Sinema ve din alanında yapılmış akademik çalışmalara bir yenisi daha eklendi.
Türkiye’de bir dönem furya haline gelen “Hazretli filmler”, ayşegül can tarafından ayrıntılı bir çalışmayla ele alındı. Can, yüksek lisans tezinde Yeşilçam’daki bu akımı, din ve değerler eğitimi açısından değerlendirdi. Doç. Dr. Bilal Yorulmaz’ın danışmanlığında yürütülen tez, hazretli filmlerle ilgili ilk kapsamlı çalışma olarak akademik literatürde yerini aldı.
Can, çalışmasının ön sözünde Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren popüler olan ve Yeşilçam Döneminde iki kez furya haline gelen Hazretli Filmlerin genel olarak ticari kaygılarla çekildiğini ve sanatsal yönünün zayıf filmler olduğunu dile getirdi. Bu nedenle Hazretli filmlere dair, çalışmaların sayısal olarak düşük olduğunu bildiren Can, “Halbuki bu tür ticari filmlerin tüm yönleriyle tafsilatlı bir biçimde incelenmesi, gelecekte aynı hataların yapılmaması, böylelikle daha başarılı filmlerin ortaya konabilmesi adına önemlidir” ifadelerini kullandı.
20 film ayrı ayrı incelendi
Çalışmada 1961-1973 tarihleri arasında gösterime giren 20 film analiz edildi. Ayrıca, söz konusu filmlerin 14 yönetmeni hakkında da bilgiler verildi. Bu çalışmalar için, özel olarak arşiv çalışması yapıldı. İncelenen filmlerin listesi ise şöyle:
“Hazreti Ömer’in Adaleti (1961), Veysel Karani (1965), Yahya Peygamber (1965), Cennet Fedaileri (1965), Hazreti Eyyub’un Sabrı (1965), İlahi Davet/İbrahim Ethem (1966), Hazreti Süleyman ve Saba Melikesi (1966), Hacı Bektaş-ı Veli (1967), Allah’ın Arslanı Hazreti Ali (1969), Anadolu Evliyaları (1969), Hazreti İbrahim (1972) Rabia (1973), Rabia İlk Kadın Evliya (1973), Bilal-i Habeşi (1973), Hazreti Ömer’in Adaleti (1973), Hazreti Ömer(1973), Hazreti Yusuf(1973), Sarı Kız/ Kız Evliya (1973), Gönüller Sultanı Hazreti Mevlana (1973), Gönüller Fatihi Yunus Emre (1973).”
7 ayrı kategoride değerlendirme yapıldı
Hazretli filmler, din ve değerler hakkında belirlenmiş 7 ayrı kategori çerçevesinde incelendi. Filmlerdeki, inanç, ibaret, değerler, şiddet, cinsellik, hata-bilgi yanlışları ve diğer dinler hakkında iletiler değerlendirildi. Tezin sonuç bölümünde Ayşegül Can, şunları ifade etti:
İşte sonuçlardan bazıları…
“Türkiye’de uzun yıllar devlet desteği görmeyen sinema sektörü, daha çok halkın parasıyla varlığını sürdürdüğünden çekilecek filmlerin türü ve içeriğini belirleyen şey, çoğu kez seyircinin zevk ve beklentileri olmuştur. Yapımcı ve yönetmenler de sisteme ayak uydurarak mevcut talepleri göz ardı etmemiş, halk hangi türde filmlere rağbet gösteriyorsa ona göre filmler çekmişlerdir.
Bunun sonucunda Türk sinemasında -değişik faktörlerin de etkisiyle- birtakım furyalar ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri de araştırmamızın konusu olan hazretli filmler furyasıdır. Türk sinemasında ilk kez 1965 yılında popülarite kazanan Hazretli Filmler, her şeyden önce ticari bir sinema anlayışının ürünüdür. Bundan dolayı çekilen filmlerin çoğu biçim ve içerik olarak özensizdir. Ancak seyirci içerdikleri hatalara rağmen yine de bu filmlere belli ölçüde ilgi göstermiştir.”
Hazretli filmleri, diğer dini filmlerden ayıran yönler nelerdir?
“Bir filmin Hazretli Filmler kapsamında değerlendirilebilmesi için filmde geçen olayların tamamen veya kısmen tarihî bir gerçekliğinin olması, karakterlerin tarihî gerçekliğinin bulunması, filmde mutlaka bir din büyüğüne yer verilmesi ve bu din büyüğünün filmde dinî kimliğiyle ön planda olması gerekmektedir. Ayrıca Hazretli Filmleri birçok dinî konulu filmden ayıran bariz iki vasfı ticari gayelerle çekilmiş olmaları ve genellikle özensiz yapımlar olmalarıdır. Oluşturduğumuz bu kıstaslar doğrultusunda bir ölçüde “Hazretli Film nedir?” sorusunun cevabı irdelenmiştir.
Melodram ve dram ön planda
“Hazretli Filmler türlerine göre incelendiğinde birçoğunun içeriğinin melodram ve dram türüne yatkın olması sebebiyle filmlerin çoğunun bu türde çekildiği tespit edilmiştir. Bununla beraber şiddet sahnelerinin yoğun olduğu Hazretli Filmlerde macera-aksiyon filmlerinin, didaktik yönü ağır basan az sayıda filmde de belgesel türünün tipik özelliklerine rastlanmaktadır.
Hazretli filmleri ortaya çıkaran sebepler
“Hazretli Filmlerin ortaya çıkışında Türk sinemasının mevcut ekonomik yapısı en temel etken olmuştur. Buna göre Ramazan ayında boşalan sinema salonlarını doldurma gayesiyle 1950’li yıllardan itibaren dinî temalı Mısır filmlerinin ithal edilmesi, bu filmlerin rağbet görmesi üzerine yerli dinî filmler çevrilmesi sonucu Hazretli Filmler ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan 196’lı yıllardan itibaren Türk sinemasında giderek dozu artan müstehcenlik aile seyircisini sinemadan uzaklaştırmıştır. Böylece dinî filmler yapılarak müstehcen filmler nedeniyle sinemaya gitmeyen seyirciyi tekrar sinema salonlarına çekmek hedeflenmiştir.”
Hazretli filmler tarihçesi
“1956 yılında çekilen Âşıklar Kâbesi Mevlânâ’nın Hayatı, ilk Hazretli Film örneği kabul edilebilir. 1961 yapımı Hazreti Ömer’in Adaleti ve 1964’te ilk kez bir peygamberin başkarakter olduğu Hazreti İbrahim (1964) filmi de sinemamızdaki ilk Hazretli Film örneklerindendir. Fakat bu filmlerin moda haline gelmesi 1965’te Muharrem Gürses’in çektiği Hazreti Yusuf’un Hayatı ile olur. 1969 yılına dek etkisi azalarak da olsa sürdüren bu furya 1969’da Allah’ın Arslanı Hazreti Ali ve Anadolu Evliyaları filmleri ile son örneklerini verir. Birkaç yıl sonra Asaf Tengiz’in daha önce çektiği Hazreti İbrahim’i renkli olarak yeniden çekmesi ve filmin Anadolu’da olağanüstü ilgi görmesiyle Hazretli Filmler yeniden popüler hâle gelir. Râbia el-Adeviyye, Yunus Emre gibi bazı din büyüklerinin hayatının birden fazla yönetmen tarafından filme alınması sonucu yapım şirketleri arasında problemler yaşanır. 10 Hazretli Filmin çekildiği 1973 yılından sonra Türk sinemasında uzun yıllar bir din büyüğünün hayatını konu alan film çekilmez.”
Filmlerde inançla ilgili neler tespit edildi?
“Hazretli Filmlerde yer alan inançla ilgili iletiler incelendiğinde melek ve kutsal kitap inancı dışındaki iman esaslarına dair iletiler tespit edilmiştir. Bunlar içerisinde en çok vurgulananlar 23 ileti ile Allah ve 21 ileti ile peygamber inancıdır. Ayrıca çeşitli filmlerde başkarakterin yaşadığı zorluklar sebebiyle kader mevzusu da 11 sahnede işlenmiştir. Bu üç inanç esası dışında diğer konulara yeterince yer verilmediği söylenebilir. Nitekim ahiret inancına dair yalnızca 3 ileti tespit edilmiştir. Bunların dışında –altı iman esasına girmemekle beraber- bir sahnede batıl inançların yanlışlığına vurgu yapan bir sahne mevcuttur.”
Dua, diğer ibadetler arasında bariz biçimde ön planda yer aldı
İbadetlerle ilgili iletiler incelendiğinde Hazretli Filmlerde dua ibadetine diğer ibadetlere kıyasla bariz bir biçimde daha fazla yer verildiği görülmüştür. Nitekim duaya 85 sahnede yer verilirken; namaza 13, Kur’an okumaya 5 ve hac ibadetine 4 sahnede yer verilmiştir. Bu durumun sebebi dua sahnelerinin çekiminin daha kolay olmasıyla ilişkilendirilmiştir.
Bazı değerler yeterince işlenmedi
“Değerlerle ilgili iletiler değerlendirildiğinde bazı filmlerde belli değerlerin öne çıktığı -Hazreti Ömer konulu filmlerde adalet, Hazreti Eyyub’un Sabrı’nda sabır, Veysel Karani’de anneye, Sarı Kız/ Kız Evliya’da babaya hürmet vurgulanmaktadır. Bununla beraber cesaret ve yardımseverlik başta olmak üzere, merhamet, affedicilik gibi erdemlerin çok sayıda filmde vurgulandığı tespit edilmiştir. Ayrıca İslam dininin en önemli ahlaki değerlerinden biri olan güvenilirliğe çok az sahnede yer verildiği, bu bağlamda Hazretli Filmlerde değerlerle ilgili iletilerin nicelik bakımından fazla olmakla beraber bazı değerleri vurgulamada yetersiz olduğu söylenebilir.”
Değerler hakkında iletilere inanç ve ibadetten daha fazla yer verildi.
“Hazretli Filmlerde inanç, ibadet ve değerlerle ilgili iletiler birlikte değerlendirildiğinde değerlere inanç ve ibadetlerden daha fazla vurgu yapıldığı görülmektedir. Buna göre filmlerde inançla ilgili 59, ibadetlerle ilgili 107 iletiye yer verilirken, değerlerle ilgili 236 ileti bulunmaktadır. Bu durum değerlerin insan ilişkileri, inanç ve ibadetin ise insan- Allah ilişkisi gibi daha özel bir ilişki biçiminden doğan kavramlar olmasıyla ilişkilendirilebilir. Sinemada hikâyelerin ağırlıklı olarak insanlar arası ilişkiler üzerine kurulu olduğunu düşündüğümüzde değerlerle ilgili iletilerin fazla olması son derece tabiidir. Ayrıca inanç konularının soyut ve görselleştirmeye müsait olmamasına karşılık sinemanın görselliğe dayalı bir sanat olması ibadet ve ahlâk konularının daha fazla vurgulanması imkânını tanımaktadır.”
Tezin tamamına YÖK Tez Merkezi sitesinden, 550831 tez numarasından ulaşmak mümkün.
Türkiye’de bir dönem furya haline gelen “Hazretli filmler”, ayşegül can tarafından ayrıntılı bir çalışmayla ele alındı. Can, yüksek lisans tezinde Yeşilçam’daki bu akımı, din ve değerler eğitimi açısından değerlendirdi. Doç. Dr. Bilal Yorulmaz’ın danışmanlığında yürütülen tez, hazretli filmlerle ilgili ilk kapsamlı çalışma olarak akademik literatürde yerini aldı.
Can, çalışmasının ön sözünde Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren popüler olan ve Yeşilçam Döneminde iki kez furya haline gelen Hazretli Filmlerin genel olarak ticari kaygılarla çekildiğini ve sanatsal yönünün zayıf filmler olduğunu dile getirdi. Bu nedenle Hazretli filmlere dair, çalışmaların sayısal olarak düşük olduğunu bildiren Can, “Halbuki bu tür ticari filmlerin tüm yönleriyle tafsilatlı bir biçimde incelenmesi, gelecekte aynı hataların yapılmaması, böylelikle daha başarılı filmlerin ortaya konabilmesi adına önemlidir” ifadelerini kullandı.
20 film ayrı ayrı incelendi
Çalışmada 1961-1973 tarihleri arasında gösterime giren 20 film analiz edildi. Ayrıca, söz konusu filmlerin 14 yönetmeni hakkında da bilgiler verildi. Bu çalışmalar için, özel olarak arşiv çalışması yapıldı. İncelenen filmlerin listesi ise şöyle:
“Hazreti Ömer’in Adaleti (1961), Veysel Karani (1965), Yahya Peygamber (1965), Cennet Fedaileri (1965), Hazreti Eyyub’un Sabrı (1965), İlahi Davet/İbrahim Ethem (1966), Hazreti Süleyman ve Saba Melikesi (1966), Hacı Bektaş-ı Veli (1967), Allah’ın Arslanı Hazreti Ali (1969), Anadolu Evliyaları (1969), Hazreti İbrahim (1972) Rabia (1973), Rabia İlk Kadın Evliya (1973), Bilal-i Habeşi (1973), Hazreti Ömer’in Adaleti (1973), Hazreti Ömer(1973), Hazreti Yusuf(1973), Sarı Kız/ Kız Evliya (1973), Gönüller Sultanı Hazreti Mevlana (1973), Gönüller Fatihi Yunus Emre (1973).”
7 ayrı kategoride değerlendirme yapıldı
Hazretli filmler, din ve değerler hakkında belirlenmiş 7 ayrı kategori çerçevesinde incelendi. Filmlerdeki, inanç, ibaret, değerler, şiddet, cinsellik, hata-bilgi yanlışları ve diğer dinler hakkında iletiler değerlendirildi. Tezin sonuç bölümünde Ayşegül Can, şunları ifade etti:
İşte sonuçlardan bazıları…
“Türkiye’de uzun yıllar devlet desteği görmeyen sinema sektörü, daha çok halkın parasıyla varlığını sürdürdüğünden çekilecek filmlerin türü ve içeriğini belirleyen şey, çoğu kez seyircinin zevk ve beklentileri olmuştur. Yapımcı ve yönetmenler de sisteme ayak uydurarak mevcut talepleri göz ardı etmemiş, halk hangi türde filmlere rağbet gösteriyorsa ona göre filmler çekmişlerdir.
Bunun sonucunda Türk sinemasında -değişik faktörlerin de etkisiyle- birtakım furyalar ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri de araştırmamızın konusu olan hazretli filmler furyasıdır. Türk sinemasında ilk kez 1965 yılında popülarite kazanan Hazretli Filmler, her şeyden önce ticari bir sinema anlayışının ürünüdür. Bundan dolayı çekilen filmlerin çoğu biçim ve içerik olarak özensizdir. Ancak seyirci içerdikleri hatalara rağmen yine de bu filmlere belli ölçüde ilgi göstermiştir.”
Hazretli filmleri, diğer dini filmlerden ayıran yönler nelerdir?
“Bir filmin Hazretli Filmler kapsamında değerlendirilebilmesi için filmde geçen olayların tamamen veya kısmen tarihî bir gerçekliğinin olması, karakterlerin tarihî gerçekliğinin bulunması, filmde mutlaka bir din büyüğüne yer verilmesi ve bu din büyüğünün filmde dinî kimliğiyle ön planda olması gerekmektedir. Ayrıca Hazretli Filmleri birçok dinî konulu filmden ayıran bariz iki vasfı ticari gayelerle çekilmiş olmaları ve genellikle özensiz yapımlar olmalarıdır. Oluşturduğumuz bu kıstaslar doğrultusunda bir ölçüde “Hazretli Film nedir?” sorusunun cevabı irdelenmiştir.
Melodram ve dram ön planda
“Hazretli Filmler türlerine göre incelendiğinde birçoğunun içeriğinin melodram ve dram türüne yatkın olması sebebiyle filmlerin çoğunun bu türde çekildiği tespit edilmiştir. Bununla beraber şiddet sahnelerinin yoğun olduğu Hazretli Filmlerde macera-aksiyon filmlerinin, didaktik yönü ağır basan az sayıda filmde de belgesel türünün tipik özelliklerine rastlanmaktadır.
Hazretli filmleri ortaya çıkaran sebepler
“Hazretli Filmlerin ortaya çıkışında Türk sinemasının mevcut ekonomik yapısı en temel etken olmuştur. Buna göre Ramazan ayında boşalan sinema salonlarını doldurma gayesiyle 1950’li yıllardan itibaren dinî temalı Mısır filmlerinin ithal edilmesi, bu filmlerin rağbet görmesi üzerine yerli dinî filmler çevrilmesi sonucu Hazretli Filmler ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan 196’lı yıllardan itibaren Türk sinemasında giderek dozu artan müstehcenlik aile seyircisini sinemadan uzaklaştırmıştır. Böylece dinî filmler yapılarak müstehcen filmler nedeniyle sinemaya gitmeyen seyirciyi tekrar sinema salonlarına çekmek hedeflenmiştir.”
Hazretli filmler tarihçesi
“1956 yılında çekilen Âşıklar Kâbesi Mevlânâ’nın Hayatı, ilk Hazretli Film örneği kabul edilebilir. 1961 yapımı Hazreti Ömer’in Adaleti ve 1964’te ilk kez bir peygamberin başkarakter olduğu Hazreti İbrahim (1964) filmi de sinemamızdaki ilk Hazretli Film örneklerindendir. Fakat bu filmlerin moda haline gelmesi 1965’te Muharrem Gürses’in çektiği Hazreti Yusuf’un Hayatı ile olur. 1969 yılına dek etkisi azalarak da olsa sürdüren bu furya 1969’da Allah’ın Arslanı Hazreti Ali ve Anadolu Evliyaları filmleri ile son örneklerini verir. Birkaç yıl sonra Asaf Tengiz’in daha önce çektiği Hazreti İbrahim’i renkli olarak yeniden çekmesi ve filmin Anadolu’da olağanüstü ilgi görmesiyle Hazretli Filmler yeniden popüler hâle gelir. Râbia el-Adeviyye, Yunus Emre gibi bazı din büyüklerinin hayatının birden fazla yönetmen tarafından filme alınması sonucu yapım şirketleri arasında problemler yaşanır. 10 Hazretli Filmin çekildiği 1973 yılından sonra Türk sinemasında uzun yıllar bir din büyüğünün hayatını konu alan film çekilmez.”
Filmlerde inançla ilgili neler tespit edildi?
“Hazretli Filmlerde yer alan inançla ilgili iletiler incelendiğinde melek ve kutsal kitap inancı dışındaki iman esaslarına dair iletiler tespit edilmiştir. Bunlar içerisinde en çok vurgulananlar 23 ileti ile Allah ve 21 ileti ile peygamber inancıdır. Ayrıca çeşitli filmlerde başkarakterin yaşadığı zorluklar sebebiyle kader mevzusu da 11 sahnede işlenmiştir. Bu üç inanç esası dışında diğer konulara yeterince yer verilmediği söylenebilir. Nitekim ahiret inancına dair yalnızca 3 ileti tespit edilmiştir. Bunların dışında –altı iman esasına girmemekle beraber- bir sahnede batıl inançların yanlışlığına vurgu yapan bir sahne mevcuttur.”
Dua, diğer ibadetler arasında bariz biçimde ön planda yer aldı
İbadetlerle ilgili iletiler incelendiğinde Hazretli Filmlerde dua ibadetine diğer ibadetlere kıyasla bariz bir biçimde daha fazla yer verildiği görülmüştür. Nitekim duaya 85 sahnede yer verilirken; namaza 13, Kur’an okumaya 5 ve hac ibadetine 4 sahnede yer verilmiştir. Bu durumun sebebi dua sahnelerinin çekiminin daha kolay olmasıyla ilişkilendirilmiştir.
Bazı değerler yeterince işlenmedi
“Değerlerle ilgili iletiler değerlendirildiğinde bazı filmlerde belli değerlerin öne çıktığı -Hazreti Ömer konulu filmlerde adalet, Hazreti Eyyub’un Sabrı’nda sabır, Veysel Karani’de anneye, Sarı Kız/ Kız Evliya’da babaya hürmet vurgulanmaktadır. Bununla beraber cesaret ve yardımseverlik başta olmak üzere, merhamet, affedicilik gibi erdemlerin çok sayıda filmde vurgulandığı tespit edilmiştir. Ayrıca İslam dininin en önemli ahlaki değerlerinden biri olan güvenilirliğe çok az sahnede yer verildiği, bu bağlamda Hazretli Filmlerde değerlerle ilgili iletilerin nicelik bakımından fazla olmakla beraber bazı değerleri vurgulamada yetersiz olduğu söylenebilir.”
Değerler hakkında iletilere inanç ve ibadetten daha fazla yer verildi.
“Hazretli Filmlerde inanç, ibadet ve değerlerle ilgili iletiler birlikte değerlendirildiğinde değerlere inanç ve ibadetlerden daha fazla vurgu yapıldığı görülmektedir. Buna göre filmlerde inançla ilgili 59, ibadetlerle ilgili 107 iletiye yer verilirken, değerlerle ilgili 236 ileti bulunmaktadır. Bu durum değerlerin insan ilişkileri, inanç ve ibadetin ise insan- Allah ilişkisi gibi daha özel bir ilişki biçiminden doğan kavramlar olmasıyla ilişkilendirilebilir. Sinemada hikâyelerin ağırlıklı olarak insanlar arası ilişkiler üzerine kurulu olduğunu düşündüğümüzde değerlerle ilgili iletilerin fazla olması son derece tabiidir. Ayrıca inanç konularının soyut ve görselleştirmeye müsait olmamasına karşılık sinemanın görselliğe dayalı bir sanat olması ibadet ve ahlâk konularının daha fazla vurgulanması imkânını tanımaktadır.”
Tezin tamamına YÖK Tez Merkezi sitesinden, 550831 tez numarasından ulaşmak mümkün.