Esra Çevikalpli’nin haberi
Ersin Çelik, Diyanet TV’de yayınlanan medya ve din programına konuk oldu.
Yeni Şafak İnternet Yazı İşleri Müdürü Çelik, Türkiye özelinde medya ve haber kuruluşlarının dine ve dindarlara bakışını örneklerle açıkladı. İnsanların bir din hakkında bilgi almasında, fikir edinmesinde medyanın etkili olduğunu hatırlatan Çelik, bu nedenle dini konularda uzman kişilerin medyada istihdam edilmesi gerektiğini ifade etti.
Medya mensuplarının cahillikle ya da kasıtlı olarak dini konuları yanlış yansıttığını bildiren Çelik önemli bir projeyi de gündeme getirdi.
İletişim-İmam Hatip Lisesi projesi
Çelik, “İletişim-İmam Hatip Lisesi” projesi hakkında şunları söyledi:
“Müfredatında iletişim lisesinde bulunan derslerin de yer aldığı, örnekleri var çünkü Türkiye’de, buradan mezun olan öğrenciler direkt iletişim fakültelerine, iletişim fakülteleriyle ilgili, iletişim alanıyla ilgili diğer fakültelere geçebilecek seviyede bir birikim elde etmiş olacaklar. Aslında gazeteciliğe lisede, hem imam-hatip dersleri, dini alt yapı hem de iletişim alt yapısı. Bir uzmanlık alanı yetiştirilebilir böylelikle. Butik bir örnek.”
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
İletişim fakültelerinde “Medya ve Din” alanında ders blokları olmalı
“Türkiye’de çok sayıda iletişim fakültesi var. İletişimin alanı değişti, sosyal medya, dijital medya diye bir kavram içinde yaşıyoruz biz. Konvansiyonel medyadan hızla uzaklaşıyoruz. İletişim fakülteleri bu süreçte hızla müfredat değişikliğine gitmeye başladı. Bunu fırsat bilerek, hemen “dini yayıncılık”, “medya ve din” alanında ders blokları hazırlamak gerekiyor. Yani nasıl ki, tıpta son senede ihtisas yaparsın, alanını belirlersin, genel cerrah mı olacaksın, diş doktoru mu olacaksın… İletişimde de böyle bir modele geçilebilir. “Ben ekonomi muhabiri olacağım” dersen tercih yapabilirsin. “Dini haberler konusunda uzman olacağım, çevre haberciliğinde olacağım” dersin. Ama, iletişim fakültelerinin içerisine mutlaka, dini yayın, dini habercilik, din ve medyayı mutlaka koymak ve gerçekten iyi bir eğitim vermek gerekiyor.”
“Medya ve Din” Sözlüğü
“Diyanet İşleri Başkanlığı, terminolojik bir eser hazırlayabilir. “Medyada Dini İfadeler isminde” bir terminolojik sözlük hazırlayabilir. Çünkü halen, “Cuma namazına müteakiben” deniliyor mesela. Aslında “Cuma namazını müteakiben”dir. “Öğlen namazını müteakiben”dir. Çok haber yapılıyor esasında namazla ilgili.
“Dua yapıldı”, “dua edildi”, “namaz kılındı”, “eda edildi”… Bir sürü kavram var. Onların da aslında netleştirilmesi gerekiyor. Hazır ben yerindeyken, bir gazeteci olarak, ihtiyaç olarak söylüyorum. Diyanet İşleri Başkanlığının “din ve medya” terminolojisi konusunda çalışma yapması, gerçekten çok faydalı olur. Bu terminoloji, iletişim fakültelerine de girer, mevcut gazetecilerin önüne de gider ve büyük bir hizmete yol açmış olur.”
Ersin Çelik’in katıldığı programın tamamını izlemek için lütfen tıklayınız.
Ersin Çelik, Diyanet TV’de yayınlanan medya ve din programına konuk oldu.
Yeni Şafak İnternet Yazı İşleri Müdürü Çelik, Türkiye özelinde medya ve haber kuruluşlarının dine ve dindarlara bakışını örneklerle açıkladı. İnsanların bir din hakkında bilgi almasında, fikir edinmesinde medyanın etkili olduğunu hatırlatan Çelik, bu nedenle dini konularda uzman kişilerin medyada istihdam edilmesi gerektiğini ifade etti.
Medya mensuplarının cahillikle ya da kasıtlı olarak dini konuları yanlış yansıttığını bildiren Çelik önemli bir projeyi de gündeme getirdi.
İletişim-İmam Hatip Lisesi projesi
Çelik, “İletişim-İmam Hatip Lisesi” projesi hakkında şunları söyledi:
“Müfredatında iletişim lisesinde bulunan derslerin de yer aldığı, örnekleri var çünkü Türkiye’de, buradan mezun olan öğrenciler direkt iletişim fakültelerine, iletişim fakülteleriyle ilgili, iletişim alanıyla ilgili diğer fakültelere geçebilecek seviyede bir birikim elde etmiş olacaklar. Aslında gazeteciliğe lisede, hem imam-hatip dersleri, dini alt yapı hem de iletişim alt yapısı. Bir uzmanlık alanı yetiştirilebilir böylelikle. Butik bir örnek.”
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
İletişim fakültelerinde “Medya ve Din” alanında ders blokları olmalı
“Türkiye’de çok sayıda iletişim fakültesi var. İletişimin alanı değişti, sosyal medya, dijital medya diye bir kavram içinde yaşıyoruz biz. Konvansiyonel medyadan hızla uzaklaşıyoruz. İletişim fakülteleri bu süreçte hızla müfredat değişikliğine gitmeye başladı. Bunu fırsat bilerek, hemen “dini yayıncılık”, “medya ve din” alanında ders blokları hazırlamak gerekiyor. Yani nasıl ki, tıpta son senede ihtisas yaparsın, alanını belirlersin, genel cerrah mı olacaksın, diş doktoru mu olacaksın… İletişimde de böyle bir modele geçilebilir. “Ben ekonomi muhabiri olacağım” dersen tercih yapabilirsin. “Dini haberler konusunda uzman olacağım, çevre haberciliğinde olacağım” dersin. Ama, iletişim fakültelerinin içerisine mutlaka, dini yayın, dini habercilik, din ve medyayı mutlaka koymak ve gerçekten iyi bir eğitim vermek gerekiyor.”
“Medya ve Din” Sözlüğü
“Diyanet İşleri Başkanlığı, terminolojik bir eser hazırlayabilir. “Medyada Dini İfadeler isminde” bir terminolojik sözlük hazırlayabilir. Çünkü halen, “Cuma namazına müteakiben” deniliyor mesela. Aslında “Cuma namazını müteakiben”dir. “Öğlen namazını müteakiben”dir. Çok haber yapılıyor esasında namazla ilgili.
“Dua yapıldı”, “dua edildi”, “namaz kılındı”, “eda edildi”… Bir sürü kavram var. Onların da aslında netleştirilmesi gerekiyor. Hazır ben yerindeyken, bir gazeteci olarak, ihtiyaç olarak söylüyorum. Diyanet İşleri Başkanlığının “din ve medya” terminolojisi konusunda çalışma yapması, gerçekten çok faydalı olur. Bu terminoloji, iletişim fakültelerine de girer, mevcut gazetecilerin önüne de gider ve büyük bir hizmete yol açmış olur.”
Ersin Çelik’in katıldığı programın tamamını izlemek için lütfen tıklayınız.