İlmi Etüdler Derneği (İLEM) ve Üsküdar Belediyesi’nin katkılarıyla Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlenen İslamcı Dergiler Sempozyumu, 13 Mart tarihinde başladı.
İslamcılık düşüncesinin gelişim ve seyrini ortaya koymak amacıyla düzenlenerek iki gün boyunca süren sempozyumda “İslamcılığı ve İslami Yayıncılığı Yeniden Düşünmek”, “Resmi Alanı Aşma ve Sivil Mecra Arayışları”, “İslamcılığın Yerel Dili: Edebiyat Dergileri”, “Düşüncede ve Eylemde Yeni Arayışlar”, “Kurumsal Birikimin Yansımaları” başlıklarını taşıyan 5 Oturum gerçekleştirildi.
Sempozyum kapsamında düzenlenen ve “Tanıklıklar” başlığını taşıyan özel bir oturumla da 60-80 arası dergi yayıncılığında rol almış önemli isimler dinleyicilerle bir araya geldi. Sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada İLEM Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar, İslamcılık düşüncesinin akademik ortamlarda yoğun bir şekilde tartışıldığını ve bu tartışmaların çoğunun söylemler üzerinden gerçekleştiğini söyledi.
İslamcılığın gelişmesinde dergilerin önemini vurgulayan Sunar, “İslamcılık düşüncesinin yaşamasına yapabileceğimiz en büyük katkının bu dergilerin gün yüzüne çıkartılması olduğunu düşündük. İslamcılık düşüncesine bu çalışma farklı bir yön ve farklı bir mahiyet verecek" şeklinde konuştu.
İslamcı Dergiler Projesi Koordinatörü Vahdettin Işık dinleyicilere hem proje hem de sempozyum hakkında bilgiler verdi. İslamcı Dergiler Projesinin amacının, İslamcı düşüncenin üretildiği, tartışıldığı ve bir anlamda kayıt altına alındığı dergileri incelemek olduğunu söyleyen Işık, proje hakkındaki detayları aktardı. Projenin 2013'te İLEM'de bir atölye çalışması olarak başladığını hatırlatan Işık, dergileri dört dönem altında çalışılmak üzere tasnif ettiklerini, bu dönemlerin 1908-1960, 1960-1980, 1980-2000 ve 2000 sonrası olduğunu bildirdi.
Proje çalışmalarını ise "Kataloglama", "Dijitalleştirme", "Tasnif ve "İnceleme" başlıkları altında yürüttüklerini kaydeden Işık, hedeflerini ise şöyle sıraladı: "İslamcılık düşüncesini anlama çabalarına açılımlar getirmek. Düşüncenin gelişimini ve üretimini görünür hale getirerek, menfi ve müspet yaklaşımların etkisi altında kalmış İslamcılık düşüncesini yeniden anlamak isteyenler için önemli bir fırsat doğurmak. İslamcıların siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel kavram dağarcığını ve bu kavramların hangi bağlamda kullanıldıklarını ortaya çıkarmak. Ele alınan her bir dönemin iç siyasetinin ve İslam dünyasında sömürge sonrası yaşanan uyanış ve gelişmelerin Türkiye'deki İslamcılığın seyrine etkilerini ve bu etkilerin sonuçlarını ayrıntılı olarak ortaya çıkarmak."
Açılış konuşmalarının ardından yapılan ilk oturumda, 1960-1980 arasında çıkmış ve Türkiye İslamcılığının seyrini önemli ölçüde şekillendirmiş Mavera, Hilal, Düşünce, Diriliş, Tohum, İslam Medeniyeti, Büyük Doğu, Şura, Tevhid, Çatı, Milli Gençlik, Akıncı, Yeniden Milli Mücadele, Edebiyat ve diğer birçok dergi hakkında sunum ve müzakereler yapıldı.
Mehmet Ali Büyükkara'nın başkanlığındaki bu oturumda Vahdettin Işık, Necdet Subaşı, Asım Öz ve Cevat Özkaya tebliğlerini sundu.
Işık: “İslamcılık ciddi bir meşruiyet ve temsil sorunu ile karşı karşıya”
Vahdettin Işık “İslamcılığı Yeniden Düşünmek” başlıklı konuşmasında “Günümüzde Müslümanlar somut ve ciddi bir kuşatmayla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Bu kuşatma dâhili ve harici saldırılarla derinleşiyor. Sorunun aciliyeti ve çok boyutluluğu Müslümanların zihni serüvenlerini de etkiliyor.” diye konuştu.
Müslümanların bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceğine ilişkin zihni bir kıskaçla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Işık konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Küresel kapitalizmin fiili ve zihni kuşatması ile hesaplaşmadan sorunların üstesinden gelinemeyeceği fark edildikçe ya savunmayı ya da uyumu esas alan çözümler yegane seçenek haline gelmektedir. Bu gerilim hem kendini hem de diğerini anlama biçimini derinden etkilemektedir. Batı’nın tanımlama gücünün de etkisiyle, İslamcılık bu tartışmaların ana gündem maddesi haline gelmiş bulunmaktadır.”
İslamcılığın ciddi bir meşruiyet ve temsil sorunu ile karşı karşıya bulunduğunu belirten Vahdettin Işık, “Batı tarafından terörün odağı olarak suçlanarak asimetrik bir savaşın nesnesi haline getirilmeyle karşı karşıya bırakılan İslamcılık, kimi Müslümanlar tarafından da İslami gelenekten bir sapma olmakla ve Batılı paradigmayı massetmekle suçlanmaktadır.” dedi.
İki gün boyunca süren sempozyum kapsamında önemli bir sergi de gerçekleştirildi. 60-80 arasında yayınlanan dergiler arasında yapılan derinlikli taramalar neticesinde seçilen 120 adet dergi kapağından oluşan İslamcı Dergiler Sergisi iki gün boyunca yoğun bir ilgiyle izlendi. İslamcı Dergiler Projesi kapsamında, önümüzdeki yıllarda, 1908-1960, 1980-2000 ile 2000 ve sonrası çıkan İslamcı dergilerin incelenmesi hedefleniyor. Projenin ayrıca belgesellere, televizyon programlarına zemin hazırlaması da bekleniyor.
İslamcılık düşüncesinin gelişim ve seyrini ortaya koymak amacıyla düzenlenerek iki gün boyunca süren sempozyumda “İslamcılığı ve İslami Yayıncılığı Yeniden Düşünmek”, “Resmi Alanı Aşma ve Sivil Mecra Arayışları”, “İslamcılığın Yerel Dili: Edebiyat Dergileri”, “Düşüncede ve Eylemde Yeni Arayışlar”, “Kurumsal Birikimin Yansımaları” başlıklarını taşıyan 5 Oturum gerçekleştirildi.
Sempozyum kapsamında düzenlenen ve “Tanıklıklar” başlığını taşıyan özel bir oturumla da 60-80 arası dergi yayıncılığında rol almış önemli isimler dinleyicilerle bir araya geldi. Sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada İLEM Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Sunar, İslamcılık düşüncesinin akademik ortamlarda yoğun bir şekilde tartışıldığını ve bu tartışmaların çoğunun söylemler üzerinden gerçekleştiğini söyledi.
İslamcılığın gelişmesinde dergilerin önemini vurgulayan Sunar, “İslamcılık düşüncesinin yaşamasına yapabileceğimiz en büyük katkının bu dergilerin gün yüzüne çıkartılması olduğunu düşündük. İslamcılık düşüncesine bu çalışma farklı bir yön ve farklı bir mahiyet verecek" şeklinde konuştu.
İslamcı Dergiler Projesi Koordinatörü Vahdettin Işık dinleyicilere hem proje hem de sempozyum hakkında bilgiler verdi. İslamcı Dergiler Projesinin amacının, İslamcı düşüncenin üretildiği, tartışıldığı ve bir anlamda kayıt altına alındığı dergileri incelemek olduğunu söyleyen Işık, proje hakkındaki detayları aktardı. Projenin 2013'te İLEM'de bir atölye çalışması olarak başladığını hatırlatan Işık, dergileri dört dönem altında çalışılmak üzere tasnif ettiklerini, bu dönemlerin 1908-1960, 1960-1980, 1980-2000 ve 2000 sonrası olduğunu bildirdi.
Proje çalışmalarını ise "Kataloglama", "Dijitalleştirme", "Tasnif ve "İnceleme" başlıkları altında yürüttüklerini kaydeden Işık, hedeflerini ise şöyle sıraladı: "İslamcılık düşüncesini anlama çabalarına açılımlar getirmek. Düşüncenin gelişimini ve üretimini görünür hale getirerek, menfi ve müspet yaklaşımların etkisi altında kalmış İslamcılık düşüncesini yeniden anlamak isteyenler için önemli bir fırsat doğurmak. İslamcıların siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel kavram dağarcığını ve bu kavramların hangi bağlamda kullanıldıklarını ortaya çıkarmak. Ele alınan her bir dönemin iç siyasetinin ve İslam dünyasında sömürge sonrası yaşanan uyanış ve gelişmelerin Türkiye'deki İslamcılığın seyrine etkilerini ve bu etkilerin sonuçlarını ayrıntılı olarak ortaya çıkarmak."
Açılış konuşmalarının ardından yapılan ilk oturumda, 1960-1980 arasında çıkmış ve Türkiye İslamcılığının seyrini önemli ölçüde şekillendirmiş Mavera, Hilal, Düşünce, Diriliş, Tohum, İslam Medeniyeti, Büyük Doğu, Şura, Tevhid, Çatı, Milli Gençlik, Akıncı, Yeniden Milli Mücadele, Edebiyat ve diğer birçok dergi hakkında sunum ve müzakereler yapıldı.
Mehmet Ali Büyükkara'nın başkanlığındaki bu oturumda Vahdettin Işık, Necdet Subaşı, Asım Öz ve Cevat Özkaya tebliğlerini sundu.
Işık: “İslamcılık ciddi bir meşruiyet ve temsil sorunu ile karşı karşıya”
Vahdettin Işık “İslamcılığı Yeniden Düşünmek” başlıklı konuşmasında “Günümüzde Müslümanlar somut ve ciddi bir kuşatmayla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Bu kuşatma dâhili ve harici saldırılarla derinleşiyor. Sorunun aciliyeti ve çok boyutluluğu Müslümanların zihni serüvenlerini de etkiliyor.” diye konuştu.
Müslümanların bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceğine ilişkin zihni bir kıskaçla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Işık konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Küresel kapitalizmin fiili ve zihni kuşatması ile hesaplaşmadan sorunların üstesinden gelinemeyeceği fark edildikçe ya savunmayı ya da uyumu esas alan çözümler yegane seçenek haline gelmektedir. Bu gerilim hem kendini hem de diğerini anlama biçimini derinden etkilemektedir. Batı’nın tanımlama gücünün de etkisiyle, İslamcılık bu tartışmaların ana gündem maddesi haline gelmiş bulunmaktadır.”
İslamcılığın ciddi bir meşruiyet ve temsil sorunu ile karşı karşıya bulunduğunu belirten Vahdettin Işık, “Batı tarafından terörün odağı olarak suçlanarak asimetrik bir savaşın nesnesi haline getirilmeyle karşı karşıya bırakılan İslamcılık, kimi Müslümanlar tarafından da İslami gelenekten bir sapma olmakla ve Batılı paradigmayı massetmekle suçlanmaktadır.” dedi.
İki gün boyunca süren sempozyum kapsamında önemli bir sergi de gerçekleştirildi. 60-80 arasında yayınlanan dergiler arasında yapılan derinlikli taramalar neticesinde seçilen 120 adet dergi kapağından oluşan İslamcı Dergiler Sergisi iki gün boyunca yoğun bir ilgiyle izlendi. İslamcı Dergiler Projesi kapsamında, önümüzdeki yıllarda, 1908-1960, 1980-2000 ile 2000 ve sonrası çıkan İslamcı dergilerin incelenmesi hedefleniyor. Projenin ayrıca belgesellere, televizyon programlarına zemin hazırlaması da bekleniyor.