İnternet dini metinlerin, dinsel söylemin, dini bilgi ve dokümanların varlık bulduğu, insanların dinî bilgi almak, yaymak için kullandığı günümüzün en etkili platformlardan biri. Dini kurum ve kuruluşların yanında, dini grupların da aktif olarak interneti kullandığı, internette kendi dini anlayışlarını ve görüşlerini yaydıkları biliniyor.
Peki internet ve din etkileşimi hangi tarihlerde başladı? Hangi süreçlerden geçti? İnternet dini kurumlar, kuruluşlar, gruplara ne gibi katkılar sağlıyor?
Bu konuları “Sanal Din” kitabının da yazarı olan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. mehmet haberli ile konuştuk.
İslamvemedya.com: İletişim araçlarının dinsel gayelerle kullanıldığı malum. Bu süreç içinde dinin internet ortamına taşınma süreci hakkında bilgi verebilirmisiniz?
Mehmet Haberli: Dinlerin internetle tanışması; günümüzde Facebook, Twitter, forumlar ve benzeri sosyal ağların ilk örnekleri olarak kabul edilen ve 1970’lerde ortaya çıkan Usenet ve BBS gibi ilk bilgisayar ağları üzerinde gerçekleşmiştir. Farklı dini gelenekten ABD'ye mühendislik eğitimi almaya gelen üniversite öğrencileri, kendi dini düşünce ve inançlarını paylaşmak ve dindaşlarıyla bir araya gelmek amacıyla bu sanal platformları kullanmışlardır. 1990’lı yıllara kadar BBS ve USENET ağları üzerinde varlık gösteren bu dini forum ve haber grupları, 1991’de WWW ve ilk web sitelerinin ortaya çıkışıyla, yeni web ortamına taşınmıştır. Bu durum, daha önce sadece bilgisayar uzmanları ve akademisyenler gibi küçük bir zümrenin kullanımına açık olan bu dini içerikli bilgisayar ağlarının, toplumun geniş tabakalarına yayılmasını sağlamıştır.
İnternet, din mensuplarına hangi katkıları sağlıyor?
İslamvemedya.com: Peki neden ihtiyaç duyuluyor internete? İnternetin dinlere vaya din mensuplarına sunduğu avantajlar nedir?
Mehmet Haberli: İnternet, din mensuplarına; dindaşlarıyla küresel ölçekte iletişime geçme, propaganda, dini materyallere erişim, dini ürünlerin alım satımını yapma, dini eğitime destek sağlama, din ve teoloji çalışmalarına katkıda bulunma vb. olanaklar sunmaktadır. Diğer taraftan internet, marjinal dini grupların, düşünce ve inançlarını daha özgür bir şekilde ifade etmelerine imkan tanımakta ve dini grupların mobilize olmasına da katkı sağlamaktadır. Bunun yanında internet; daha önceki kitle iletişim araçlarıyla yapılması mümkün olmayan bir kısım aktivitelerin yapılabilmesini de sağlamıştır. Dini içerikli e-mail listelerine üye olma veya interaktif sanal ritüellere katılma bunlardandır.
İslamvemedya.com: Bireylerin dışında, internetin dini kurum veya kuruluşlarca da kullanıldığını biliyoruz. İnternetten dini bilgiye ulaşma dini kurumları nasıl etkiler?
Mehmet Haberli: İnternetin geleneksel iletişim araçlarının bütün fonksiyonlarını bünyesinde toplaması, bireyin dini hayatına farklı bir boyut kazandırmış; bireylerin dindaşlarıyla, dini kurum ve organizasyonların ise kendi mensuplarıyla ilişkilerini de farklı bir noktaya taşımıştır. İnternetin diğer medya sektörlerine oranla daha düşük maliyetli olması ve yaygın olarak kullanılması; dini düşünce, inanç ve kanaatlerin ifade edilmesi noktasında bir çoğulculuk meydana getirdiği görülmektedir. Bu durum, bilgi dolaşımının herhangi bir idare ya da dini grubun tekelinde olmasına engel olarak, geleneksel dini kurum ve otoriteleri (Kiliseler ve sair dini kurumlar veya din adamları gibi) sorgulanır hale getirmiştir. Din mensupları, bu otoritelerden almış oldukları dini bilgi ve mesajları; sosyal medya ve forumlar gibi sanal alanlarda tartışarak sorgulamaya başlamışlardır.
"İnternetteki fetvaların güvenilirliğini, fetva hizmeti sunan sitelerin arka planında kimlerin bulunduğunu dikkate almak gerekir"
İslamvemedya.com:
İnterneti dini bilgi bağlamında güvenilir bir kaynak olarak görüyor musunuz?
Mehmet Haberli: İnternetin, dini bilgiye erişim veya fetva isteme noktasında din mensuplarına büyük kolaylıklar sağladığı yadsınamaz bir gerçektir. Gelinen noktada herhangi bir din mensubu, dini bir meselenin cevabını; dini web sitelerinin sunduğu içeriklerden ya da online fetva hizmeti veren kurumsal sitelerden öğrenebilmektedir. Örneğin, Müslüman bir birey, edinmek istediği dini bir bilgi için din görevlilerine gitmek yerine, internet üzerindeki fetva servislerinden tavsiye alabilmektedir. Böylece bir şeyin helal mı yoksa haram mı olduğunu, dakikalar içerisinde internetteki birkaç tıklamayla öğrenebilmektedir. Daha da önemlisi “alo fetva hattı” gibi telefon aracılığıyla yapılan hizmetlerin, “e-fetva” hizmetlerine dönüştüğü görülmektedir. Ancak burada, internet ortamındaki bilgi kirliliğini dikkate almak gerekmektedir. Fetva arayan veya isteyen kişinin bu hizmeti sunan sitelerin arka planında kimlerin bulunduğunu ve bu fetvaların kimler tarafından verildiğini bilmesi, fetvaların güvenilirliği açısından dikkate alınması gereken bir durumdur.
İslamvemedya.com: Kurumlarla birlikte, internet ortamında dini grupların varlığını biliyoruz. Dini gruplar için internetin önemi nedir?
Mehmet Haberli: İletişim teknolojilerinin sosyal hayatın her alanına nüfuz ettiği günümüzde, web sitesine sahip olmayan kurum veya organizasyonların neredeyse gerçekte var olmadığı düşünülmektedir. Bu sebeple, dini kurum veya organizasyonların da web sitesine sahip olmaya başladığı, internet teknolojilerini aktif ve yaygın bir şekilde kullanmaya başladıklarını görmekteyiz. Buradan hareketle, dini grup ve organizasyonların da kendilerini temsil edecek kurumsal bir web sitesi veya sosyal medya hesabına sahip olmaları büyük önem arz etmektedir. Misyonlarını sürdürmek veya güçlendirmek isteyen dini grup ve organizasyonlar, var oluş amaçlarını, savundukları fikirleri ve kendileriyle ilgili bilgileri kurumsal web siteleri aracılığıyla kitlelere ulaştırmak durumundadırlar. Dini grup ya da kurumlar bu web sitelerini; kurumsal sunumlarını yapmak, üyeleriyle iletişime geçerek onlara enformasyon sağlamak ve üyelerin ihtiyaç duyacakları dini bilgileri metin, ses veya video gibi formatlarda sunmak amacıyla kullanmaktadır. Bunun yanında dini web sitelerinin internetin imkânlarından yararlanarak, üye veya ziyaretçilerinin dini hayatını daha kolay hale getirmeyi hedeflemektedir.
"Seküler kitlelere erişim kolaylığı, dinî grupların sosyal medyaya yönelmesini sağladı"
İslamvemedya.com: Sosyal medya konusuna gelecek olursak, dini grup veya kurumlara katkıları nelerdir?
Mehmet Haberli: Facebook, Twitter ve benzeri sosyal medyanın popüler hale gelmesiyle birlikte, dini grup ve organizasyonlar, web sitesi veya sanal cemaat oluşturmak yerine bu yeni iletişim ortamında yer almaya başlamışlardır. Böylelikle hedef kitlelerine en doğru dini bilgi ve haberleri sunmak oldukça kolay hale gelmiştir. Bu tercih değişikliğinde, sosyal medyanın işlevselliğinin büyük bir etkisi bulunmaktadır. Örneğin, Facebook’taki gelişmiş internet uygulamalarını kurumsal bir web sitesi üzerinde sunabilmek ciddi bir altyapı ve profesyonel bir kadro gerektirmektedir. Bu bakımdan, Facebook’un sunduğu; sayfa oluşturma kolaylığı, seküler kitlelere kolay erişim gibi avantajlar, dini grup ve organizasyonların tercih değişikliğindeki etkenlerdir. Buradan hareketle, zaman içerisinde dini grup ve organizasyonların kitleleriyle ilişkilerini sosyal medya üzerindeki sayfaları aracılığıyla yürüteceklerini ve bunlara ait web sitelerinin birçok işlevini, bu sayfalara bırakabileceğini söyleyebiliriz.
"İslam'ın internetteki temsil oranı düşük düzeyde"
İslamvemedya.com: ABD, Avrupa ve İslam Coğrafyası bağlamından düşünüldüğünde dinlerin internet ortamındaki dağılımı nasıldır?
Mehmet Haberli: İnternet teknolojisinin Batı’da ortaya çıkışı ve buradaki kullanım oranının yüksekliği, Batı’daki dinlerin internet ortamına daha erken ve hızlı şekilde taşınmasına neden olmuştur. Nitekim Batı ülkelerinde, Hıristiyan nüfusuna oranla Müslüman nüfusun daha az olmasına rağmen, en eski ve etkin İslami web sitelerinin -Islamicity.com. gibi- ABD kaynaklı olması, dinlerin internet ortamına buralarda erken taşındığının göstergesidir. Bu durum göz önüne alındığında, Batı’da daha yaygın veya etkin olan Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi dinlerin internetin erken dönemlerinden itibaren bu yeni iletişim ortamında baskın durumda olmalarını anlamamız kolaylaşacaktır. Batı’da yaygın ve etkin dinlerin internet ortamındaki yüksek temsil oranlarına karşın, özellikle Asya, Afrika, Ortadoğu veya Uzak Doğu’da daha fazla mensubu bulunan İslamiyet’in internet üzerindeki temsil oranları düşüktür.
Örneğin, Müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu Asya, Afrika ve Orta Doğu ülkelerindeki bilgisayar teknolojisinin gerektirdiği altyapı yetersizliği, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve kullanıcıların internet üzerindeki temsil maliyetini karşılayamamaları, buradaki ülkelerin dijital paylarının düşük olmasının nedeni olarak görülebilir. Bunun bir diğer sebebi de Orta Doğu ve Uzakdoğu ülkelerinde internete uygulanan sansürdür. Bu durum, İslamiyet ve Uzak Doğu dinlerine ait etkin ve popüler web sitelerinin, sansür oranının çok düşük olduğu Batı’da ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Peki internet ve din etkileşimi hangi tarihlerde başladı? Hangi süreçlerden geçti? İnternet dini kurumlar, kuruluşlar, gruplara ne gibi katkılar sağlıyor?
Bu konuları “Sanal Din” kitabının da yazarı olan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. mehmet haberli ile konuştuk.
İslamvemedya.com: İletişim araçlarının dinsel gayelerle kullanıldığı malum. Bu süreç içinde dinin internet ortamına taşınma süreci hakkında bilgi verebilirmisiniz?
Mehmet Haberli: Dinlerin internetle tanışması; günümüzde Facebook, Twitter, forumlar ve benzeri sosyal ağların ilk örnekleri olarak kabul edilen ve 1970’lerde ortaya çıkan Usenet ve BBS gibi ilk bilgisayar ağları üzerinde gerçekleşmiştir. Farklı dini gelenekten ABD'ye mühendislik eğitimi almaya gelen üniversite öğrencileri, kendi dini düşünce ve inançlarını paylaşmak ve dindaşlarıyla bir araya gelmek amacıyla bu sanal platformları kullanmışlardır. 1990’lı yıllara kadar BBS ve USENET ağları üzerinde varlık gösteren bu dini forum ve haber grupları, 1991’de WWW ve ilk web sitelerinin ortaya çıkışıyla, yeni web ortamına taşınmıştır. Bu durum, daha önce sadece bilgisayar uzmanları ve akademisyenler gibi küçük bir zümrenin kullanımına açık olan bu dini içerikli bilgisayar ağlarının, toplumun geniş tabakalarına yayılmasını sağlamıştır.
İnternet, din mensuplarına hangi katkıları sağlıyor?
İslamvemedya.com: Peki neden ihtiyaç duyuluyor internete? İnternetin dinlere vaya din mensuplarına sunduğu avantajlar nedir?
Mehmet Haberli: İnternet, din mensuplarına; dindaşlarıyla küresel ölçekte iletişime geçme, propaganda, dini materyallere erişim, dini ürünlerin alım satımını yapma, dini eğitime destek sağlama, din ve teoloji çalışmalarına katkıda bulunma vb. olanaklar sunmaktadır. Diğer taraftan internet, marjinal dini grupların, düşünce ve inançlarını daha özgür bir şekilde ifade etmelerine imkan tanımakta ve dini grupların mobilize olmasına da katkı sağlamaktadır. Bunun yanında internet; daha önceki kitle iletişim araçlarıyla yapılması mümkün olmayan bir kısım aktivitelerin yapılabilmesini de sağlamıştır. Dini içerikli e-mail listelerine üye olma veya interaktif sanal ritüellere katılma bunlardandır.
İslamvemedya.com: Bireylerin dışında, internetin dini kurum veya kuruluşlarca da kullanıldığını biliyoruz. İnternetten dini bilgiye ulaşma dini kurumları nasıl etkiler?
Mehmet Haberli: İnternetin geleneksel iletişim araçlarının bütün fonksiyonlarını bünyesinde toplaması, bireyin dini hayatına farklı bir boyut kazandırmış; bireylerin dindaşlarıyla, dini kurum ve organizasyonların ise kendi mensuplarıyla ilişkilerini de farklı bir noktaya taşımıştır. İnternetin diğer medya sektörlerine oranla daha düşük maliyetli olması ve yaygın olarak kullanılması; dini düşünce, inanç ve kanaatlerin ifade edilmesi noktasında bir çoğulculuk meydana getirdiği görülmektedir. Bu durum, bilgi dolaşımının herhangi bir idare ya da dini grubun tekelinde olmasına engel olarak, geleneksel dini kurum ve otoriteleri (Kiliseler ve sair dini kurumlar veya din adamları gibi) sorgulanır hale getirmiştir. Din mensupları, bu otoritelerden almış oldukları dini bilgi ve mesajları; sosyal medya ve forumlar gibi sanal alanlarda tartışarak sorgulamaya başlamışlardır.
"İnternetteki fetvaların güvenilirliğini, fetva hizmeti sunan sitelerin arka planında kimlerin bulunduğunu dikkate almak gerekir"
İslamvemedya.com:
İnterneti dini bilgi bağlamında güvenilir bir kaynak olarak görüyor musunuz?
Mehmet Haberli: İnternetin, dini bilgiye erişim veya fetva isteme noktasında din mensuplarına büyük kolaylıklar sağladığı yadsınamaz bir gerçektir. Gelinen noktada herhangi bir din mensubu, dini bir meselenin cevabını; dini web sitelerinin sunduğu içeriklerden ya da online fetva hizmeti veren kurumsal sitelerden öğrenebilmektedir. Örneğin, Müslüman bir birey, edinmek istediği dini bir bilgi için din görevlilerine gitmek yerine, internet üzerindeki fetva servislerinden tavsiye alabilmektedir. Böylece bir şeyin helal mı yoksa haram mı olduğunu, dakikalar içerisinde internetteki birkaç tıklamayla öğrenebilmektedir. Daha da önemlisi “alo fetva hattı” gibi telefon aracılığıyla yapılan hizmetlerin, “e-fetva” hizmetlerine dönüştüğü görülmektedir. Ancak burada, internet ortamındaki bilgi kirliliğini dikkate almak gerekmektedir. Fetva arayan veya isteyen kişinin bu hizmeti sunan sitelerin arka planında kimlerin bulunduğunu ve bu fetvaların kimler tarafından verildiğini bilmesi, fetvaların güvenilirliği açısından dikkate alınması gereken bir durumdur.
İslamvemedya.com: Kurumlarla birlikte, internet ortamında dini grupların varlığını biliyoruz. Dini gruplar için internetin önemi nedir?
Mehmet Haberli: İletişim teknolojilerinin sosyal hayatın her alanına nüfuz ettiği günümüzde, web sitesine sahip olmayan kurum veya organizasyonların neredeyse gerçekte var olmadığı düşünülmektedir. Bu sebeple, dini kurum veya organizasyonların da web sitesine sahip olmaya başladığı, internet teknolojilerini aktif ve yaygın bir şekilde kullanmaya başladıklarını görmekteyiz. Buradan hareketle, dini grup ve organizasyonların da kendilerini temsil edecek kurumsal bir web sitesi veya sosyal medya hesabına sahip olmaları büyük önem arz etmektedir. Misyonlarını sürdürmek veya güçlendirmek isteyen dini grup ve organizasyonlar, var oluş amaçlarını, savundukları fikirleri ve kendileriyle ilgili bilgileri kurumsal web siteleri aracılığıyla kitlelere ulaştırmak durumundadırlar. Dini grup ya da kurumlar bu web sitelerini; kurumsal sunumlarını yapmak, üyeleriyle iletişime geçerek onlara enformasyon sağlamak ve üyelerin ihtiyaç duyacakları dini bilgileri metin, ses veya video gibi formatlarda sunmak amacıyla kullanmaktadır. Bunun yanında dini web sitelerinin internetin imkânlarından yararlanarak, üye veya ziyaretçilerinin dini hayatını daha kolay hale getirmeyi hedeflemektedir.
"Seküler kitlelere erişim kolaylığı, dinî grupların sosyal medyaya yönelmesini sağladı"
İslamvemedya.com: Sosyal medya konusuna gelecek olursak, dini grup veya kurumlara katkıları nelerdir?
Mehmet Haberli: Facebook, Twitter ve benzeri sosyal medyanın popüler hale gelmesiyle birlikte, dini grup ve organizasyonlar, web sitesi veya sanal cemaat oluşturmak yerine bu yeni iletişim ortamında yer almaya başlamışlardır. Böylelikle hedef kitlelerine en doğru dini bilgi ve haberleri sunmak oldukça kolay hale gelmiştir. Bu tercih değişikliğinde, sosyal medyanın işlevselliğinin büyük bir etkisi bulunmaktadır. Örneğin, Facebook’taki gelişmiş internet uygulamalarını kurumsal bir web sitesi üzerinde sunabilmek ciddi bir altyapı ve profesyonel bir kadro gerektirmektedir. Bu bakımdan, Facebook’un sunduğu; sayfa oluşturma kolaylığı, seküler kitlelere kolay erişim gibi avantajlar, dini grup ve organizasyonların tercih değişikliğindeki etkenlerdir. Buradan hareketle, zaman içerisinde dini grup ve organizasyonların kitleleriyle ilişkilerini sosyal medya üzerindeki sayfaları aracılığıyla yürüteceklerini ve bunlara ait web sitelerinin birçok işlevini, bu sayfalara bırakabileceğini söyleyebiliriz.
"İslam'ın internetteki temsil oranı düşük düzeyde"
İslamvemedya.com: ABD, Avrupa ve İslam Coğrafyası bağlamından düşünüldüğünde dinlerin internet ortamındaki dağılımı nasıldır?
Mehmet Haberli: İnternet teknolojisinin Batı’da ortaya çıkışı ve buradaki kullanım oranının yüksekliği, Batı’daki dinlerin internet ortamına daha erken ve hızlı şekilde taşınmasına neden olmuştur. Nitekim Batı ülkelerinde, Hıristiyan nüfusuna oranla Müslüman nüfusun daha az olmasına rağmen, en eski ve etkin İslami web sitelerinin -Islamicity.com. gibi- ABD kaynaklı olması, dinlerin internet ortamına buralarda erken taşındığının göstergesidir. Bu durum göz önüne alındığında, Batı’da daha yaygın veya etkin olan Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi dinlerin internetin erken dönemlerinden itibaren bu yeni iletişim ortamında baskın durumda olmalarını anlamamız kolaylaşacaktır. Batı’da yaygın ve etkin dinlerin internet ortamındaki yüksek temsil oranlarına karşın, özellikle Asya, Afrika, Ortadoğu veya Uzak Doğu’da daha fazla mensubu bulunan İslamiyet’in internet üzerindeki temsil oranları düşüktür.
Örneğin, Müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu Asya, Afrika ve Orta Doğu ülkelerindeki bilgisayar teknolojisinin gerektirdiği altyapı yetersizliği, eğitim seviyesinin düşüklüğü ve kullanıcıların internet üzerindeki temsil maliyetini karşılayamamaları, buradaki ülkelerin dijital paylarının düşük olmasının nedeni olarak görülebilir. Bunun bir diğer sebebi de Orta Doğu ve Uzakdoğu ülkelerinde internete uygulanan sansürdür. Bu durum, İslamiyet ve Uzak Doğu dinlerine ait etkin ve popüler web sitelerinin, sansür oranının çok düşük olduğu Batı’da ortaya çıkmasına neden olmuştur.