Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, dinî konuların medya ve internette yayınlanmasıyla ilgili art arda üç önemli açıklama yaptı. İnternet ve sosyal medyada yayınlanan çeşitli konulardaki görüş veya fetvalar, Türkiye’nin gündeminde uzun süre tartışmalara neden oluyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş da, medyada yayınlanan bu tür içeriklerle ilgili, dikkat çeken üç önemli açıklama yaptı.
Medya ve hocalar vebal altında
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ilk açıklamasını Hakkari’de düzenlenen bir programda yaptı. Son dönemlerde özellikle sosyal medyada yayınlanan dinî içerikli yorumlara dikkat çeken Erbaş, ders ortamlarında müzakere edilmesi, tartışılması gereken konuların, doğrudan insanlara aktarılmasının yanlış anlaşılmalara sebep olacağını vurgulayarak şöyle konuştu: “Rica ediyorum, ders ortamında, hocalar grubuyla tartışılarak vuzuha kavuşturulup ondan sonra insanlara ulaştırılması gereken bazı konuları, televizyon ekranlarına taşımayın lütfen. Bizim ilim geleneğimizde, böyle konular sadece ilim ortamlarında tartışılır, müzakere edilir, netliğe kavuşturulur, ondan sonra insanlara ulaştırılır. Böyle ulu orta olmaz. Yanlış anlaşılmaya müsait bir konu, o zaman ne oluyor, insanlarımızın zihninde bazı yanlış anlamalara sebep olmuş oluyor. Buna sebep olan gerek o konuşmayı ekranlara taşıyan hocalar, gerekse onlara o zemini hazırlayan bundan vebal altındadır, açıkça söylüyorum.”
İslam’ı hedef alan yaklaşımlar kabul edilemez
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ikinci açıklamasını Diyanet İşleri Başkanlığında düzenlenen bir basın toplantısında yaptı. Başkan Erbaş, son günlerde özellikle medyada İslam kültürüne ait bazı kavramlar etrafında geliştirilen kişisel görüşler bağlamında bazı tartışmaların gündemi meşgul ettiğini, bu nedenle Diyanet’in bu hususları kamuoyu ile paylaşmasına ihtiyaç duyduğunu belirterek, şunları söyledi: Medya ve iletişim imkânlarının hayatı kuşatmasının beraberinde getirdiği bilgi karmaşası nedeniyle bu gün iletişim ve haber ahlakı daha önemli hale gelmiştir. Bilgiyi aktarırken bağlamından koparmadan, hedef göstermeden, çarpıtmadan habercilik ilkelerine sadık kalmak ihmal edilmemesi gereken ciddi bir sorumluluktur. Dolayısıyla medyanın her alanında, İslam’ın ilkeleri ve toplumun değerleri ile ilgili konularda haber ve yazı yazanlar doğru bilgiye ulaşma azmiyle gerekli inceleme ve araştırmayı yaparak sorumluluk bilinci ile hareket etmelidir. Toplumumuzun birlik ve kardeşlik harcını oluşturan İslam ve onun değerleri üzerinden, özensiz haber ve yorumlarla yanlış algılar oluşturarak adeta İslam’ın kendini hedef almaya neden olan yaklaşımlar da kabul edilemez.
Canlı yayında medya ve din açıklaması
Dün akşam CNN Türk’te Hakan Çelik’e konuk olan Başkan Erbaş, üçüncü açıklamasını da canlı yayında yaptı.
İlmi müzakereyi gerektiren konuların milletin karşısında, televizyon ekranlarında konuşulmasını doğru bulmadığını yineleyen Başkan Erbaş şöyle devam etti:
“Bu konuların ilmi ortamlarda tartışılması gerekiyor. Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri arasında tartışılması gerekiyor, ilahiyat fakültelerinde, dar kapsamlı, ilim adamlarının bulunduğu ortamlarda, belki sempozyumlarda, panellerde tartışılması, yani medya ortamlarından uzak yerlerde tartışılıp doğru sonuçlara ulaşıldıktan sonra toplumumuzla paylaşılması gerekiyor. Bu konuda özellikle ben kardeşlerimize istirham ediyorum, o noktada biraz daha duyarlı olsunlar”
Medya ve hocalar vebal altında
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ilk açıklamasını Hakkari’de düzenlenen bir programda yaptı. Son dönemlerde özellikle sosyal medyada yayınlanan dinî içerikli yorumlara dikkat çeken Erbaş, ders ortamlarında müzakere edilmesi, tartışılması gereken konuların, doğrudan insanlara aktarılmasının yanlış anlaşılmalara sebep olacağını vurgulayarak şöyle konuştu: “Rica ediyorum, ders ortamında, hocalar grubuyla tartışılarak vuzuha kavuşturulup ondan sonra insanlara ulaştırılması gereken bazı konuları, televizyon ekranlarına taşımayın lütfen. Bizim ilim geleneğimizde, böyle konular sadece ilim ortamlarında tartışılır, müzakere edilir, netliğe kavuşturulur, ondan sonra insanlara ulaştırılır. Böyle ulu orta olmaz. Yanlış anlaşılmaya müsait bir konu, o zaman ne oluyor, insanlarımızın zihninde bazı yanlış anlamalara sebep olmuş oluyor. Buna sebep olan gerek o konuşmayı ekranlara taşıyan hocalar, gerekse onlara o zemini hazırlayan bundan vebal altındadır, açıkça söylüyorum.”
İslam’ı hedef alan yaklaşımlar kabul edilemez
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ikinci açıklamasını Diyanet İşleri Başkanlığında düzenlenen bir basın toplantısında yaptı. Başkan Erbaş, son günlerde özellikle medyada İslam kültürüne ait bazı kavramlar etrafında geliştirilen kişisel görüşler bağlamında bazı tartışmaların gündemi meşgul ettiğini, bu nedenle Diyanet’in bu hususları kamuoyu ile paylaşmasına ihtiyaç duyduğunu belirterek, şunları söyledi: Medya ve iletişim imkânlarının hayatı kuşatmasının beraberinde getirdiği bilgi karmaşası nedeniyle bu gün iletişim ve haber ahlakı daha önemli hale gelmiştir. Bilgiyi aktarırken bağlamından koparmadan, hedef göstermeden, çarpıtmadan habercilik ilkelerine sadık kalmak ihmal edilmemesi gereken ciddi bir sorumluluktur. Dolayısıyla medyanın her alanında, İslam’ın ilkeleri ve toplumun değerleri ile ilgili konularda haber ve yazı yazanlar doğru bilgiye ulaşma azmiyle gerekli inceleme ve araştırmayı yaparak sorumluluk bilinci ile hareket etmelidir. Toplumumuzun birlik ve kardeşlik harcını oluşturan İslam ve onun değerleri üzerinden, özensiz haber ve yorumlarla yanlış algılar oluşturarak adeta İslam’ın kendini hedef almaya neden olan yaklaşımlar da kabul edilemez.
Canlı yayında medya ve din açıklaması
Dün akşam CNN Türk’te Hakan Çelik’e konuk olan Başkan Erbaş, üçüncü açıklamasını da canlı yayında yaptı.
İlmi müzakereyi gerektiren konuların milletin karşısında, televizyon ekranlarında konuşulmasını doğru bulmadığını yineleyen Başkan Erbaş şöyle devam etti:
“Bu konuların ilmi ortamlarda tartışılması gerekiyor. Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri arasında tartışılması gerekiyor, ilahiyat fakültelerinde, dar kapsamlı, ilim adamlarının bulunduğu ortamlarda, belki sempozyumlarda, panellerde tartışılması, yani medya ortamlarından uzak yerlerde tartışılıp doğru sonuçlara ulaşıldıktan sonra toplumumuzla paylaşılması gerekiyor. Bu konuda özellikle ben kardeşlerimize istirham ediyorum, o noktada biraz daha duyarlı olsunlar”