşup günah çıkarır. Kahramanın boynunda mutlaka haç olur. İncil vurgusu, İncil’den pasajlar konuşmalarda sıkça geçer. Mesela hiç kiliseye gitmeyen kahraman filmin sonunda pederle konuşur yahut kiliseye gider ve aydınlanır ya da İncil’i keşfeder ve bu ana karakterin değişiminin başlangıcı olur. Prison Break dizisinde bu husus belirgin şekilde işlenmiştir. Kahraman bir anda yüzünü Tanrı’ya döner ve hayatında her şey değişmeye başlar. Nuh filmi, İsa filmi bunlara başlıca örnektir. Çok ünlü bir yönetmen olan Tom Shadyac da filmlerinde ruh inancını vurgulamasının sebebini Hristiyanlığın ana vurgusu olarak değerlendiriyor. Ayrıca ahlakın ve dine bağlılığın azaldığını ve bozulduğunu söylüyor. Bu sebeple de filmlerde üzerinde durulması gereken temel konuların din ile ilişkisi olması gerektiğini söylüyor. Yine Tanrı-Amerika konusu filmlerde çokça işlenmektedir. Filmlerde Tanrı’ya inan-Amerika’ya itaat et ve huzur, mutluluk, ebedi kurtuluş seninle olsun vurgusu bulunmaktadır.
Türkiye’de ise bir grup tamamen dışlayarak hiçbir şekilde dini, manevi bir olguya vurgu yapmazken, kültürü de reddeder şekilde sinema filmi yapmaktadır. Konuları-oyunları vesaire ile tamamen bu ülkenin sahip olduğu değerleri reddetmektedir. Bir grup ise, bunlara yer vermekte fakat genelde terörist olan, fakir olan, aciz olan, haksızlık yapan karakterler dindar olarak vurgulanmaktadır. Geri kalmışlık olarak din gösterilmektedir. Çok sık olmamakla birlikte, manevi değerlere vurgu yapan tarih alanında filmler de yapılmıştır. Fetih 1453, Nefes filmleri gibi. Bu filmler de fetihlerin yapılışı, bu ülkenin nasıl kazanıldığı, bu insanların neler feda ettikleri vurgusu ön plandadır. Son yıllarda Diyanet, sinemanın önemli bir sanat dalı olduğunu vurgulayarak nitelikli sinema eserleri ortay acıkması için ilgili insanların dini film senaryoları dalında yarışmalar düzenlenmesini düşünmüş ve kazanan senaryonun filme dönüştürülerek ödüllendirilmesini tavsiye etmiştir.
İnternet ve Sosyal Medya
Günümüzde dini kurum kuruluş-kişiler de web siteleri aracılığıyla kitle iletişimini yapmaktadırlar. Baktığımız zaman kendi gibi görüşe sahip olan kişilerin buraları ziyaret etmesi, kendi bakış açısına uygun fikirler edinmesi, kendini yalnız hissetmemesi, sorunlarıyla kendi gibi düşünen insanlar tarafından cevaplar alabilmesi insanların bu alana olan rağbetini de artırmıştır. Gelişen teknolojilerle birlikte sosyal medya hayatımıza çok çabuk dâhil olmuş ve yediden yetmişe her kesim tarafından sıklıkla tercih edilen bir iletişim aracı haline dönüşmüştür. Hatta insanlar üzerinde bağımlılık yaratmaya başlamıştır. İnsanlar üzerinde bu denli etkiye sahip olan sosyal medyanın birden çok çeşidi mevcuttur. Sosyal medya tanıştığı her insanın her insanın siyasal, kültürel ve eğitsel dünyasına direkt olarak etki etmektedir. İnsanlar sosyal medya üzerinden örgütlenebilmekte ve bilgi alışverişi sağlayabilmektedirler. Bu da sosyal medyayı sadece eğlenme aracı olmaktan çıkarıp önemini gözler önüne sermektedir.( ) Sosyal medya insanların artık insanların kendi fikirlerini, görüşlerini özgürce beyan ettikleri bununla birlikte aynı dünya görüşüne sahip insanların ortak hareket etmelerine imkân sağlayan ve gitgide gelişen modern dünyada meydana gelen olaylardan anında haber alma niteliğine sahip en önemli iletişim aracı haline gelmiştir.
Örneğin; insanlar Filistin’de veya Mısır’da meydana olaylara tepki göstermek amacıyla Facebook ve Twitter üzerinden harekete geçip bir araya gelmekte ve tepkilerini de bu kanallar aracılığıyla dile getirmektedirler. Kısa zamanda çok geniş bir kitleye hitap etmesi bakımından sosyal medya bilgi paylaşımında çağımızda ilk sırada yer almaktadır. Dini hizmetlerinin de temelinde toplum yer aldığı için dini bilgilerin paylaşımı da artık bu sosyal medya üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Her grup ve cemaat facebook ve twitter üzerinden hitap ettiği kesime bizzat hizmet imkânı yakalamıştır. Örneğin Facebook da; Nakşibendi Tarikati, Mahmut Efendi Cemaati veya cemaat önderlerinin adına açılan sayfalar; Bediüzzaman Said Nursi, Osman Nuri Topbaş vb. sayfalar bu hizmete yönelik olarak kurulmuştur. Sadece bunlarla sınırlı kalmayıp çeşitli sitelerde bu cemaatlerin sohbetlerini yayınlamaları kendileri adına sayfalar ve sitelerle çok geniş kitlelere hitap etmektedirler.
Medya ve Din Hizmetleri
Dinlerin tebliğ vazifelerini yerine getirmede günümüzde en etkili yol medya ve kitle iletişim araçları olmuştur. Peygamberimiz tebliğ vazifesini ilk olarak bizzat kendisi yerine getirmiş, ilerleyen zamanlarda ise ülkelere gönderdiği elçiler ve çeşitli mektuplarla bu vazifeyi gönderdiği elçileri devralmıştır, ancak değişen zaman ve gelişen şartlarla artık tebliğ bizzat seyahate gerek duymaksızın çeşitli iletişim araçlarıyla sağlanmaktadır. İslam’ın yayılma politikasında ise ilk olarak Kur’an’ın Mushaf haline getirilmesi ve çoğaltılıp fethedilen bölgelere gönderilmesi sayılabilir. Daha sonra ise Hz. peygamberin hadislerinin yazılması ve çoğaltılması; âlimlerin din hizmetlerini yaptıkları seyahatler yerine getirmeleri; bu seyahatler vasıtasıyla da bilgi edinmeleri ve bu bilgileri paylaşmaları; ilk dönemlerde kitaplar üzerinden din hizmetinin karşılandığını göstermektedir. Fetihlerle birlikte Müslüman coğrafyanın genişlemesi, yeni kültürlerle karşılaşmaları sonucunda insanların din hizmetlerine olan ihtiyaçları artmış ve bu da insanları medreselerde okutulan kitaplardan ziyade bilgiyi edinme yolunda değişikliğe sevk etmiştir. Matbaanın bulunmasıyla da çeşitli yayın organları ortaya çıkmış gazete, dergiler basılmaya başlanmış; insanlar her alanda ihtiyaç duydukları bilgilere gazeteler ve dergiler aracılığıyla kolaylıkla ulaşabilmiştir.
Günümüzde ise gazete ve dergiler yerini insanları kolayca ulaşabilecekleri, maliyeti daha az olup içerisinde sınırsız bilgi barındıran çeşitli elektronik ortamlara internete ve televizyonlara bırakmıştır. Artık medya, dini hizmetler için başvurulacak ilk kaynaklar arasında yer almıştır. Bugün dinler binlerce internet sitesi, yüzlerce televizyon ve radyo ile çeşitli elektronik ortamlarda baş göstermiş ve toplumların kendi dini inanç ve kültürlerini başlıca sunuş araçlarından birkaç tanesi olarak yerlerini almıştır. Bunlardan bazılarını aktaralım:
Gazeteler
Matbaanın yaygınlaşmasıyla yazılı basın meydana gelmiş ve insanlar temsil ettikleri kitlelerin fikirlerini, çeşitli konular hakkındaki görüşlerini, gazeteler vasıtasıyla halka ulaştırmışlardır. Günümüzde de basın, bu konuda ön planda bulunmaktadır. Din hizmeti açısından basın, olumlu olabileceği gibi olumsuz sonuçlar da doğurmaktadır. Zaman zaman yazılı basın yeterli dini bilgiye sahip olmamaktan kaynaklanan hatalara imza atmıştır. Örneğin; Hürriyet gazetesinin 2012 Ramazan ayında yayınladığı iftar menüsünde Baharatlı Izgara Tavuk yemeği için önerilen malzemeler arasında 8 çorba kaşığı beyaz şarap ifadesi oldukça çarpıcıdır. Bu yanlış bilgilerin düzeltilmesi adına medyanın din konusunda bilgilendirilmesi ve din uzmanlarından da bu konuda destek alınması gerekmektedir. Dini hizmetleri bağlamında bazı gazetelerin, kendilerini İslami gazete olarak isimlendirdikleri ve İslam dini ekseninde sorunlara yaklaştıkları görülmüştür. Bu gazetelerde İslami iktisadın ana özelliklerine değinilmiş, köşe yazılarında İslam devletinin özelliklerinden, şeriatla yönetimden, modanın muhafazakâr kesime etkisinden bahsedilmiştir. Aynı zamanda meydana gelen güncel olaylarla ilgili de İslam dininin buyruklarını ve emirlerini dile getirip dinin savunuculuğunu yapmışlardır. Yakın dönemde, Paris’te meydana gelen olayların dine etkisi ve İslamofobiyle savaşma adına birçok yazı yazılmıştır ve kapak sayfalarında da çoğu zaman Kur’an’ı Kerim’den ayetlere yer verilmiş. Bütün bunlarla birlikte İslam dini aleyhine yayın yapan yayın organlarından bahsetmek gerekir. Bunlar medyayı kullanarak gazeteler aracılığıyla İslam düşmanlığını topluma yaymak amacıyla çeşitli yazılar kalem almışlardır. Dünyada meydana gelen İslam karşıtı gösterilere yer vermeleri, dini terörle eş değer gören bir tutumla yazdıkları köşe yazıları Hz. Peygamberin karikatürlerine yer vermeleri ve Müslümanları aşağılayıcı küçümseyici resimler kullanmaları ve muhafazakârlara yönelik ‘Arabistan’a geri dönün’ vb. başlıklarıyla yazdıkları yazılarda din karşıtı söylemlerini oluşturmuştur. Gazeteler dünyada da dinlerin yayılma politikasından önemli rol üstlenmiştir. Hristiyan gazeteler içeriğinde kendi dinlerine yer vermiş kendilerince önemli bulunan konulara değinmişlerdir. Örneğin; Hristiyan Gazetesinin Papayla ilgili haberlere yer vermesi, İsa Mesih İncil ve her Hristiyan teoloji hakkında olumlu olumsuz her türlü makaleyi arşivleyip yayınlaması da Hristiyanlığın gazeteler üzerinden yaptıkları dini hizmetler olarak ele alınabilir.
Dergiler
Dergiler ise çeşitli cemaatlerin ya da grupların hitap ettiği kesime aylık ya da haftalık olarak sundukları bültenler olarak ele alınabilir. Din hizmetleri bağlamında her cemaatin kendi dergisi bulunmakla birlikte her sayısında belli görüşlerine yer vermektedir. Bu dergilere baktığında yazarlarının cemaatle aynı görüşlerine sahip olduklarını ve kendi fikirleri sistematik olarak bu dergilerle hitap ettiği kesime ulaştırdıkları görülür. Dergilerle yapılan dini hizmetler topluma yönelik olduğu gibi akademik kesime de hitap etmektedir. Örneğin; İslamiyat adlı derginin İslami araştırmalara yer vermesi alanında uzman olan insanlar tarafından yazılan ve Kur’an’ı anlamada yöntem sorunu vb. makaleleri ve araştırmaları da dini hizmeti kapsamında ele alınır. Farklı dini düşünceler de kendilerini ifade etme biçimi ve yayılma politikalarında dergileri kullanmışlardır. Örneğin; Hristiyan mezheplerin ortak vizyon ve temel inancına sadık olarak yayın yapan Miras Dergisi bu vazifesini yerine getirmeye çalışmaktadır. Dergi Hristiyanlığın temel inançlarından, kiliselerin doğruluğundan, papayla olan ilişkilerinden Hristiyanlıktaki çeşitli görüşler hakkında yazdıkları makalelerden oluşarak okuyucularına hizmet etmektedir.
Bazı dergilerin ise sadece belli konuları ele alıp insanları modernleştirme adına bilgi sundukları görülmektedir. Örneğin muhafazakâr toplumlarda da ortaya çıkan moda sevdası üzerine A’la ve Aysha vb. dergiler kadınları İslami tesettürden uzaklaştırarak dini öğretilerinde ‘israf etme’ ilkesini hiçe sayarak kadınları tüketim çılgınlığına sevk etmekte, kendince dini bilgiler sunarak bayanları cezbetmektedir. Din hizmetlerinin başarıyla sağlandığı dergiler olarak Diyanetin çıkarmış olduğu Diyanet Aile Dergisi ve Diyanet Çocuk Dergisi de ele alınabilir. Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan alanında uzman birçok kişi tarafından düzenlenen ve dini hizmetler kapsamında insanların bilinçlendirilmeleri ve yanlışlarının giderilmesi adına insanların ihtiyaç duyduğu her konuya yer verilmektedir. Diyanetin toplumumuzda dini yayınlar ve kurumların başını temsil ettiği gibi medya ve kitle iletişim araçlarıyla yapılan din hizmetlerinde ön sıralarda yer almaktadır. Hizmetlerinin her kesime hitap etmesi bakımından da çeşitli yayın organları kullanması da nüfuz alanını genişletmektedir.
Televizyon
Televizyon ile ilgili yaygın din hizmetleri ve rehberlik faaliyetleri genelde yanlış kuruluşların elindedir. Ülkemizde siyaset ve politika maalesef her konuda belirleyen olduğu gibi bu konuda da bir limit çizmekte, kategorizasyon buna göre yapılmaktadır. Siyasi görüşü ne ise kanal o görüşün ağırlıklı olduğu içerikleri yayınlamaktadır. Ülkemizde genel olarak halkın tercihi doğrultusunda her kanalda dini içerikli program bulunmaktadır. Bu programlar ağırlıklı olarak halkın fıkhi-güncel meseleleri, soru cevap şeklinde hazırlanmış içerikli programlardır. Genel olarak gündüz kuşağı televizyon programlarında bu tip içeriklere yer yerilmekte, Cuma günü daha ağırlıklı olmak üzere yapılmaktadır. Tüm kanallar, görüşü ne olursa olsun Cuma günü gündüz kuşağı programında mutlaka dini bir içerik hazırlar. Ünlü bir hoca, yahut bir profesör, Diyanet İşleri’nden tanınan biri, halk tarafından kabul edilmiş bir kişi çıkarıp insanların soruları cevaplanmakta, canlı yayın bağlantısı olarak içerik zenginleştirilmektedir. Bunun dışında televizyon dizilerine bakacak olursak din hizmeti görmek pek görülmemektedir. Son dönemlerde ise Yedi Güzel Adam, Diriliş gibi dizilerle biraz daha manevi duygulara hitap eden diziler yapıldı. Ancak izlenme oranı çok yüksek dizilere bakıldığında bir cami, bir dua eden kişi, Allah inancı vb. gibi olguları bizim dizilerimizde görmek pek mümkün değildir. Hristiyan ülkelerin televizyon kanallarında din hizmeti daha aktif olarak kullanılmakta, dizilerde mutlaka Hristiyanlığa ait figürler kullanılmaktadır.
Türkiye’de Diyanet TV, Berat TV, Dost TV, Semerkand TV vb gibi dini yayın yapan kanallar mevcuttur. Bu kanallarda din hizmeti kesintisiz olarak verilmektedir. İçerik olarak bakıldığında ruh ve beden sağlığı, musiki programı, mukabele, Türk dünyasından izler, güzel öğütler, hanım sahabeler, sultanların içinde vb. programlar yapılmaktadır.
Ülkemizde ayrıca, gelen Ramazan ayı dolayısıyla da her kanal programlar hazırlamaktadır. Bütün özel-devlet televizyon kanallarında sahur ve iftar programları görmek mümkündür. Buralarda halk tarafından kabul görmüş hocalar programlara çıkarlar. Halka sohbetler yaparlar, bazıları soru cevap içerikli olmakla beraber çoğu sohbet tarzındadır. Bu programlar güzel bir manzara veya kutsal mekân görüntüsü eşliğinde yapılır. Sorulan sorular genel olarak orucu ne bozardan başlayarak ilerler. Hocalar bu programlarda namaz kılmak ve amel-i salihinin artırılmasını tavsiye ederler. Halkın bunlara yönelmesini, bu aylarda bol bol tövbe etmeleri gerektiğini vurgularlar. Sohbetlerde ise konular genel olarak Hz. Peygamber’in (sav) hayatından seçilir. Eşlerinin hayatları ve sahabelerin hayatları da konular arasındadır. Burada bazen hiçbir kaynakta rastlamayacağınız tarzda orijinal (!) bilgililer edinmemiz de mümkündür.
Sinema
Sinema sektörü genel düşünceyi yönlendirmekte etkili bir faktördür. Bilinçaltı mesajlar ve konuları işlerken beklenmedik anda ortaya çıkan sahneleri ile algı üzerinde etkisi de büyüktür. Hristiyanlık dini açısından baktığımızda sinemanın din hizmeti ve rehberlik konusunu belki de en başarılı işleyen din olduğunu söylemek mümkündür. Sinema filminin konusu ne olursa olsun hemen her filmde bir kilise, haç, bayrak vurgusu bulunur. Tanrı konusu sıkça işlenir, insanlar peder ile konuşup günah çıkarır. Kahramanın boynunda mutlaka haç olur. İncil vurgusu, İncil’den pasajlar konuşmalarda sıkça geçer. Mesela hiç kiliseye gitmeyen kahraman filmin sonunda pederle konuşur yahut kiliseye gider ve aydınlanır ya da İncil’i keşfeder ve bu ana karakterin değişiminin başlangıcı olur. Prison Break dizisinde bu husus belirgin şekilde işlenmiştir. Kahraman bir anda yüzünü Tanrı’ya döner ve hayatında her şey değişmeye başlar. Nuh filmi, İsa filmi bunlara başlıca örnektir. Çok ünlü bir yönetmen olan Tom Shadyac da filmlerinde ruh inancını vurgulamasının sebebini Hristiyanlığın ana vurgusu olarak değerlendiriyor. Ayrıca ahlakın ve dine bağlılığın azaldığını ve bozulduğunu söylüyor. Bu sebeple de filmlerde üzerinde durulması gereken temel konuların din ile ilişkisi olması gerektiğini söylüyor. Yine Tanrı-Amerika konusu filmlerde çokça işlenmektedir. Filmlerde Tanrı’ya inan-Amerika’ya itaat et ve huzur, mutluluk, ebedi kurtuluş seninle olsun vurgusu bulunmaktadır.
Türkiye’de ise bir grup tamamen dışlayarak hiçbir şekilde dini, manevi bir olguya vurgu yapmazken, kültürü de reddeder şekilde sinema filmi yapmaktadır. Konuları-oyunları vesaire ile tamamen bu ülkenin sahip olduğu değerleri reddetmektedir. Bir grup ise, bunlara yer vermekte fakat genelde terörist olan, fakir olan, aciz olan, haksızlık yapan karakterler dindar olarak vurgulanmaktadır. Geri kalmışlık olarak din gösterilmektedir. Çok sık olmamakla birlikte, manevi değerlere vurgu yapan tarih alanında filmler de yapılmıştır. Fetih 1453, Nefes filmleri gibi. Bu filmler de fetihlerin yapılışı, bu ülkenin nasıl kazanıldığı, bu insanların neler feda ettikleri vurgusu ön plandadır. Son yıllarda Diyanet, sinemanın önemli bir sanat dalı olduğunu vurgulayarak nitelikli sinema eserleri ortay acıkması için ilgili insanların dini film senaryoları dalında yarışmalar düzenlenmesini düşünmüş ve kazanan senaryonun filme dönüştürülerek ödüllendirilmesini tavsiye etmiştir.
İnternet ve Sosyal Medya
Günümüzde dini kurum kuruluş-kişiler de web siteleri aracılığıyla kitle iletişimini yapmaktadırlar. Baktığımız zaman kendi gibi görüşe sahip olan kişilerin buraları ziyaret etmesi, kendi bakış açısına uygun fikirler edinmesi, kendini yalnız hissetmemesi, sorunlarıyla kendi gibi düşünen insanlar tarafından cevaplar alabilmesi insanların bu alana olan rağbetini de artırmıştır. Gelişen teknolojilerle birlikte sosyal medya hayatımıza çok çabuk dâhil olmuş ve yediden yetmişe her kesim tarafından sıklıkla tercih edilen bir iletişim aracı haline dönüşmüştür. Hatta insanlar üzerinde bağımlılık yaratmaya başlamıştır. İnsanlar üzerinde bu denli etkiye sahip olan sosyal medyanın birden çok çeşidi mevcuttur. Sosyal medya tanıştığı her insanın her insanın siyasal, kültürel ve eğitsel dünyasına direkt olarak etki etmektedir. İnsanlar sosyal medya üzerinden örgütlenebilmekte ve bilgi alışverişi sağlayabilmektedirler. Bu da sosyal medyayı sadece eğlenme aracı olmaktan çıkarıp önemini gözler önüne sermektedir.( ) Sosyal medya insanların artık insanların kendi fikirlerini, görüşlerini özgürce beyan ettikleri bununla birlikte aynı dünya görüşüne sahip insanların ortak hareket etmelerine imkân sağlayan ve gitgide gelişen modern dünyada meydana gelen olaylardan anında haber alma niteliğine sahip en önemli iletişim aracı haline gelmiştir.
Örneğin; insanlar Filistin’de veya Mısır’da meydana olaylara tepki göstermek amacıyla Facebook ve Twitter üzerinden harekete geçip bir araya gelmekte ve tepkilerini de bu kanallar aracılığıyla dile getirmektedirler. Kısa zamanda çok geniş bir kitleye hitap etmesi bakımından sosyal medya bilgi paylaşımında çağımızda ilk sırada yer almaktadır. Dini hizmetlerinin de temelinde toplum yer aldığı için dini bilgilerin paylaşımı da artık bu sosyal medya üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Her grup ve cemaat facebook ve twitter üzerinden hitap ettiği kesime bizzat hizmet imkânı yakalamıştır. Örneğin Facebook da; Nakşibendi Tarikati, Mahmut Efendi Cemaati veya cemaat önderlerinin adına açılan sayfalar; Bediüzzaman Said Nursi, Osman Nuri Topbaş vb. sayfalar bu hizmete yönelik olarak kurulmuştur. Sadece bunlarla sınırlı kalmayıp çeşitli sitelerde bu cemaatlerin sohbetlerini yayınlamaları kendileri adına sayfalar ve sitelerle çok geniş kitlelere hitap etmektedirler.