Ülke genelindeki bütün camilerde okutulan cuma hutbesinde, “Üzülerek belirtmek gerekir ki, günümüzde nice ömürler, ekran karşısında anlamsızca tüketilmektedir” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 22 Mayıs tarihli hutbede, boş şeyleri terk ederek hayatı anlamlı kılmanın yolları anlatıldı. “Yüce dinimiz İslam’ın en temel gayelerinden birisi, insanın hayatını anlamlı kılmaktır. Onun boş, anlamsız ve beyhude her türlü söz ve davranıştan uzak bir hayat yaşamasını sağlamaktır” ifadesi yer alan hutbede, medya ve sanal dünya hakkında şunlar söylendi:
“Boş söz, insanlığın afetidir”
Allah’ın gazabına neden olan, kişinin kendisine ve çevresine zararı dokunan her iş ve söz haramdır. Dilimizden gelişigüzel, kuralsızca dökülen sözler, kaba ve çirkin ifadeler, yalan, iftira, gıybet, bunların her biri dinimizde yasaktır. İnsanların özel hallerini araştırmaya, insanlar arasında laf taşımaya, fitne ateşini körüklemeye yönelik her türlü kelam boş sözdür, günahtır. Her boş söz ise sadece dilin değil, insanın afetidir. Böylesi sözler, sahibinin şahsiyetini, onur ve haysiyetini zedelediği gibi buna muhatap olan şahsın da hem hakkını ihlaldir, hem de büyük bir vebaldir. Çünkü dilden dökülen her söz sorumluluk gerektirir. Her sözün bir ahlakının olması gerekir. Ahlakı olmayan her söz israftır, günahtır.
“Hayatlar ve umutlar sanal dünyada yalanlar ve sahtelikler üzerine inşa ediliyor”
“Boş ve gereksiz işler, insanın zihnini meşgul, gönlünü mahkum eder; çok değerli olan vaktini öldürür. Hâlbuki günümüz insanının en çok ihtiyaç duyduğu, çoğu kez yokluğundan yakındığı nimet, zamandır. Özellikle bugün, kitle iletişim araçlarının çeşitlenip çoğalması, teknolojik imkânların yaygınlaşması ile zamanı verimli ve anlamlı kullanma problemi daha çok hissedilir olmuştur. Üzülerek belirtmek gerekir ki, günümüzde nice ömürler, ekran karşısında anlamsızca tüketilmektedir. Nice hayatlar, nice umutlar, sanal dünyada yalanlar, sahtelikler üzerine inşa edilmektedir. Oysa vahiyle, peygamberle terbiye edilen, akılla desteklenen insan başıboş yaratılmamıştır.”
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 22 Mayıs tarihli hutbede, boş şeyleri terk ederek hayatı anlamlı kılmanın yolları anlatıldı. “Yüce dinimiz İslam’ın en temel gayelerinden birisi, insanın hayatını anlamlı kılmaktır. Onun boş, anlamsız ve beyhude her türlü söz ve davranıştan uzak bir hayat yaşamasını sağlamaktır” ifadesi yer alan hutbede, medya ve sanal dünya hakkında şunlar söylendi:
“Boş söz, insanlığın afetidir”
Allah’ın gazabına neden olan, kişinin kendisine ve çevresine zararı dokunan her iş ve söz haramdır. Dilimizden gelişigüzel, kuralsızca dökülen sözler, kaba ve çirkin ifadeler, yalan, iftira, gıybet, bunların her biri dinimizde yasaktır. İnsanların özel hallerini araştırmaya, insanlar arasında laf taşımaya, fitne ateşini körüklemeye yönelik her türlü kelam boş sözdür, günahtır. Her boş söz ise sadece dilin değil, insanın afetidir. Böylesi sözler, sahibinin şahsiyetini, onur ve haysiyetini zedelediği gibi buna muhatap olan şahsın da hem hakkını ihlaldir, hem de büyük bir vebaldir. Çünkü dilden dökülen her söz sorumluluk gerektirir. Her sözün bir ahlakının olması gerekir. Ahlakı olmayan her söz israftır, günahtır.
“Hayatlar ve umutlar sanal dünyada yalanlar ve sahtelikler üzerine inşa ediliyor”
“Boş ve gereksiz işler, insanın zihnini meşgul, gönlünü mahkum eder; çok değerli olan vaktini öldürür. Hâlbuki günümüz insanının en çok ihtiyaç duyduğu, çoğu kez yokluğundan yakındığı nimet, zamandır. Özellikle bugün, kitle iletişim araçlarının çeşitlenip çoğalması, teknolojik imkânların yaygınlaşması ile zamanı verimli ve anlamlı kullanma problemi daha çok hissedilir olmuştur. Üzülerek belirtmek gerekir ki, günümüzde nice ömürler, ekran karşısında anlamsızca tüketilmektedir. Nice hayatlar, nice umutlar, sanal dünyada yalanlar, sahtelikler üzerine inşa edilmektedir. Oysa vahiyle, peygamberle terbiye edilen, akılla desteklenen insan başıboş yaratılmamıştır.”