Diyanet İşleri Başkanlığının radyo, televizyon, internet ve sosyal medya platformlarında gerçekleştirdiği yayın faaliyetlerinde önemli bir adım atıldı.
Diyanet TV, 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle yeni frekanslarından yayına devam edecek. Bu, Diyanet TV’nin müstakil bir televizyon yayıncılığı yapacağı anlamı taşıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanı Binali Yıldırım ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla 27 Aralık 2018 Perşembe günü, bir tanıtım programı düzenlendi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, dikkat çeken mesajlar verdiği tanıtım gecesinde, Diyanet TV’nin yayın ilkelerini kamuoyuna açıkladı.
Diyanet TV’nin yayınları ile toplumu din konusunda aydınlatma ve yaygın din eğitimi faaliyetlerine katkı sağlamayı hedeflediklerini ifade eden Başkan Erbaş, Diyanet TV’nin yayın ilkeleriyle ilgili olarak şunları söyledi;
“Hikmetli bir gönül dili ile dinimizin hakikatlerini ülkemizde ve dünyada isteyen herkese ulaştırmak istiyoruz. Mezhep, meşrep, siyasi görüş ve düşünüşlerin, günü birlik tartışma ve gerilimlerin ötesinde, reklam ve propaganda dilinden uzak, kuşatıcı ve kucaklayıcı eksende yayın yapmayı önemsiyoruz.
İslam’ın hakikatlerini, kültürel değerlerimizi, güzel ahlakı ve toplumsal duyarlılıkları dikkate alarak, birlikte yaşama ahlak ve hukukunu pekiştiren, özellikle aile yapımızı koruyan ve güçlendiren yayınlar yapmayı temel ilkelerimiz olarak benimsiyoruz.
Çocuklara, gençlere, kadınlara, yaşlılara, engellilere, mültecilere, toplumun tüm kesimlerine ve yurt dışındaki millet varlığımıza, gönül coğrafyamızdaki vatandaş, soydaş ve dindaşlarımıza yönelik yayınlar yapıyoruz.
Bu itibarla, Diyanet TV, doğru dini bilgiye ve toplumsal değerlerimize uygun programlarıyla gençlerimizin, ailelerimizin, engelli kardeşlerimizin, muhacirlerimizin ve bütün milletimizin gönül rahatlığıyla takip edebileceği düzlemde, yayın hayatına daha etkin ve güçlü bir şekilde devam etmektedir.”
“Din ve medya ilişkisi göz ardı edilemez”
Diyanet İşleri Başkanlığının, toplumu din konusunda aydınlatma noktasında geniş bir yelpazede faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade eden Başkan Erbaş, Diyanet TV’nin, yeni süreçle Başkanlığın bu faaliyetlerine yeni bir ivme kazandıracağını, mekân ve sınır gözetmeksizin İslam’ın güzelliklerini insanlığa ulaştıracağını kaydetti.
Kur’an ve sünnetin rehberliğinde, İslam’a ve insanlığa hizmet aşkının, zamanla ve mekânla sınırlandırılamayacağını vurgulayan Başkan Erbaş, radyo, televizyon, internet ve sosyal ağlar gibi bütün teknolojik imkânlardan yararlanılması gerektiğini söyledi.
Haberleşme araçlarının geliştiği, iletişimin hızlı ve kolay hale geldiği bir dünyada yaşandığına dikkati çeken Başkan Erbaş, “Böyle bir ortamda, insana ait en temel olgu ve gerçeklik olarak din, ülkemizde, İslâm dünyasında ve küresel ölçekte medyanın ana konularından biri haline gelmektedir. Dolayısıyla din ve medya ilişkisi hem yaşanan hayat hem de iletişim alanı açısından göz ardı edilemez bir durum arz etmektedir” diye konuştu.
Başkan Erbaş teknolojinin, radyo, televizyon ve internet yayıncılığıyla dünyanın küresel bir köy hâline getirildiğini dile getirerek, “Bu itibarla, yayın faaliyetleri aynı zamanda bütün yeryüzü ve insanlık ile muhatap olmak demektir. Bu durumun barındırdığı imkânlar, zorluklar ve riskler bir bütünlük içinde ve iyi değerlendirilmelidir” dedi.
“Müslümanlar, medya üzerinden küresel ölçekte bir ötekileştirmeye maruz kalmaktadır”
Başkan Erbaş, Müslümanların ötekileştirilmesi ve istismar edilmesinde teknolojinin etkisinden de söz ederek şöyle devam etti:
“İslamofobi üzerinden bir endüstriye dönüşen bu durum, İslam’ın yanlış anlaşılmasına, yanlış algılanmasına ve İslam’ın hakikatlerine muhtaç insanların yanılmalarına neden olmaktadır. İslam’ı temsil etmesi mümkün olmayan çeşitli batıl, sapkın yapı ve akımlar, medya ve dijital platformlar üzerinden zararlı faaliyetler ve yanlış propagandalarla İslam’a, Müslümanlara ve insanlığın aydınlık geleceğine zarar vermeye devam etmektedir. DEAŞ, FETÖ, PKK, Boko Haram, Şebab gibi terör örgütleri bunun açık örnekleridir. Oysa söz konusu örgütlerin ve benzer yapıların faaliyetlerinin, hakikat, huzur ve güven dini olan İslam ile hiçbir ilgisi olamaz.”
“Medya ve dijital araçlar üzerinden dini konuşmak çok daha büyük bir dikkat gerektirmektedir”
Medya ve dijital araçlar üzerinden hakikati ve dini konuşmanın büyük bir dikkat ve hassasiyet gerektirdiğinin altını çizen Başkan Erbaş, “İslam’ın kavramlarını ve söylemlerini, dinî kisve veya kimlik ile öne çıkan kişileri medyanın argümanları içinde kullananlar, hakikate ve milletimizin değerlerine karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmelidir” uyarısında bulundu.
Medyada dini konularda konuşan, yazan herkesin İslam’ın doğru anlaşılmasına, yaşanmasına ve güzel ahlakın yaygınlaşmasına katkı sunması gerektiğini ifade eden Başkan Erbaş, bu kişilerin, inanç konusunda yanlış anlamalara yol açacak hatalı söz ve eylemlerden, popülist yaklaşımlardan, gereksiz ve kafa karıştırıcı tartışmalardan kaçınmaları gerektiğini kaydetti.
“İslam’ın en doğru şekilde anlatılması ve istismarın önüne geçilmesi hususunda bütün imkânlarımızla çalışacağız”
Menfaat sağlamak için dini kavramları kullanarak istismar eden, din üzerinden kendini, yanlış düşünce ve davranışlarını meşrulaştırmaya çalışan kişi ve gruplara karşı medya organlarını ve vatandaşları dikkatli olmaya davet eden Başkan Erbaş, “Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, doğru dini bilgi ile İslam’ın en doğru şekilde anlatılması ve istismarın önüne geçilmesi hususunda Diyanet TV’miz ve diğer bütün imkânlarımızla çalışacağız. Aynı zamanda bu hususta isteyen kişilere ve kurumlara her türlü desteği vermeye de hazırız” diye konuştu.
Fotoğraf: Mehmet Öztürk (Diyanet)