Milli Gazete yazarlarından Mehmed Şevket Eygi, televizyonlarda ekrana çıkan bazı ilahiyatçılarla ilgili yorumda bulundu. "Dini Magazinleştirmek ve Müslümanları Aldatmak" başlıklı yazısında Eygi şunları ifade etti.
DİNÎ konuları magazinleştirmek büyük bir saygısızlık ve laubaliliktir. Din kutsaldır, hiçbir şekilde hafife alınamaz, magazin konusu yapılamaz.
Her Ramazan ayında, birtakım dinsiz ve terbiyesiz gazetelerde, öpüşmek orucu bozar mı cinsinden başlıklar görülür. İşte bu, dini hafife almak, dini magazinleştirmektir. Oruçla ilgili çok sayıda soru, mesele, hüküm, fetva vardır ama onlar öpüşmeyi seçer ve yapılmaması gerektiği halde başlık yapar.<
Birtakım ilahiyatçılar tv ekranlarına çıkıp kutsal dinî konuları ayağa düşürüyor. İslam’da şefaat yokmuş… İslam’da teravih namazı yokmuş… İslam’da recm cezası yokmuş… Sirkatin=hırsızlığın haddi kat’-ı yed değilmiş…
Adam Mutezile mezhebine girmiş ama bunu saklıyor, taqiyye ve kitman yapıyor ve Ehl-i Sünnete sinsice saldırıyor. Böyle bir şey haysiyetli ilim adamına, ilahiyatçıya yakışır mı?
Mutezile mezhebine girmişse, halka bunu açıkça bildirmeye mecburdur. Tv’ye mi çıktı, seyircilerine “Muhterem seyirciler, ben Mutezile mezhebine mensubum ve burada bu mezhebi savunacağım, onun görüşlerini anlatacağım” demek zorundadır.
Yakın tarihimizde dinsiz medya birtakım reformcu ilahiyatçıları meşhur etti, bazısına (yüklü te’lif ücretleri ödeyerek ve kitaplarının reklamını yaparak) çok büyük servetler kazandırdı.
DİNÎ konuları magazinleştirmek büyük bir saygısızlık ve laubaliliktir. Din kutsaldır, hiçbir şekilde hafife alınamaz, magazin konusu yapılamaz.
Her Ramazan ayında, birtakım dinsiz ve terbiyesiz gazetelerde, öpüşmek orucu bozar mı cinsinden başlıklar görülür. İşte bu, dini hafife almak, dini magazinleştirmektir. Oruçla ilgili çok sayıda soru, mesele, hüküm, fetva vardır ama onlar öpüşmeyi seçer ve yapılmaması gerektiği halde başlık yapar.<
Birtakım ilahiyatçılar tv ekranlarına çıkıp kutsal dinî konuları ayağa düşürüyor. İslam’da şefaat yokmuş… İslam’da teravih namazı yokmuş… İslam’da recm cezası yokmuş… Sirkatin=hırsızlığın haddi kat’-ı yed değilmiş…
Adam Mutezile mezhebine girmiş ama bunu saklıyor, taqiyye ve kitman yapıyor ve Ehl-i Sünnete sinsice saldırıyor. Böyle bir şey haysiyetli ilim adamına, ilahiyatçıya yakışır mı?
Mutezile mezhebine girmişse, halka bunu açıkça bildirmeye mecburdur. Tv’ye mi çıktı, seyircilerine “Muhterem seyirciler, ben Mutezile mezhebine mensubum ve burada bu mezhebi savunacağım, onun görüşlerini anlatacağım” demek zorundadır.
Yakın tarihimizde dinsiz medya birtakım reformcu ilahiyatçıları meşhur etti, bazısına (yüklü te’lif ücretleri ödeyerek ve kitaplarının reklamını yaparak) çok büyük servetler kazandırdı.