Diyanet İşleri Başkanlığı Müşaviri Prof. Dr. adnan bülent baloğlu “Sanal Dünyanın Seyyar Ateistleri” başlıklı yazısında günümüzde ateizmin internet sayesinde artık günlük hayatta sıkça duyulan kavramlardan biri olduğunu kaydetti.
Baloğlu “Hiç şüphesiz internet, ateistler için bir araya gelme, buluşma, inançsızlık halini açıkça ilan etme hususunda bulunmaz bir fırsat sunmuştur. İlaveten internet, ateistlerin birbirlerine destek vermelerini, moral, motivasyon aşılamalarını temin açısından fevkalâde önemli bir işleve sahiptir” ifadelerini kullandı.
Küresel ölçekte internet üzerinden faaliyet gösteren binlerce bilinçli ateist kişi ve topluluk olduğunu ifade eden Baloğlu, bunların internet siteleri, forumlar, bloglar, chat odaları, organizasyonlar ve yardım kuruluşları ile fikirlerini propaganda ettiklerini söyledi.
Bazılarının içlerindeki ‘kemikleşmiş’ din nefretiyle inancı, inanma ihtiyacını ve duygusunu dünya gençliğinin beyinlerinden, kalplerinden sökmek için aktif çaba sergilediğini vurgulayan Baloğlu şöyle devam etti:
“Bizler, çocuklarımızın gayet ‘saf ve masum’ biçimde internette ‘sörf’ yaptıklarını düşünebiliriz. Ancak aynı sanal ortamda ateist fikirlerini için yaymak için çocuklarımızın saf/masum (!) sanal gezilerini birer av şölenine dönüştürmek için ellerini ovuşturan ‘seyyar' ateistlerin de dolandıklarını unutmayalım.”
Sanal bir ateistin internet kullanımı!!
Yazısında İngiliz ateist yazar Christopher Hitchens’ın ‘seyyar ateist’ (portable atheist) kavramına atıfta bulunan Baloğlu, internette gezinen bilinçli ve aktif ateistlerin kullandığı cümlelerden de örnekler verdi.
Baloğlu’nun verdiği dikkat çeken örnekte, şu ifadeler yer alıyor:
“Ben 'aktivist' bir ateistim. İşimden arta kalan vakitlerde bıkıp usanmadan sosyal medyada gezinmek en büyük zevklerimden biri. Bunu özellikle Tanrıya inananları yani teistleri avlamak için yapıyorum. Genellikle dinî bakımdan sağlam alt yapısı olmayanların peşine düşerim. Kişinin nasıl bir alt yapıya sahip olduğunu birkaç tuzak sorudan sonra rahatlıkla anlarım. Balık misali oltama takılan bu kişilerle muhabbeti ilerletirim. Sonra sözü döndürüp dolaştırıp dine ve Tanrı inancına getiririm. Avımı köşeye kıstırmak için soruları sürekli ben sorarım. Dinlerin irrasyonel olup insanın korkularından türediğini, hayal mahsulü olduğunu, saçma sapan hurafelerden ve çöl hikâyelerinden ibaret olduğunu cümlelerimin aralarına sıkıştırırım. Muhatabımın tepkilerini ölçerim, cevaplarını dikkatle takip ederim, cümlelerinden bazılarını cımbızlarım, nerede ve nasıl yanıldığını örneklerle ona açıklarım. Baktım ikna çabalarım kâr etmiyor, körü körüne inanmakta ısrarcı, onunla alay ederim. Bazen kendimi tutamadığım olur, hakaretler yağdırırım. Böyle ahmaklara hakaret etmek beni rahatlatıyor. Sonra bırakırım yakasını gider ve başka bir avın peşine düşmek üzere internetin derin sularına dalarım.”
İnternet ateizmi…
Baloğlu yazısının devamında “yeni ateizm” kavramına da temas ederek bunun yeni tür bir Hıristiyan sapkınlığı olduğunu dile getirdi. Yeni ateistlerin dine karşı katı, tavizsiz bir muhalefet sergilediklerini belirten Baloğlu şunları söyledi: “Bu çağdaş ‘öncü’ ateistlerin fikirlerinden beslenen dünya çapında on binlerce, yüz binlerce yerli ve yabancı nihilist genç var. Bunların önemli bir kısmı, internette sosyal medya ağları üzerinden kurulan blog (ağ günlüğü, günce), weblog (ağ kütüğü) sohbet (çet) odası vb. sitelere ‘takma’ adlarla (ateist, dinsiz, düşünen ateist, meçhul, özgür, nihil, nihilist, agnostik gibi) üye olmuş vaziyetteler. Bu yerli ve yabancı siteleri gezdiğinizde özellikle şu üç husus dikkat çekiyor: basmakalıp söylemler, sloganlar, jargonlar üzerinden korkunç bir din düşmanlığı; tartışılan konular hakkında kimi zaman genellemeci, kimi zaman indirgemeci, derinlikten yoksun, sığ bir kara ‘cehalet’; dinî inanç sahipleri ile alay etme, onları ‘aptal’, ‘geri zekâlı’, ‘yobaz’ vb. lakaplarla niteleme. Karamsar, nihilist bir ‘şüphecilik’ bu kişileri esir almıştır. Dini ‘bronz çağı efsaneleri’, dini inanç sahiplerini ise 'gerici yobazlar' olarak gören bu ateistlerin derin bir kin ve nefretle inananları taciz etmek, dinlere saldırmak internetteki din tartışmalarının temel stratejisini oluşturuyor.”
İnternetin trol ateistleri
Baloğlu yazısında, trol ateistlerden de bahsederek şöyle devam etti:
“İnternet ateizminin ‘tuhaf ve basit’ dünyasından edindiği bilgi kırıntıları ile sosyal medya üzerinde dini inanç sahiplerini ‘tirollemek’ (taciz etmek) peşinde koşan yerli ateistler de mevcut. Bunlar kendilerini ‘aktivist ateist’ olarak tanıtırlar. Din mensuplarını uyarmak ve yanlış yolda gittiklerini onlara anlatmak, dinin modern dünyanın sorunlarını çözmede ve evrenin işleyişini açıklamada yetersiz kaldığını açıklamak, şiddet ve terörden başka bir şey üretmediğini göstermek gibi gerekçelerle inananları taciz ederler. Bu sitelerin üyelerinin kendi kimliklerini gizleme noktasında oldukça hassas davrandıklarını vurgulamış olalım.”
“Kalpleri mühürlenmeden yerli seyyar ateistlere el uzatmalıyız”
"Nasıl günümüz inanç toplumu geçmişin inanç toplumlarının genlerini taşıyorsa, günümüz ateist toplumu da geçmişin ateist toplumlarının genlerini bünyesinde taşıyor. İnkârcılar dün vardılar, bugün de varlar ve yarın da var olacaklar. Tarih boyunca en esaslı ve çetin mücadele inanç ile inançsızlık yani iman ile küfür arasında olmuştur ve bu mücadele yeryüzünde insan varlığı devam ettiği sürece sürecektir. İnternetin ‘kirli’ dünyası ile beyinleri, dimağları kirlenen, safiyetleri kaybolan, hiçliğin kucağında çırpınan ‘yerli’ seyyar ateistlerine el uzatmalıyız; bunu kalpleri taşlaşmadan, mühürlenmeden yapalım…"
Baloğlu “Hiç şüphesiz internet, ateistler için bir araya gelme, buluşma, inançsızlık halini açıkça ilan etme hususunda bulunmaz bir fırsat sunmuştur. İlaveten internet, ateistlerin birbirlerine destek vermelerini, moral, motivasyon aşılamalarını temin açısından fevkalâde önemli bir işleve sahiptir” ifadelerini kullandı.
Küresel ölçekte internet üzerinden faaliyet gösteren binlerce bilinçli ateist kişi ve topluluk olduğunu ifade eden Baloğlu, bunların internet siteleri, forumlar, bloglar, chat odaları, organizasyonlar ve yardım kuruluşları ile fikirlerini propaganda ettiklerini söyledi.
Bazılarının içlerindeki ‘kemikleşmiş’ din nefretiyle inancı, inanma ihtiyacını ve duygusunu dünya gençliğinin beyinlerinden, kalplerinden sökmek için aktif çaba sergilediğini vurgulayan Baloğlu şöyle devam etti:
“Bizler, çocuklarımızın gayet ‘saf ve masum’ biçimde internette ‘sörf’ yaptıklarını düşünebiliriz. Ancak aynı sanal ortamda ateist fikirlerini için yaymak için çocuklarımızın saf/masum (!) sanal gezilerini birer av şölenine dönüştürmek için ellerini ovuşturan ‘seyyar' ateistlerin de dolandıklarını unutmayalım.”
Sanal bir ateistin internet kullanımı!!
Yazısında İngiliz ateist yazar Christopher Hitchens’ın ‘seyyar ateist’ (portable atheist) kavramına atıfta bulunan Baloğlu, internette gezinen bilinçli ve aktif ateistlerin kullandığı cümlelerden de örnekler verdi.
Baloğlu’nun verdiği dikkat çeken örnekte, şu ifadeler yer alıyor:
“Ben 'aktivist' bir ateistim. İşimden arta kalan vakitlerde bıkıp usanmadan sosyal medyada gezinmek en büyük zevklerimden biri. Bunu özellikle Tanrıya inananları yani teistleri avlamak için yapıyorum. Genellikle dinî bakımdan sağlam alt yapısı olmayanların peşine düşerim. Kişinin nasıl bir alt yapıya sahip olduğunu birkaç tuzak sorudan sonra rahatlıkla anlarım. Balık misali oltama takılan bu kişilerle muhabbeti ilerletirim. Sonra sözü döndürüp dolaştırıp dine ve Tanrı inancına getiririm. Avımı köşeye kıstırmak için soruları sürekli ben sorarım. Dinlerin irrasyonel olup insanın korkularından türediğini, hayal mahsulü olduğunu, saçma sapan hurafelerden ve çöl hikâyelerinden ibaret olduğunu cümlelerimin aralarına sıkıştırırım. Muhatabımın tepkilerini ölçerim, cevaplarını dikkatle takip ederim, cümlelerinden bazılarını cımbızlarım, nerede ve nasıl yanıldığını örneklerle ona açıklarım. Baktım ikna çabalarım kâr etmiyor, körü körüne inanmakta ısrarcı, onunla alay ederim. Bazen kendimi tutamadığım olur, hakaretler yağdırırım. Böyle ahmaklara hakaret etmek beni rahatlatıyor. Sonra bırakırım yakasını gider ve başka bir avın peşine düşmek üzere internetin derin sularına dalarım.”
İnternet ateizmi…
Baloğlu yazısının devamında “yeni ateizm” kavramına da temas ederek bunun yeni tür bir Hıristiyan sapkınlığı olduğunu dile getirdi. Yeni ateistlerin dine karşı katı, tavizsiz bir muhalefet sergilediklerini belirten Baloğlu şunları söyledi: “Bu çağdaş ‘öncü’ ateistlerin fikirlerinden beslenen dünya çapında on binlerce, yüz binlerce yerli ve yabancı nihilist genç var. Bunların önemli bir kısmı, internette sosyal medya ağları üzerinden kurulan blog (ağ günlüğü, günce), weblog (ağ kütüğü) sohbet (çet) odası vb. sitelere ‘takma’ adlarla (ateist, dinsiz, düşünen ateist, meçhul, özgür, nihil, nihilist, agnostik gibi) üye olmuş vaziyetteler. Bu yerli ve yabancı siteleri gezdiğinizde özellikle şu üç husus dikkat çekiyor: basmakalıp söylemler, sloganlar, jargonlar üzerinden korkunç bir din düşmanlığı; tartışılan konular hakkında kimi zaman genellemeci, kimi zaman indirgemeci, derinlikten yoksun, sığ bir kara ‘cehalet’; dinî inanç sahipleri ile alay etme, onları ‘aptal’, ‘geri zekâlı’, ‘yobaz’ vb. lakaplarla niteleme. Karamsar, nihilist bir ‘şüphecilik’ bu kişileri esir almıştır. Dini ‘bronz çağı efsaneleri’, dini inanç sahiplerini ise 'gerici yobazlar' olarak gören bu ateistlerin derin bir kin ve nefretle inananları taciz etmek, dinlere saldırmak internetteki din tartışmalarının temel stratejisini oluşturuyor.”
İnternetin trol ateistleri
Baloğlu yazısında, trol ateistlerden de bahsederek şöyle devam etti:
“İnternet ateizminin ‘tuhaf ve basit’ dünyasından edindiği bilgi kırıntıları ile sosyal medya üzerinde dini inanç sahiplerini ‘tirollemek’ (taciz etmek) peşinde koşan yerli ateistler de mevcut. Bunlar kendilerini ‘aktivist ateist’ olarak tanıtırlar. Din mensuplarını uyarmak ve yanlış yolda gittiklerini onlara anlatmak, dinin modern dünyanın sorunlarını çözmede ve evrenin işleyişini açıklamada yetersiz kaldığını açıklamak, şiddet ve terörden başka bir şey üretmediğini göstermek gibi gerekçelerle inananları taciz ederler. Bu sitelerin üyelerinin kendi kimliklerini gizleme noktasında oldukça hassas davrandıklarını vurgulamış olalım.”
“Kalpleri mühürlenmeden yerli seyyar ateistlere el uzatmalıyız”
"Nasıl günümüz inanç toplumu geçmişin inanç toplumlarının genlerini taşıyorsa, günümüz ateist toplumu da geçmişin ateist toplumlarının genlerini bünyesinde taşıyor. İnkârcılar dün vardılar, bugün de varlar ve yarın da var olacaklar. Tarih boyunca en esaslı ve çetin mücadele inanç ile inançsızlık yani iman ile küfür arasında olmuştur ve bu mücadele yeryüzünde insan varlığı devam ettiği sürece sürecektir. İnternetin ‘kirli’ dünyası ile beyinleri, dimağları kirlenen, safiyetleri kaybolan, hiçliğin kucağında çırpınan ‘yerli’ seyyar ateistlerine el uzatmalıyız; bunu kalpleri taşlaşmadan, mühürlenmeden yapalım…"