Kitle iletişim araçları ve sosyal medyanın yardım kampanyalarına etkisini cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı mustafa köylü ile konuştuk. 9 yıldır yardım faaliyetinde bulunduklarını ve son yıllarda sosyal medyaya ağırlık verdiklerini belirten Köylü, sosyal medyanın yardım kampanyalarına katkısını rakamlarla açıkladı.
Köylü, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar sayesinde kısa bir süre içerisinde takipçi sayılarının %100’den fazla yükseldiğini belirterek, bu artışın online bağışlara da yansıdığını kaydetti. Köylü, sosyal medya sayfalarını aktif olarak kullandıktan sonra online bağışlarda % 25 artış gözlemlediklerini ifade etti.
“Yardım kampanyalarında başarı sağlamanın medyayla doğrudan ilgisi var.”
İslamvemedya.com: “Medya yardım kampanyalarını nasıl etkiliyor?”
Mustafa Köylü: “Bir konu medyada yoğun bir şekilde ele alındığı zaman, derneklere geri dönüşü çok yüksek oluyor. Ama diğer türlü, medyada çok geniş yankı bulmazsa, sadece o meseleyle ilgilenen insanların desteğini almak mümkün oluyor. Bu anlamda baktığınız zaman medyanın yardım kampanyalarının başarılı olmaması veya yardımların yüksek olup olmamasında doğrudan bir ilişkisi var.”
“Olumsuz haberler bütün yardım kuruluşlarını etkiliyor.”
İslamvemedya.com: “Bu bağlamda yardım kampanyaları veya yardım kuruluşları hakkındaki olumsuz haberleri de dikkate almak gerekiyor.”
Mustafa Köylü: “Dernekler hakkında medyada çıkan olumsuz haberler, bağış yapan vatandaşlarımız üzerinde çok çabuk etki yapıyor. Zaten zihinlerde bir tereddüt de var. Öteden beri suret-i haktan görünen birçok kişi yardım toplamış; ancak oralarda bazı sevimsiz işlerin olması insanların zihninde böyle bir tereddüt oluşmasına sebep oldu. Onun için, olumsuz bir haber çıkarsa, onun etkisi yüksek oluyor. Onun etkisi, bütün kuruluşları etkiliyor. Geçtiğimiz yıllarda bazı dernekler hakkında çıkan olumsuzluklar bütün dernekleri etkiledi. O dönemde bütün yardım derneklerin bağışlarında % 20-25 civarında düşüş oldu. Biz bir köprüyüz. Bize ne verilirse, onu ulaştırabiliyoruz. Aslına bakarsanız olumsuzluklardan, zarar gören kurumlar değil, muhtaçlar.
Netice itibariyle olumsuz haberler, muhtaç insanlar için yapılan bağışlara engel olmuş oluyor. Bizim Türkiye genelinde yaptırdığımız bir araştırmada, Türkiye’de yapılan her yüz liralık bağışın, 92 lirasını zaten vatandaş kendisi yapıyor. Geriye sadece % 8’i kalıyor. Bu da yardım kuruluşları eliyle yapılıyor. Bugün belki % 10 civarına çıkmış olabilir. Ama ağırlıklı olarak vatandaş kendisi yapıyor. Dünyada bir yiyecek lokması olmayan insanlar var. Bunlara ulaşılması gerekiyor. Bu da ancak kurumlar eliyle yapılabiliyor. Başka türlü yapmak mümkün değil”
Yardım kuruluşlarına neden ihtiyaç var?
İslamvemedya.com: “Peki, bireylerin şahsen yardım yapma oranları yüksekken, yardım kuruluşlarına olan ilginin nedeni ne? Kurumlara neden ihtiyaç duyuluyor?”
Mustafa Köylü: “Yardımların şahıslar eliyle yapılmasının güzelliği de var, kurumlar eliyle yapılmasının güzelliği de var. Kurumlar aracılığıyla yapılmasını faydası şu: Kişilerin dünyanın dört bir yardım götürme imkânı olmuyor. Afet, savaş bölgelerine insanların gitme imkânı olmuyor. Muhtaç olan kişiler derneğimizden yardım talebinde bulunduklarında, çok sıkı şekilde tahkikatını yaptıktan sonra o kişiye yardım yapılıyor. İnsanların emanetini iletiyoruz çünkü. Gerçekten muhtaçsa, her türlü yardımı sağlıyoruz. Ama şahıs yaparsa bunu çok fazla soruşturamıyor. Bir soru soruyor, ancak iki veya üçüncü soruyu sormaktan haya ediyor. Bizim tahkikatlarımız çok daha detaylı olduğu için gerçek muhtaca ulaşıyoruz. Kulaktan dolmak bilgilerle değil, kapsamlı araştırmalarla tahkikatımızı yapıyoruz.”
“Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf, televizyonda saatlerce konuşmaktan daha etkili.”
İslamvemedya.com: Sosyal medyanın etkilerine gelecek olursak, geleneksel kitle iletişim araçlarıyla sosyal medya arasında ne gibi farklar var? Sosyal medyanın artıları neler?
Mustafa Köylü: “Son 5 yıllık süreçte, sosyal medyanın hareketlenmeye başladığı zamandan bakacak olursak, insanların iletişim kanallarının değiştiğini görüyoruz. Hayatın akışının sosyal medyadan takip edildiğini düşünecek olursak sosyal hayatımız, asosyal hayata dönüşüyor aslında. Ancak bunun yardım dernekleri açısından olumlu yanı; kurumların artık eskisi gibi, bir televizyona çıkıp da saatlerce konuşmak yerine, internet ortamında sadece bir fotoğraf veya video paylaşması, ciddi anlamda tanınmasına vesile olabiliyor. Örneğin Cansuyu Facebook sayfasında paylaştığımız bir video 5 milyon kişi tarafından izlendi ve aynı video 68 bin kişi tarafından da paylaşıldı. Bu videoya 2500 kişi yorum yaptı. Bunu televizyonda yapma şansınız yok. Televizyonda bir yayın akar ve geçer. Ama sosyal medya sayesinde, büyük kitlelerde etkileşim meydana geliyor. Böylelikle, sosyal medyada bizi yeni tanıyan insanlar oluyor. Bu da insanların bağış yapmasına vesile oluyor. “5 lira bile olsa hayrım olsun” diyor insanlar. Bağış yapan için çok büyük bir rakam değil. Burada şu ortaya çıkıyor. Damlaya damlaya göl olur mantığı var ya, işte o 5 lira biriktiği zaman çok ciddi işler yapmaya zemin hazırlayabiliyor. İlkokuldaki çocuğa harçlık olarak verilen bir paradan bahsediyoruz. Hayır işlerinde bu küçük rakamlar bir araya geldiğinde büyük işler çıkarılabiliyor.”
“Sosyal medya tek başına yeterli değil.”
İslamvemedya.com: Peki sosyal medyanın tek başına yeterli olduğunu söyleyebilir miyiz?
Mustafa Köylü: “Türkiye’de binlerce dernek var. Sosyal medyanın derneklere etkilerine baktığınızda, genellikle kamuoyunda bilinen derneklerin bundan daha fazla pay aldığını söyleyebiliriz. Çünkü sosyal medya tek başına yeterli değil, aynı zamanda diğer medya organlarında da yer almanız gerekiyor. Yazılı basın, haber siteleri vesaire. Çünkü sosyal medya bir haber yayınlarsınız ama sizi takip edenler dışında bunu gören olmaz. Ancak internet sitelerinde haber olarak yayınlanması, televizyonda haber olarak verilmesi, gazetede basılması, artı bunun sosyal medyaya taşınması çok büyük etkiler doğurur. Bu etki çift taraflı tabi. Hem olumlu olarak hem de olumsuz olarak yansıyabilir.”
"Yardımların çoğu katliama uğrayan Gazze'ye."
İslamvemedya.com: Zor dönemlerde, vatandaşların yardıma olan ilgileri yükseliyor. Gazze katliamında yardımlar arttı mı?
Mustafa Köylü: “Cansuyu kurulduğu andan itibaren Gazze’de sürekli çalışmalar yapıyor. Gazze’de, Osmanlı’dan sonra yapılmış olan en büyük yapıyı inşa ettik ve bir yetim kompleksi kurduk. Hatta bu sene ilk mezunlarımızı da verdik. Gazze’de ki bin 600 yetimin bakımını üstlendik. Ramazan’da bağışçılarımızın % 60 - % 70’i bağışlarını yaşanılan katliam neticesinde fitresini, kumanyasını, zekatını Gazze’ye yönlendirdi. Normal şartlarda Gazze’de katliam olmamış olsaydı, örneğin kişi bağışını Afrika’ya yönlendirecekken, bağışını bu kez Gazze’ye yönlendirdi.”
Köylü, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar sayesinde kısa bir süre içerisinde takipçi sayılarının %100’den fazla yükseldiğini belirterek, bu artışın online bağışlara da yansıdığını kaydetti. Köylü, sosyal medya sayfalarını aktif olarak kullandıktan sonra online bağışlarda % 25 artış gözlemlediklerini ifade etti.
“Yardım kampanyalarında başarı sağlamanın medyayla doğrudan ilgisi var.”
İslamvemedya.com: “Medya yardım kampanyalarını nasıl etkiliyor?”
Mustafa Köylü: “Bir konu medyada yoğun bir şekilde ele alındığı zaman, derneklere geri dönüşü çok yüksek oluyor. Ama diğer türlü, medyada çok geniş yankı bulmazsa, sadece o meseleyle ilgilenen insanların desteğini almak mümkün oluyor. Bu anlamda baktığınız zaman medyanın yardım kampanyalarının başarılı olmaması veya yardımların yüksek olup olmamasında doğrudan bir ilişkisi var.”
“Olumsuz haberler bütün yardım kuruluşlarını etkiliyor.”
İslamvemedya.com: “Bu bağlamda yardım kampanyaları veya yardım kuruluşları hakkındaki olumsuz haberleri de dikkate almak gerekiyor.”
Mustafa Köylü: “Dernekler hakkında medyada çıkan olumsuz haberler, bağış yapan vatandaşlarımız üzerinde çok çabuk etki yapıyor. Zaten zihinlerde bir tereddüt de var. Öteden beri suret-i haktan görünen birçok kişi yardım toplamış; ancak oralarda bazı sevimsiz işlerin olması insanların zihninde böyle bir tereddüt oluşmasına sebep oldu. Onun için, olumsuz bir haber çıkarsa, onun etkisi yüksek oluyor. Onun etkisi, bütün kuruluşları etkiliyor. Geçtiğimiz yıllarda bazı dernekler hakkında çıkan olumsuzluklar bütün dernekleri etkiledi. O dönemde bütün yardım derneklerin bağışlarında % 20-25 civarında düşüş oldu. Biz bir köprüyüz. Bize ne verilirse, onu ulaştırabiliyoruz. Aslına bakarsanız olumsuzluklardan, zarar gören kurumlar değil, muhtaçlar.
Netice itibariyle olumsuz haberler, muhtaç insanlar için yapılan bağışlara engel olmuş oluyor. Bizim Türkiye genelinde yaptırdığımız bir araştırmada, Türkiye’de yapılan her yüz liralık bağışın, 92 lirasını zaten vatandaş kendisi yapıyor. Geriye sadece % 8’i kalıyor. Bu da yardım kuruluşları eliyle yapılıyor. Bugün belki % 10 civarına çıkmış olabilir. Ama ağırlıklı olarak vatandaş kendisi yapıyor. Dünyada bir yiyecek lokması olmayan insanlar var. Bunlara ulaşılması gerekiyor. Bu da ancak kurumlar eliyle yapılabiliyor. Başka türlü yapmak mümkün değil”
Yardım kuruluşlarına neden ihtiyaç var?
İslamvemedya.com: “Peki, bireylerin şahsen yardım yapma oranları yüksekken, yardım kuruluşlarına olan ilginin nedeni ne? Kurumlara neden ihtiyaç duyuluyor?”
Mustafa Köylü: “Yardımların şahıslar eliyle yapılmasının güzelliği de var, kurumlar eliyle yapılmasının güzelliği de var. Kurumlar aracılığıyla yapılmasını faydası şu: Kişilerin dünyanın dört bir yardım götürme imkânı olmuyor. Afet, savaş bölgelerine insanların gitme imkânı olmuyor. Muhtaç olan kişiler derneğimizden yardım talebinde bulunduklarında, çok sıkı şekilde tahkikatını yaptıktan sonra o kişiye yardım yapılıyor. İnsanların emanetini iletiyoruz çünkü. Gerçekten muhtaçsa, her türlü yardımı sağlıyoruz. Ama şahıs yaparsa bunu çok fazla soruşturamıyor. Bir soru soruyor, ancak iki veya üçüncü soruyu sormaktan haya ediyor. Bizim tahkikatlarımız çok daha detaylı olduğu için gerçek muhtaca ulaşıyoruz. Kulaktan dolmak bilgilerle değil, kapsamlı araştırmalarla tahkikatımızı yapıyoruz.”
“Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf, televizyonda saatlerce konuşmaktan daha etkili.”
İslamvemedya.com: Sosyal medyanın etkilerine gelecek olursak, geleneksel kitle iletişim araçlarıyla sosyal medya arasında ne gibi farklar var? Sosyal medyanın artıları neler?
Mustafa Köylü: “Son 5 yıllık süreçte, sosyal medyanın hareketlenmeye başladığı zamandan bakacak olursak, insanların iletişim kanallarının değiştiğini görüyoruz. Hayatın akışının sosyal medyadan takip edildiğini düşünecek olursak sosyal hayatımız, asosyal hayata dönüşüyor aslında. Ancak bunun yardım dernekleri açısından olumlu yanı; kurumların artık eskisi gibi, bir televizyona çıkıp da saatlerce konuşmak yerine, internet ortamında sadece bir fotoğraf veya video paylaşması, ciddi anlamda tanınmasına vesile olabiliyor. Örneğin Cansuyu Facebook sayfasında paylaştığımız bir video 5 milyon kişi tarafından izlendi ve aynı video 68 bin kişi tarafından da paylaşıldı. Bu videoya 2500 kişi yorum yaptı. Bunu televizyonda yapma şansınız yok. Televizyonda bir yayın akar ve geçer. Ama sosyal medya sayesinde, büyük kitlelerde etkileşim meydana geliyor. Böylelikle, sosyal medyada bizi yeni tanıyan insanlar oluyor. Bu da insanların bağış yapmasına vesile oluyor. “5 lira bile olsa hayrım olsun” diyor insanlar. Bağış yapan için çok büyük bir rakam değil. Burada şu ortaya çıkıyor. Damlaya damlaya göl olur mantığı var ya, işte o 5 lira biriktiği zaman çok ciddi işler yapmaya zemin hazırlayabiliyor. İlkokuldaki çocuğa harçlık olarak verilen bir paradan bahsediyoruz. Hayır işlerinde bu küçük rakamlar bir araya geldiğinde büyük işler çıkarılabiliyor.”
“Sosyal medya tek başına yeterli değil.”
İslamvemedya.com: Peki sosyal medyanın tek başına yeterli olduğunu söyleyebilir miyiz?
Mustafa Köylü: “Türkiye’de binlerce dernek var. Sosyal medyanın derneklere etkilerine baktığınızda, genellikle kamuoyunda bilinen derneklerin bundan daha fazla pay aldığını söyleyebiliriz. Çünkü sosyal medya tek başına yeterli değil, aynı zamanda diğer medya organlarında da yer almanız gerekiyor. Yazılı basın, haber siteleri vesaire. Çünkü sosyal medya bir haber yayınlarsınız ama sizi takip edenler dışında bunu gören olmaz. Ancak internet sitelerinde haber olarak yayınlanması, televizyonda haber olarak verilmesi, gazetede basılması, artı bunun sosyal medyaya taşınması çok büyük etkiler doğurur. Bu etki çift taraflı tabi. Hem olumlu olarak hem de olumsuz olarak yansıyabilir.”
"Yardımların çoğu katliama uğrayan Gazze'ye."
İslamvemedya.com: Zor dönemlerde, vatandaşların yardıma olan ilgileri yükseliyor. Gazze katliamında yardımlar arttı mı?
Mustafa Köylü: “Cansuyu kurulduğu andan itibaren Gazze’de sürekli çalışmalar yapıyor. Gazze’de, Osmanlı’dan sonra yapılmış olan en büyük yapıyı inşa ettik ve bir yetim kompleksi kurduk. Hatta bu sene ilk mezunlarımızı da verdik. Gazze’de ki bin 600 yetimin bakımını üstlendik. Ramazan’da bağışçılarımızın % 60 - % 70’i bağışlarını yaşanılan katliam neticesinde fitresini, kumanyasını, zekatını Gazze’ye yönlendirdi. Normal şartlarda Gazze’de katliam olmamış olsaydı, örneğin kişi bağışını Afrika’ya yönlendirecekken, bağışını bu kez Gazze’ye yönlendirdi.”