Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ‘Dijital Yayıncılık’ temasıyla gerçekleştirilen 8. dini yayınlar Kongresi sonuç bildirisinin açıklanmasıyla tamamlandı.
Türkiye Diyanet Vakfı konferans salonunda yapılan değerlendirme oturumuna Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı ve Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt katıldı.
Değerlendirme oturumunun ardından sonuç bildirisi, Doç. Dr. Fatih Kurt tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
Doç. Dr. Kurt, Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşundan itibaren sahih dini bilgiyle toplumu aydınlatmak için her çeşit yayın teknolojisini etkin bir şekilde kullandığını söyledi. Diyanet’in, yayın süreçlerindeki dijitalleşmeye kayıtsız kalmadığını aktaran Kurt, “Başkanlığımız, bir taraftan insanımızın dijital okuryazarlık bilincini geliştirirken diğer taraftan mevcut dijital imkânları verimli bir şekilde kullanarak yayınlarının niteliğini ve niceliğini artırmaktadır.” dedi.
Kurt, 28-30 Mayıs 2021 tarihleri arasında düzenledikleri kongrede 28 tebliğ sunulduğunu ve bu tebliğlerin müzakere edildiğini söyledi. Kongre süresince dile getirilen görüş ve değerlendirmeler ışığında sonuç bildirisinin hazırlandığını aktaran Kurt, sırasıyla bildiri maddelerini paylaştı.
Açıklanan sonuç bildirisi maddeleri şöyle:
“Dijital dini yayıncılık alanında etkin ve sürdürülebilir yayın politikaları oluşturulmalıdır”
Dijitalleşme, yirminci asrın son çeyreğinden itibaren etkinliğini küresel ölçekte artırmış, toplumlar ve bireyler üzerinde derin ve dönüştürücü etkiler bırakarak yeni çağın hâkim kültürü haline gelmiştir. Bu kültürün kendine mahsus ürettiği bilgi dünyası ve ahlaki yapı, fırsat ve risk faktörleri açısından etraflıca değerlendirilmeli, bu doğrultuda dijital dini yayıncılık alanında etkin ve sürdürülebilir yayın politikaları oluşturulmalıdır.
Dijital yayıncılık, sahih dinî bilginin daha geniş kitlelere ulaştırılmasında pek çok yeni imkân sunmaktadır. Söz konusu imkânlar kullanılarak İslam dininin evrensel mesajını insanlığa aktarmak amacıyla hazırlanan projelere yenileri eklenmeli, dijitalleşme perspektifinden bakılarak yeryüzünde iyiliğin ve erdemin yayılması desteklenmelidir.
Dijital alanlarda kişisel ve kurumsal hak ve dokunulmazlıkları ahlakî ve insanî değerleri ihlal eden yanlış ve mesnetsiz içerikler hızla yayılabilmektedir. Bu ihlallerin önlenebilmesi için toplumsal bilinç ve hassasiyet artırılmalıdır.
Sosyal medyada kaynağı teyit edilmeyen ayet, hadis ve dini ifadeler yayılmamalı
Yeterli dini bilgi ve eğitime sahip olmayan kişilerin, sosyal medyada ayet, hadis ve dini ifadeleri bağlamından koparmak suretiyle paylaşmaları yanlış ve eksik anlamalara sebep olmaktadır. Kullanıcılar, dijital mecralardaki dini içerikli bilgilerin kaynağını mutlaka araştırmalı ve doğruluğunu teyit edemediği bilgiyi yaymamalıdır. Bu noktada bilhassa gençlere bilgi ve iletişim ahlakına dair farkındalık kazandırılması önem arz etmektedir.
Yeni kuşakların dijital teknolojileri daha yoğun ve yaygın bir şekilde kullandığı bilinmektedir. Bu sebeple çocukların ve gençlerin ilgilerine hitap eden, dini ve manevi gelişimlerini destekleyen, sağlam bilgiye dayalı içerikler hazırlanmalıdır.
Dijital dini yayınlarda hedef kitle
Dijital dini yayıncılıkta hedef kitlenin özellik ve beklentileri ile internet ortamının karakteristiğinin dikkate alınması gayet tabiidir. Ancak dini içerikler hedef kitlenin ve mecranın özelliklerine feda edilmeden sahih ve sağduyulu bir şekilde sunulmalıdır.
Eğitim, sanat, edebiyat, kültür ve din gibi birçok konuda zengin içerik barındıran dijital ortamlarda doğru ve yanlış bilginin birlikte hatta harmanlanmış biçimde sunulması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Dijital dünyanın kodlarının çözülebilmesi, analiz edilebilmesi ve doğru bilgiye ulaşılabilmesi için toplumda medya okuryazarlığına dair bir bilinç geliştirilmelidir. Bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında iş birliği artırılmalıdır.
Dijital içerikler hazırlanırken insanın manevi ihtiyaçları dikkate alınmalı
Kendi dil ve kültürünü oluşturan dijital dünyanın insanı kuşatan en büyük sorunları arasında yabancılaşma ve yalnızlaşma yer alır. Bu sebeple dijital yayın içerikleri hazırlanırken günümüz insanının manevi, psikolojik, sosyolojik ve kültürel ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.
İletişim fakültelerinde ‘medya ve din’ dersi açılmalı
Dijital mecralarda dini yayıncılığın alt yapısını güçlendirmek, hatalı ve art niyetli içeriklerin önüne geçebilmek amacıyla İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin müfredatına ‘Medya ve İletişim’; İletişim Fakültelerinin müfredatına ise ‘Medya ve Din’ muhtevalı seçmeli dersler eklenmelidir.
İslam düşmanlığıyla mücadelede uluslararası işbirliği sağlanmalı
İslam düşmanlığı üzerinden üretilen nefret dilinin dijital mecralarda kendisine yer bulduğu, ayrımcılık, ötekileştirme ve fitne odaklı kasıtlı yayınların yapıldığı gözlenmektedir. İslam karşıtlığıyla küresel ölçekte mücadele edebilmek için dijital mecralar aktif ve güçlü bir zemin olarak değerlendirilmeli, bu hususta uluslararası işbirliğine yönelik adımlar atılmalıdır.
Mistik ve dini görünümlü yeni akımlar, dijitali yoğun kullanıyor
Mistik ve dini görünümlü yeni akımlar, dijital platformları yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Bu akımların hakikatle çelişen marjinal ve sapkın propagandalarına karşı etkili yayınlar oluşturmak, dijital yayın faaliyetinde bulunan kişi ve kuruluşların öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır.
Klasik dini bilgi kaynaklarını belli standartlarla dijitale aktarmak gerekir
Klasik dini bilgi kaynaklarının belli standartlar gözetilerek dijital mecralara aktarılması ve güvenli bir şekilde depolanması önem arz etmektedir. Bununla birlikte, dijitale aktarılmış klasik kaynaklar üzerinde bilimsel araştırmalar yapılarak sınırsız ve sorumsuz adımlara izin verilmemeli, tespit edilen hatalar tashih edilmelidir.
Dijital mecralarda millî ve manevî değerlerimizi gözeten çok yönlü çalışmalar yapılmalı, ilgili kurumların işbirliğiyle insanî, ahlakî ve hukukî bakımdan kimliğimize ve kültürümüze uygun model ve alternatifler geliştirilmelidir.
Salgın sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı yayın, eğitim ve din hizmetleri alanlarındaki faaliyetlerine dijital mecraları etkin bir şekilde kullanarak devam etmiştir. Salgın sonrasında da bu mecralar aracılığıyla elde edilen yeni, farklı ve verimli alanda uzun vadeli hizmet politikaları geliştirilmelidir.
Tebliğ ve irşadın yeni vasıtası: Dijital
Günümüzde yeni bir tebliğ ve irşat vasıtası haline de gelen dijital ortamlar, pek çok kişi, kurum ve kuruluş tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte dijital platformlardaki bazı dini içerikler güven(ilir)lik açısından problem teşkil etmektedir. Halkı din konusunda aydınlatma görevinin gereği olarak Diyanet İşleri Başkanlığının bu platformlardaki etkinliği artırılmalı, örnekliği güçlendirilmelidir.
Türkiye Diyanet Vakfı konferans salonunda yapılan değerlendirme oturumuna Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı ve Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt katıldı.
Değerlendirme oturumunun ardından sonuç bildirisi, Doç. Dr. Fatih Kurt tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
Doç. Dr. Kurt, Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşundan itibaren sahih dini bilgiyle toplumu aydınlatmak için her çeşit yayın teknolojisini etkin bir şekilde kullandığını söyledi. Diyanet’in, yayın süreçlerindeki dijitalleşmeye kayıtsız kalmadığını aktaran Kurt, “Başkanlığımız, bir taraftan insanımızın dijital okuryazarlık bilincini geliştirirken diğer taraftan mevcut dijital imkânları verimli bir şekilde kullanarak yayınlarının niteliğini ve niceliğini artırmaktadır.” dedi.
Kurt, 28-30 Mayıs 2021 tarihleri arasında düzenledikleri kongrede 28 tebliğ sunulduğunu ve bu tebliğlerin müzakere edildiğini söyledi. Kongre süresince dile getirilen görüş ve değerlendirmeler ışığında sonuç bildirisinin hazırlandığını aktaran Kurt, sırasıyla bildiri maddelerini paylaştı.
Açıklanan sonuç bildirisi maddeleri şöyle:
“Dijital dini yayıncılık alanında etkin ve sürdürülebilir yayın politikaları oluşturulmalıdır”
Dijitalleşme, yirminci asrın son çeyreğinden itibaren etkinliğini küresel ölçekte artırmış, toplumlar ve bireyler üzerinde derin ve dönüştürücü etkiler bırakarak yeni çağın hâkim kültürü haline gelmiştir. Bu kültürün kendine mahsus ürettiği bilgi dünyası ve ahlaki yapı, fırsat ve risk faktörleri açısından etraflıca değerlendirilmeli, bu doğrultuda dijital dini yayıncılık alanında etkin ve sürdürülebilir yayın politikaları oluşturulmalıdır.
Dijital yayıncılık, sahih dinî bilginin daha geniş kitlelere ulaştırılmasında pek çok yeni imkân sunmaktadır. Söz konusu imkânlar kullanılarak İslam dininin evrensel mesajını insanlığa aktarmak amacıyla hazırlanan projelere yenileri eklenmeli, dijitalleşme perspektifinden bakılarak yeryüzünde iyiliğin ve erdemin yayılması desteklenmelidir.
Dijital alanlarda kişisel ve kurumsal hak ve dokunulmazlıkları ahlakî ve insanî değerleri ihlal eden yanlış ve mesnetsiz içerikler hızla yayılabilmektedir. Bu ihlallerin önlenebilmesi için toplumsal bilinç ve hassasiyet artırılmalıdır.
Sosyal medyada kaynağı teyit edilmeyen ayet, hadis ve dini ifadeler yayılmamalı
Yeterli dini bilgi ve eğitime sahip olmayan kişilerin, sosyal medyada ayet, hadis ve dini ifadeleri bağlamından koparmak suretiyle paylaşmaları yanlış ve eksik anlamalara sebep olmaktadır. Kullanıcılar, dijital mecralardaki dini içerikli bilgilerin kaynağını mutlaka araştırmalı ve doğruluğunu teyit edemediği bilgiyi yaymamalıdır. Bu noktada bilhassa gençlere bilgi ve iletişim ahlakına dair farkındalık kazandırılması önem arz etmektedir.
Yeni kuşakların dijital teknolojileri daha yoğun ve yaygın bir şekilde kullandığı bilinmektedir. Bu sebeple çocukların ve gençlerin ilgilerine hitap eden, dini ve manevi gelişimlerini destekleyen, sağlam bilgiye dayalı içerikler hazırlanmalıdır.
Dijital dini yayınlarda hedef kitle
Dijital dini yayıncılıkta hedef kitlenin özellik ve beklentileri ile internet ortamının karakteristiğinin dikkate alınması gayet tabiidir. Ancak dini içerikler hedef kitlenin ve mecranın özelliklerine feda edilmeden sahih ve sağduyulu bir şekilde sunulmalıdır.
Eğitim, sanat, edebiyat, kültür ve din gibi birçok konuda zengin içerik barındıran dijital ortamlarda doğru ve yanlış bilginin birlikte hatta harmanlanmış biçimde sunulması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Dijital dünyanın kodlarının çözülebilmesi, analiz edilebilmesi ve doğru bilgiye ulaşılabilmesi için toplumda medya okuryazarlığına dair bir bilinç geliştirilmelidir. Bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında iş birliği artırılmalıdır.
Dijital içerikler hazırlanırken insanın manevi ihtiyaçları dikkate alınmalı
Kendi dil ve kültürünü oluşturan dijital dünyanın insanı kuşatan en büyük sorunları arasında yabancılaşma ve yalnızlaşma yer alır. Bu sebeple dijital yayın içerikleri hazırlanırken günümüz insanının manevi, psikolojik, sosyolojik ve kültürel ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.
İletişim fakültelerinde ‘medya ve din’ dersi açılmalı
Dijital mecralarda dini yayıncılığın alt yapısını güçlendirmek, hatalı ve art niyetli içeriklerin önüne geçebilmek amacıyla İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin müfredatına ‘Medya ve İletişim’; İletişim Fakültelerinin müfredatına ise ‘Medya ve Din’ muhtevalı seçmeli dersler eklenmelidir.
İslam düşmanlığıyla mücadelede uluslararası işbirliği sağlanmalı
İslam düşmanlığı üzerinden üretilen nefret dilinin dijital mecralarda kendisine yer bulduğu, ayrımcılık, ötekileştirme ve fitne odaklı kasıtlı yayınların yapıldığı gözlenmektedir. İslam karşıtlığıyla küresel ölçekte mücadele edebilmek için dijital mecralar aktif ve güçlü bir zemin olarak değerlendirilmeli, bu hususta uluslararası işbirliğine yönelik adımlar atılmalıdır.
Mistik ve dini görünümlü yeni akımlar, dijitali yoğun kullanıyor
Mistik ve dini görünümlü yeni akımlar, dijital platformları yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Bu akımların hakikatle çelişen marjinal ve sapkın propagandalarına karşı etkili yayınlar oluşturmak, dijital yayın faaliyetinde bulunan kişi ve kuruluşların öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır.
Klasik dini bilgi kaynaklarını belli standartlarla dijitale aktarmak gerekir
Klasik dini bilgi kaynaklarının belli standartlar gözetilerek dijital mecralara aktarılması ve güvenli bir şekilde depolanması önem arz etmektedir. Bununla birlikte, dijitale aktarılmış klasik kaynaklar üzerinde bilimsel araştırmalar yapılarak sınırsız ve sorumsuz adımlara izin verilmemeli, tespit edilen hatalar tashih edilmelidir.
Dijital mecralarda millî ve manevî değerlerimizi gözeten çok yönlü çalışmalar yapılmalı, ilgili kurumların işbirliğiyle insanî, ahlakî ve hukukî bakımdan kimliğimize ve kültürümüze uygun model ve alternatifler geliştirilmelidir.
Salgın sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı yayın, eğitim ve din hizmetleri alanlarındaki faaliyetlerine dijital mecraları etkin bir şekilde kullanarak devam etmiştir. Salgın sonrasında da bu mecralar aracılığıyla elde edilen yeni, farklı ve verimli alanda uzun vadeli hizmet politikaları geliştirilmelidir.
Tebliğ ve irşadın yeni vasıtası: Dijital
Günümüzde yeni bir tebliğ ve irşat vasıtası haline de gelen dijital ortamlar, pek çok kişi, kurum ve kuruluş tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte dijital platformlardaki bazı dini içerikler güven(ilir)lik açısından problem teşkil etmektedir. Halkı din konusunda aydınlatma görevinin gereği olarak Diyanet İşleri Başkanlığının bu platformlardaki etkinliği artırılmalı, örnekliği güçlendirilmelidir.