Metaverse, dini pratiklere kapı araladığında, insanlık bu yeni evrenden nasıl yararlanacak? Teknoloji tarihi, önceleri mesafeli durulan iletişim teknolojilerine sonradan yoğun bir yönelim olduğunu gösteriyor. Müslümanlar, Metaverse’ün dünyasında tebliğ ve irşada yöneldiğinde, nelerle karşılaşacağız? Meta evrende ibadethane alanı satın alınacak mı örneğin? VR teknolojisi ile Kur’an bir araya getirilirse, bu tecrübe Müslümanlar tarafından nasıl karşılanacak?
Bu sorulara cevap içeren özel dosyamızı yayınlamaya bugün başlıyoruz.
İlk röportajımız, çok alışık olmadığımız bir tecrübe: "VR ile Kur'an"
Türkiye’de, Kayseri’de hayata geçirilen “The Holy Quran VR Experience” projesi, Metaverse evreninde Müslümanların da aktif rol alacağını gösteren işaretlerden biri.
2011 yılında kurulan, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik sektöründe çalışmalar yapan Srio VR-AR Studios, Kur’an-ı Kerim ayetlerini VR teknolojisiyle bir araya getirdi.
Biz de, internet ve din arasındaki ilişkideki bu yeni uygulamayı firmanın yetkilisi İlhan Özbay’a sorduk.
VR Teknolojisiyle Tebliğ Aşısı
İslamvemedya.com: VR teknolojisiyle Kur’an-ı Kerim’i bir araya getirme fikri nasıl oluştu?
İlhan Özbay: VR teknolojisini normalde firmalara nihai ürün üretmek üzere kullanıyorduk ancak pandeminin dünyayı esir alması ve insanların evlerine kapanması üzerine bu teknolojinin insanları daha da içine alacağını düşünerek İslamiyet’i yeni nesil dünyaya, yeni bir pencereden aktarmak istedik. Biz Srio Studios ailesi olarak gerek normal gerek iş hayatımızı hayra anahtar, şerre kilit olmak şiarıyla yaşamaya çalışmaktayız ve âcizane bütün projelerimizi de bu doğrultuda yapmaktayız. Asr-ı saadet döneminde Veda Haccında Peygamber Efendimiz (sas) “Burada olanlar olmayanlara anlatsın!” diye emir buyurunca sahabe-i kiram hiç düşünmeden emr-i bil maruf, nehyi ani’l münker şuuruyla dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Kimisi Çin'e, kimisi Semerkant'a, kimisi Keyrevan’a, dört bir yana dağıldılar. Veda Haccında rivayete göre 120 bini aşkın sahabe varken bugün Medine-i Münevvere’de medfun sadece 20 bin civarı sahabe var. Onlar bu uzun ve çileli yollara hiç düşünmeden çıktılar. Daha yakın tarihe bakacak olursak atalarımızdan misal Osmanlı devleti, İlay-ı Kelimetullah davası ile çıktıkları bu yolda at üstünde, kelle koltukta yüce dinimize hizmet ettiler ve neredeyse bütün cihana merhum Üstad Necip Fazıl'ın tabiriyle “çil çil kubbeler serpen ordu” oldular. Bugünse, toplumun selde sürüklenen kütükler gibi küfür ve ahlaksızlığa sürüklendiği bu devirde tebliğ hizmeti müminin en önemli vazifesi olmuştur. Biz de zamanın akışından kendimizi –âcizane- mesul görmekteyiz. Her nimetin bir bedeli var. Bizler de meccanen, lutfen, keremen İslam nimeti ile şereflendik. Bu yüzden imanımızın bedelini ödemek için, Rabbimizin bu sonsuz lütfuna şükrani olarak İslam ahlakının güzelliklerini -tabii önce yaşayarak- tebliğ ve temsil etmeye karar verdik. Zamane şerlerinin girdabına kapılıp giden neslimizin elinden tutmaya, bize emanet toplumu bu anafordan kurtarmaya, gerçek saadetin ne olduğunu anlatmaya, iman ve vicdan borcu olarak ve en mühimi bir nesil endişesiyle şu anki projelerimizi yapmaya karar verdik; internet tiryakiliğinin bir salgın hastalık haline geldiği günümüzde bir tebliğ aşısı yapmak üzere bu yola çıktık. Velhasıl geçmişte kılıçla savaşarak bin bir zahmetle yapılan bu emr-i bi’l maruf, nehy-i ani’l münker şuuru günümüzde kalemle, bilgi ile, teknoloji ile insan kazanarak yapılmakta.
Biz de elimizdeki bilgi, teknoloji ve imkânları bu uğurda kullanmaya ve son teknoloji olan VR sistemini Rabbimizin kelamı, biz kullarına gönderdiği mektubu, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ile buluşturmaya, birleştirmeye karar verdik.
VR teknolojisiyle Kur'an-ı Kerim nasıl bir tecrübe?
İslamvemedya.com: Bu uygulama, çok alışık olmadığımız bir uygulama. Farklı bir tecrübe. Biraz bahseder misiniz, uygulama nasıl kullanılıyor, VR gözlükleri takıldığında ne görüyoruz veya ne yapıyoruz?
İlhan Özbay: VR gözlükler şu anki teknoloji ile 6 eksenle çalışıyor. Biz de yaptığımız proje ile sureleri içlerindeki anlamlara uygun ortamlar inşa ederek sanki anlatılan olayın içine girmiş gibi bir his oluşturmaya çalıştık. Mesela Duhan suresinde Kızıldeniz’in yarıldığı sahnede arkada Firavun'un askerleri, ön tarafta Hz. Musa (AS), ortada biz Kur’an-ı Kerim’i üç dilde dinleyebiliyoruz. Kitaplar havada duruyor, biz VR kontroller ile elimizi uzatıp tutuyor ve dinlemeye başlıyoruz. Okumayı bırakmak istediğimizde de yazdığımız ekstra kodlarla yere düşmesini engelliyor, Kur’an-ı Kerim’in, sanal ortamda dahi olsa yere düşmesine müsaade etmiyoruz. Bu hassasiyetler çerçevesinde, kaş yapalım derken göz çıkarmak istemediğimizden sürekli istişare ederek hareket ediyoruz.
Metaverse hakkında kullanıcı deneyimleri...
İslamvemedya.com: Peki kullanıcı tecrübelerini bizimle paylaşabilir misiniz, ne tür tepkiler alıyorsunuz?
İlhan Özbay: Bu VR teknolojisi aslında daha önce baklava yememiş bir insana baklavayı anlatmak gibi bir şey. Anlatarak hiç etkilenmeyen insanlar, cihazları kullandıktan sonra çok etkilendiklerini söylüyorlar. Duyu organlarını etki altına aldığı için insanlarda düşme hissi, eğilme hisleri de oluşuyor. Çok fazla kullanılması durumunda -tecrübe ile aktarıyorum- 5-7 saat kullanımda ise phantom effect denilen bir hayalet his oluşuyor. Yani sanki arkanızda biri varmış gibi ya da biri size dokunuyormuş gibi daha önce hiç hissetmediğiniz hisler oluşuyor. Bu, ürkütücü bir şey. İnsanları bu VR Metaverse’lere hapsederek gelişmesini engelleyip tamamen sorunlu hale getirmek istediklerini düşünüyoruz. Biz de burada devreye girip yaptığımız projelerle insanları bu hapisten mümkün olduğunca kurtarmak, burayı faydalı bir mecraya dönüştürmek gibi bir amaca hizmet ediyoruz.
"Kur'an-ı Kerim, Metaverse'te de hidayete vesile olacak"
İslamvemedya.com: Şimdiden bir şey söylemek zor gibi. Ama yine de sormak istiyoruz. VR ile Kur’an tecrübesi sizce nasıl bir yere evrilecek, Metaverse dünyasında Kur’an nasıl yer bulacak?
İlhan Özbay: Kur’an-ı Kerim’in -nasıl ki şu an kalplere şifa ve rahmet oluyorsa- Metaverse evreninde de aynı şekilde hidayet vesilesi olacağına inanıyorum. İçi boş oyun ve eğlence alanlarında ruhları sıkılan insanlar yüce Rabbimizin kelamını duyduklarında huzur bulacaklar ve İslam’ı araştırma yoluna girecekler diye inanıyorum.
İslamvemedya.com: VR teknolojisi piyasası hakkında neler söylersiniz?
İlhan Özbay: VR teknolojisini, sürekli gelişen ve teknolojisini insanın duyularını kullanarak gerçekliği artırmak ve insanları gerçekten koparmak istedikleri bir pazar olarak görüyoruz. Görme, dokunma ve işitme olarak üç duyumuzu esir alan bu teknoloji, her insanın farklı bir tepki vermesine yol açıyor. Dünyada teknolojinin gelişmesi ile beraber VR sektöründeki cihazlar da üst seviyelere ulaşacak. Bu cihazlar üç duyudan fazlasına hitap etmeye başladığında insanlar gerçeği sorgulamaya başlayabilir ve bu sanal dünyalarda yaşamak daha cazip hale gelebilir. Nefsani arzularımızın bizleri ele geçirdiği bu günlerde kapitalist sistemin ve düzenin yeni köleleştirme modeli olarak yaptığı çalışmaların bir evresi olarak VR teknoloji ve METAVERSE dünyası kurulmakta. Malumunuz sosyal medya ve internetin çıkmaz sokaklarıyla adeta zombileştiğimiz bu günlerde istiyorlar ki dış dünya ile bütün bağlantımız kopsun ve onların sisteminin içinde savrulup gidelim. Yıllardır topla, tüfekle kazanamadıkları bu savaşı malum birkaç program ile kazanma arzusundalar; nitekim başarılı da oluyorlar. Özellikle İslam dünyasının son kalesi olan ülkemizi ayakta tutan yegâne unsur necip milletimizdir ve bizi güçlü kılan da örflerimize, adetlerimize ve dinimize sımsıkı bağlı ailemizdir. Ne yazık ki bugün aslında bütün saldırılar da ailemize yönelik. Salgın hastalık ve sosyal medya hastalığı ile akraba ziyareti tamamen bitmiş durumda. Artık ne düğün ne bayramlaşma ne de cenazelerde bir araya geliyoruz. Aslında açık cezaevi gibi, herkes evlerinde esir durumda ve asıl üzücü olan da evlerde bile kimsenin birbirinin yüzüne bakmaması. En küçük yavrumuzdan eşlerimize kadar herkes TV, bilgisayar ve telefonlarına hapsolmuş, kendi özgürlüklerini ilan etmekte ve bu sosyal alanlarda aslında yapamadıkları, yaşayamadıkları kişiliklere bürünüp dizilerle, filmlerle, modalarla nefsimize yerleştirdikleri karakterleri ortaya çıkarmaktalar. Anne-evlat, karı-koca, abi-kardeş ilişkisinin bile sıfırlandığı bu zamanda kafamıza gözlüğü takıp bizi –haşa- tamamen kendi yarattıkları dünyaya hapsetme çabasındalar. Gerçekte alamadığımız evler, binemediğimiz arabalar, kuramadığımız işlerle ve hatta giyemediğimiz kıyafetlerle bizi büyüleyip o sanal hapishanelere teknolojik esir yapmak istemekteler. Bugün bütün teknoloji devi şirketler milyar dolarlık yatırımlarla bu yeni sömürü düzenini inşa etmekteler. Bu yüzden dünyadaki karşılığı da çok etkili olacak bir pazardan bahsediyoruz. Maalesef bizden kimsenin savaşmadığı bu cephede bütün bu şer kuyuları içinde âcizane çabamız bir hayır çeşmesi ve cephesi açmak.
“Çabamız şer kuyuları içinde bir hayır çeşmesi ve cephesi açmak”
İslamvemedya.com: Peki bu teknolojinin İslam dünyasında karşılığı var mı?
İlhan Özbay: İslam dünyası henüz bu teknolojiye hazır değil fakat biz iki yılı aşkın bir zamandır tüm iş gücümüzü bu VR dünyada, şimdiki bilinen adıyla Metavarse’de İslam dünyasını iki boyutlu dünyadan üç boyutlu dünyaya taşımaya kullanıyoruz. Bu, elbette İslam dünyasında da bir karşılık bulacaktır. İki milyara yakın bir Müslüman nüfusumuz var elhamdülillah. Fakat bizim asıl amacımız ve hedef kitlemiz şu an belki yüzde 90 gayri müslim, ateist, deist ve hatta hiç bir şeye inancı olmayanlardan oluşan bir kesim. İçerik ürettiğimiz pazarın maalesef büyük çoğunluğu bu kesimlerden oluşmakta. Örnek verecek olursak mesela bir Hristiyan maalesef kendi peygamberini ve dinini yanlış tanımakta ve tahrif olmuş, içi boşaltılmış bir din olarak yaşamakta. Bizim “Nebiler Silsilesi” adlı serimizin Hz. İsa (AS) ile ilgili olan bölümünden kendi peygamberlerini doğru bir şekilde tanıma imkânı bulacaklar. Belki de kendilerine hiç anlatılmamış gerçeklerle en doğru kaynak olan Kuran-ı Kerimimiz sayesinde buluşacaklar. Başka misaller verecek olursak bir ateist “Dünya'nın Varoluş Sırrı ve Uzayın Gizemleri” projemizle Rabbimizin ilahi azamet tecellilerini, ilahi nakışlarını görme ve tefekkür etme imkânı bulacak. Ya da “İnsan Denilen Muamma” adlı başka bir projemizle insanın biyolojik yapısını, iç organlarını, kilometrelerce uzunluktaki sinir sisteminde ve damarlarında dolaşarak Rabbimizin kudretini anbean hissedecek ve bunların kendiliğinden olmadığını anlayacaktır. Yine başka bir örnekle bitireyim: Şu an adeta aklın bir cinneti olmuş deizm fırtınasına Kur’an-i ifadelerle ahiret haberleri verip, “niçin dünyaya geldik, kimin mülkünde yaşıyoruz, yolculuğumuz nereye?” gibi akıllarına bırakacağımız soru işaretleri ve bu sorulara verilen doğru cevaplarla içinde bulundukları karanlıklara ışık tutmak istiyoruz. Esasen hazırlamaya çalıştıkları hesapsız, inançsız, ahiretsiz bir dünyaya Peygamber Efendimizin (sas) en çok tekrarladığı bir sözle sesleniyoruz: ''Esas Hayat Ahiret Hayatıdır!'' İçinde bulunduğumuz bu çabalar belki hiç etki etmeyecek ama derdimiz, safımız belli olsun. Gayret bizden, yardım Allah'tan; sefer bizden, zafer Allah'tan.
“Tüm iş gücümüzü İslam dünyasını iki boyutlu dünyadan üç boyutlu dünyaya taşımaya kullanıyoruz”
İslamvemedya.com: Peki, neler yaptığınızdan bahseder misiniz, ne zaman kuruldunuz?
İlhan Özbay: Biz 2011 yılında kurulan Bir VR-AR stüdyosuyuz. Bu teknolojilerle çok uzun zamandır uğraştığımız için VR dünyanın gelecekte sosyal medya gibi tüm insanların şu ya da bu şekilde içine gireceği ve burada bir misyonu olacağına inanıyoruz. Biz, yeni kurulan bu dünya düzeninde gelecek nesillere gerçeği anlatmak ve onların bu sanal dünyadan çıkıp gerçekleri aramasını sağlamak istiyoruz. Geçmişteki insanlar nasıl ki kitaplar aracılığı ile bu zamana bilgi aktardıysa, biz de gelecekteki insanlara bilgiyi içinde yaşayabileceği bir interaktif VR programları olarak aktarmak istiyoruz.
İslamvemedya.com: Bu süre zarfında neler yaptınız?
İlhan Özbay: Şu an yayında olan iki projemiz mevcut. The Holy Quran VR Experience ve Hagia Sophia VR Experience. Bu projeler 41’den fazla ülkede indirildi.
İslamvemedya.com: Hangi ülkelerde, yani örneğin VR teknolojisinin, daha doğrusu teknolojinin fazlaca kullanıldığı ülkelerde mi?
İlhan Özbay: Hayır, böyle değil. Amerika, Kanada, Birleşik Krallık, Hollanda, Fransa, Belçika gibi Batı ülkelerinde de, Rusya, Çin, Ukrayna, Güney Afrika gibi ülkelerde de uygulamamızın kullanıldığını görüyoruz. Ayrıca Endonezya, Suudi Arabistan, Umman, Malezya, Kuveyt, Katar gibi İslam ülkelerinde de görüyoruz. Yani küresel bir trend olduğunu söyleyebiliriz.
İslamvemedya.com: Peki, yeni projeler de yapacak mısınız?
İlhan Özbay: Yeni başlayacağımız Metaverse için “Peygamberler Tarihi” adlı projemiz yüzde 25 seviyelerinde. Orta vadeli hedefimiz, önümüzdeki dört yıl içinde bu projeleri de VR evreninde yayınlamak. Uzun vadede ise hedefimiz tüm dünyanın faydalanabileceği bir “İslam Tarihi” projesini bitirmek olacak.
İslamvemedya.com: İlhan Bey, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz.
İlhan Özbay: Biz de bu röportaj için islamvemedya ekibine teşekkür ederiz.
Bu sorulara cevap içeren özel dosyamızı yayınlamaya bugün başlıyoruz.
İlk röportajımız, çok alışık olmadığımız bir tecrübe: "VR ile Kur'an"
Türkiye’de, Kayseri’de hayata geçirilen “The Holy Quran VR Experience” projesi, Metaverse evreninde Müslümanların da aktif rol alacağını gösteren işaretlerden biri.
2011 yılında kurulan, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik sektöründe çalışmalar yapan Srio VR-AR Studios, Kur’an-ı Kerim ayetlerini VR teknolojisiyle bir araya getirdi.
Biz de, internet ve din arasındaki ilişkideki bu yeni uygulamayı firmanın yetkilisi İlhan Özbay’a sorduk.
VR Teknolojisiyle Tebliğ Aşısı
İslamvemedya.com: VR teknolojisiyle Kur’an-ı Kerim’i bir araya getirme fikri nasıl oluştu?
İlhan Özbay: VR teknolojisini normalde firmalara nihai ürün üretmek üzere kullanıyorduk ancak pandeminin dünyayı esir alması ve insanların evlerine kapanması üzerine bu teknolojinin insanları daha da içine alacağını düşünerek İslamiyet’i yeni nesil dünyaya, yeni bir pencereden aktarmak istedik. Biz Srio Studios ailesi olarak gerek normal gerek iş hayatımızı hayra anahtar, şerre kilit olmak şiarıyla yaşamaya çalışmaktayız ve âcizane bütün projelerimizi de bu doğrultuda yapmaktayız. Asr-ı saadet döneminde Veda Haccında Peygamber Efendimiz (sas) “Burada olanlar olmayanlara anlatsın!” diye emir buyurunca sahabe-i kiram hiç düşünmeden emr-i bil maruf, nehyi ani’l münker şuuruyla dünyanın dört bir yanına dağıldılar. Kimisi Çin'e, kimisi Semerkant'a, kimisi Keyrevan’a, dört bir yana dağıldılar. Veda Haccında rivayete göre 120 bini aşkın sahabe varken bugün Medine-i Münevvere’de medfun sadece 20 bin civarı sahabe var. Onlar bu uzun ve çileli yollara hiç düşünmeden çıktılar. Daha yakın tarihe bakacak olursak atalarımızdan misal Osmanlı devleti, İlay-ı Kelimetullah davası ile çıktıkları bu yolda at üstünde, kelle koltukta yüce dinimize hizmet ettiler ve neredeyse bütün cihana merhum Üstad Necip Fazıl'ın tabiriyle “çil çil kubbeler serpen ordu” oldular. Bugünse, toplumun selde sürüklenen kütükler gibi küfür ve ahlaksızlığa sürüklendiği bu devirde tebliğ hizmeti müminin en önemli vazifesi olmuştur. Biz de zamanın akışından kendimizi –âcizane- mesul görmekteyiz. Her nimetin bir bedeli var. Bizler de meccanen, lutfen, keremen İslam nimeti ile şereflendik. Bu yüzden imanımızın bedelini ödemek için, Rabbimizin bu sonsuz lütfuna şükrani olarak İslam ahlakının güzelliklerini -tabii önce yaşayarak- tebliğ ve temsil etmeye karar verdik. Zamane şerlerinin girdabına kapılıp giden neslimizin elinden tutmaya, bize emanet toplumu bu anafordan kurtarmaya, gerçek saadetin ne olduğunu anlatmaya, iman ve vicdan borcu olarak ve en mühimi bir nesil endişesiyle şu anki projelerimizi yapmaya karar verdik; internet tiryakiliğinin bir salgın hastalık haline geldiği günümüzde bir tebliğ aşısı yapmak üzere bu yola çıktık. Velhasıl geçmişte kılıçla savaşarak bin bir zahmetle yapılan bu emr-i bi’l maruf, nehy-i ani’l münker şuuru günümüzde kalemle, bilgi ile, teknoloji ile insan kazanarak yapılmakta.
Biz de elimizdeki bilgi, teknoloji ve imkânları bu uğurda kullanmaya ve son teknoloji olan VR sistemini Rabbimizin kelamı, biz kullarına gönderdiği mektubu, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ile buluşturmaya, birleştirmeye karar verdik.
VR teknolojisiyle Kur'an-ı Kerim nasıl bir tecrübe?
İslamvemedya.com: Bu uygulama, çok alışık olmadığımız bir uygulama. Farklı bir tecrübe. Biraz bahseder misiniz, uygulama nasıl kullanılıyor, VR gözlükleri takıldığında ne görüyoruz veya ne yapıyoruz?
İlhan Özbay: VR gözlükler şu anki teknoloji ile 6 eksenle çalışıyor. Biz de yaptığımız proje ile sureleri içlerindeki anlamlara uygun ortamlar inşa ederek sanki anlatılan olayın içine girmiş gibi bir his oluşturmaya çalıştık. Mesela Duhan suresinde Kızıldeniz’in yarıldığı sahnede arkada Firavun'un askerleri, ön tarafta Hz. Musa (AS), ortada biz Kur’an-ı Kerim’i üç dilde dinleyebiliyoruz. Kitaplar havada duruyor, biz VR kontroller ile elimizi uzatıp tutuyor ve dinlemeye başlıyoruz. Okumayı bırakmak istediğimizde de yazdığımız ekstra kodlarla yere düşmesini engelliyor, Kur’an-ı Kerim’in, sanal ortamda dahi olsa yere düşmesine müsaade etmiyoruz. Bu hassasiyetler çerçevesinde, kaş yapalım derken göz çıkarmak istemediğimizden sürekli istişare ederek hareket ediyoruz.
Metaverse hakkında kullanıcı deneyimleri...
İslamvemedya.com: Peki kullanıcı tecrübelerini bizimle paylaşabilir misiniz, ne tür tepkiler alıyorsunuz?
İlhan Özbay: Bu VR teknolojisi aslında daha önce baklava yememiş bir insana baklavayı anlatmak gibi bir şey. Anlatarak hiç etkilenmeyen insanlar, cihazları kullandıktan sonra çok etkilendiklerini söylüyorlar. Duyu organlarını etki altına aldığı için insanlarda düşme hissi, eğilme hisleri de oluşuyor. Çok fazla kullanılması durumunda -tecrübe ile aktarıyorum- 5-7 saat kullanımda ise phantom effect denilen bir hayalet his oluşuyor. Yani sanki arkanızda biri varmış gibi ya da biri size dokunuyormuş gibi daha önce hiç hissetmediğiniz hisler oluşuyor. Bu, ürkütücü bir şey. İnsanları bu VR Metaverse’lere hapsederek gelişmesini engelleyip tamamen sorunlu hale getirmek istediklerini düşünüyoruz. Biz de burada devreye girip yaptığımız projelerle insanları bu hapisten mümkün olduğunca kurtarmak, burayı faydalı bir mecraya dönüştürmek gibi bir amaca hizmet ediyoruz.
"Kur'an-ı Kerim, Metaverse'te de hidayete vesile olacak"
İslamvemedya.com: Şimdiden bir şey söylemek zor gibi. Ama yine de sormak istiyoruz. VR ile Kur’an tecrübesi sizce nasıl bir yere evrilecek, Metaverse dünyasında Kur’an nasıl yer bulacak?
İlhan Özbay: Kur’an-ı Kerim’in -nasıl ki şu an kalplere şifa ve rahmet oluyorsa- Metaverse evreninde de aynı şekilde hidayet vesilesi olacağına inanıyorum. İçi boş oyun ve eğlence alanlarında ruhları sıkılan insanlar yüce Rabbimizin kelamını duyduklarında huzur bulacaklar ve İslam’ı araştırma yoluna girecekler diye inanıyorum.
İslamvemedya.com: VR teknolojisi piyasası hakkında neler söylersiniz?
İlhan Özbay: VR teknolojisini, sürekli gelişen ve teknolojisini insanın duyularını kullanarak gerçekliği artırmak ve insanları gerçekten koparmak istedikleri bir pazar olarak görüyoruz. Görme, dokunma ve işitme olarak üç duyumuzu esir alan bu teknoloji, her insanın farklı bir tepki vermesine yol açıyor. Dünyada teknolojinin gelişmesi ile beraber VR sektöründeki cihazlar da üst seviyelere ulaşacak. Bu cihazlar üç duyudan fazlasına hitap etmeye başladığında insanlar gerçeği sorgulamaya başlayabilir ve bu sanal dünyalarda yaşamak daha cazip hale gelebilir. Nefsani arzularımızın bizleri ele geçirdiği bu günlerde kapitalist sistemin ve düzenin yeni köleleştirme modeli olarak yaptığı çalışmaların bir evresi olarak VR teknoloji ve METAVERSE dünyası kurulmakta. Malumunuz sosyal medya ve internetin çıkmaz sokaklarıyla adeta zombileştiğimiz bu günlerde istiyorlar ki dış dünya ile bütün bağlantımız kopsun ve onların sisteminin içinde savrulup gidelim. Yıllardır topla, tüfekle kazanamadıkları bu savaşı malum birkaç program ile kazanma arzusundalar; nitekim başarılı da oluyorlar. Özellikle İslam dünyasının son kalesi olan ülkemizi ayakta tutan yegâne unsur necip milletimizdir ve bizi güçlü kılan da örflerimize, adetlerimize ve dinimize sımsıkı bağlı ailemizdir. Ne yazık ki bugün aslında bütün saldırılar da ailemize yönelik. Salgın hastalık ve sosyal medya hastalığı ile akraba ziyareti tamamen bitmiş durumda. Artık ne düğün ne bayramlaşma ne de cenazelerde bir araya geliyoruz. Aslında açık cezaevi gibi, herkes evlerinde esir durumda ve asıl üzücü olan da evlerde bile kimsenin birbirinin yüzüne bakmaması. En küçük yavrumuzdan eşlerimize kadar herkes TV, bilgisayar ve telefonlarına hapsolmuş, kendi özgürlüklerini ilan etmekte ve bu sosyal alanlarda aslında yapamadıkları, yaşayamadıkları kişiliklere bürünüp dizilerle, filmlerle, modalarla nefsimize yerleştirdikleri karakterleri ortaya çıkarmaktalar. Anne-evlat, karı-koca, abi-kardeş ilişkisinin bile sıfırlandığı bu zamanda kafamıza gözlüğü takıp bizi –haşa- tamamen kendi yarattıkları dünyaya hapsetme çabasındalar. Gerçekte alamadığımız evler, binemediğimiz arabalar, kuramadığımız işlerle ve hatta giyemediğimiz kıyafetlerle bizi büyüleyip o sanal hapishanelere teknolojik esir yapmak istemekteler. Bugün bütün teknoloji devi şirketler milyar dolarlık yatırımlarla bu yeni sömürü düzenini inşa etmekteler. Bu yüzden dünyadaki karşılığı da çok etkili olacak bir pazardan bahsediyoruz. Maalesef bizden kimsenin savaşmadığı bu cephede bütün bu şer kuyuları içinde âcizane çabamız bir hayır çeşmesi ve cephesi açmak.
“Çabamız şer kuyuları içinde bir hayır çeşmesi ve cephesi açmak”
İslamvemedya.com: Peki bu teknolojinin İslam dünyasında karşılığı var mı?
İlhan Özbay: İslam dünyası henüz bu teknolojiye hazır değil fakat biz iki yılı aşkın bir zamandır tüm iş gücümüzü bu VR dünyada, şimdiki bilinen adıyla Metavarse’de İslam dünyasını iki boyutlu dünyadan üç boyutlu dünyaya taşımaya kullanıyoruz. Bu, elbette İslam dünyasında da bir karşılık bulacaktır. İki milyara yakın bir Müslüman nüfusumuz var elhamdülillah. Fakat bizim asıl amacımız ve hedef kitlemiz şu an belki yüzde 90 gayri müslim, ateist, deist ve hatta hiç bir şeye inancı olmayanlardan oluşan bir kesim. İçerik ürettiğimiz pazarın maalesef büyük çoğunluğu bu kesimlerden oluşmakta. Örnek verecek olursak mesela bir Hristiyan maalesef kendi peygamberini ve dinini yanlış tanımakta ve tahrif olmuş, içi boşaltılmış bir din olarak yaşamakta. Bizim “Nebiler Silsilesi” adlı serimizin Hz. İsa (AS) ile ilgili olan bölümünden kendi peygamberlerini doğru bir şekilde tanıma imkânı bulacaklar. Belki de kendilerine hiç anlatılmamış gerçeklerle en doğru kaynak olan Kuran-ı Kerimimiz sayesinde buluşacaklar. Başka misaller verecek olursak bir ateist “Dünya'nın Varoluş Sırrı ve Uzayın Gizemleri” projemizle Rabbimizin ilahi azamet tecellilerini, ilahi nakışlarını görme ve tefekkür etme imkânı bulacak. Ya da “İnsan Denilen Muamma” adlı başka bir projemizle insanın biyolojik yapısını, iç organlarını, kilometrelerce uzunluktaki sinir sisteminde ve damarlarında dolaşarak Rabbimizin kudretini anbean hissedecek ve bunların kendiliğinden olmadığını anlayacaktır. Yine başka bir örnekle bitireyim: Şu an adeta aklın bir cinneti olmuş deizm fırtınasına Kur’an-i ifadelerle ahiret haberleri verip, “niçin dünyaya geldik, kimin mülkünde yaşıyoruz, yolculuğumuz nereye?” gibi akıllarına bırakacağımız soru işaretleri ve bu sorulara verilen doğru cevaplarla içinde bulundukları karanlıklara ışık tutmak istiyoruz. Esasen hazırlamaya çalıştıkları hesapsız, inançsız, ahiretsiz bir dünyaya Peygamber Efendimizin (sas) en çok tekrarladığı bir sözle sesleniyoruz: ''Esas Hayat Ahiret Hayatıdır!'' İçinde bulunduğumuz bu çabalar belki hiç etki etmeyecek ama derdimiz, safımız belli olsun. Gayret bizden, yardım Allah'tan; sefer bizden, zafer Allah'tan.
“Tüm iş gücümüzü İslam dünyasını iki boyutlu dünyadan üç boyutlu dünyaya taşımaya kullanıyoruz”
İslamvemedya.com: Peki, neler yaptığınızdan bahseder misiniz, ne zaman kuruldunuz?
İlhan Özbay: Biz 2011 yılında kurulan Bir VR-AR stüdyosuyuz. Bu teknolojilerle çok uzun zamandır uğraştığımız için VR dünyanın gelecekte sosyal medya gibi tüm insanların şu ya da bu şekilde içine gireceği ve burada bir misyonu olacağına inanıyoruz. Biz, yeni kurulan bu dünya düzeninde gelecek nesillere gerçeği anlatmak ve onların bu sanal dünyadan çıkıp gerçekleri aramasını sağlamak istiyoruz. Geçmişteki insanlar nasıl ki kitaplar aracılığı ile bu zamana bilgi aktardıysa, biz de gelecekteki insanlara bilgiyi içinde yaşayabileceği bir interaktif VR programları olarak aktarmak istiyoruz.
İslamvemedya.com: Bu süre zarfında neler yaptınız?
İlhan Özbay: Şu an yayında olan iki projemiz mevcut. The Holy Quran VR Experience ve Hagia Sophia VR Experience. Bu projeler 41’den fazla ülkede indirildi.
İslamvemedya.com: Hangi ülkelerde, yani örneğin VR teknolojisinin, daha doğrusu teknolojinin fazlaca kullanıldığı ülkelerde mi?
İlhan Özbay: Hayır, böyle değil. Amerika, Kanada, Birleşik Krallık, Hollanda, Fransa, Belçika gibi Batı ülkelerinde de, Rusya, Çin, Ukrayna, Güney Afrika gibi ülkelerde de uygulamamızın kullanıldığını görüyoruz. Ayrıca Endonezya, Suudi Arabistan, Umman, Malezya, Kuveyt, Katar gibi İslam ülkelerinde de görüyoruz. Yani küresel bir trend olduğunu söyleyebiliriz.
İslamvemedya.com: Peki, yeni projeler de yapacak mısınız?
İlhan Özbay: Yeni başlayacağımız Metaverse için “Peygamberler Tarihi” adlı projemiz yüzde 25 seviyelerinde. Orta vadeli hedefimiz, önümüzdeki dört yıl içinde bu projeleri de VR evreninde yayınlamak. Uzun vadede ise hedefimiz tüm dünyanın faydalanabileceği bir “İslam Tarihi” projesini bitirmek olacak.
İslamvemedya.com: İlhan Bey, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz.
İlhan Özbay: Biz de bu röportaj için islamvemedya ekibine teşekkür ederiz.
Rabbim yar ve yardımcınız olsun! Hizmetlerinizi hak üzere ve bereketli kılsın!…
Maşallah maşallah ne güzel bir proje Allah bütün hayr kapılarını açsın inşallah İslâmın müslümanların Arslanları olasınız inşallah
Maşallah çok hayırlı bir proje olmuş tebrik ederiz
“Çabamız şer kuyuları içinde bir hayır çeşmesi ve cephesi açmak” Niyet hayır akıbet hayır inşallah.
Maşallah barekallah sizlere.Mevlam sizi samimiyetin zirvesi ile mikafatlandırsın.Göklerin ve yerlerin orduları ile sizleri karanlıkların ordularına karşı güç ve kuvvet vererk muhafazasına alsın.Gıpta ettim .Yolunuz nur dolsın.Amin
Maşaallah barakallah izledim çok süper bir program.Kur'an-a hizmet yolunda başarılarınızın devamını diliyorum.