Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, medya konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, Diyanet TV’de 15 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan “Haber Analiz” programına konuk oldu. Mevlid-i Nebi haftasında yapılan etkinlikleri değerlendiren Başkan Yardımcısı İşliyen, medyanın aile kurumundaki etkilerine dikkat çekti.
Aile kurumunun ciddi bir tehdit altında bulunduğunu vurgulayan Başkan Yardımcısı İşliyen, bu tehditlerden birinin medyadan geldiğine temas etti. Başkan Yardımcısı İşleyen şunları söyledi:
“Çarpık ilişkiler, Müslüman Türk toplumunda yaygın olmayan yanlışlar, filmlerle aktarılmak üzere en çok izlenilen saatlerde en çok izlenen kanallarda yıllarca topluma gösterildi. Bilinçli mi bilinçsiz mi bilmiyorum ama gösterildi. Aile içinde ensest ilişkilerin gösterildiği senaryolar izlettirilerek aile değerlerinde çok ciddi aşınmalar meydana geldi. Kavramların genetiğiyle oynadık, kavramların içini boşalttık. “Zina etti” demiyor “çapkınlık yaptı”, “kaçamak yaptı” diyor. “Dost hayatı yaşıyor” deniliyor. Bakın dost kavramı bizim dinimizde kültürümüzde en ulvi kavramlardan bir tanesidir; ama dost hayatı yaşıyor derken çirkin zina hayatı yaşıyor aslında. Bu kavramların bu şekilde içleri boşaltıldı.”
Dine ve Diyanet’e saldırmak için fırsat kollayanlar var.
Diyanet İşleri Başkanlığının, aile ilişkilerine yönelik farkındalık oluşturmak için hazırladığı kamu spotlarına temas eden Başkan Yardımcısı İşliyen, kısa filmlerin toplumda etkili olduğunu söyledi.
Bu etki nedeniyle, rahatsızlık duyulduğuna değinen İşliyen, “Biz birbirimize hizmet etmeyi şeref biliriz, izzet biliriz. Dolayısıyla bir kadın eşine nasıl hizmet edermiş, garip geliyor. ‘Kadınları hizmetçi olarak gören Diyanet’ diye saldırmak için, dine karşı, İslam’a karşı, Peygambere karşı, manevi değerlere karşı olan kin ve nefretini kusmak için fırsat arayan az bir grup var. Necip Fazıl’ın ifadesiyle bu gibi çevrelerin sesinin çok çıkmasını arı vızıltısını hoparlöre bağlamış gibi görüyorum” dedi.
İşliyen şöyle devam etti:
“Hangi toplumda yaşıyor bu insanlar da “Fenomen olma aile babası ol” diyen, sosyal medyayı yanlış bilinçsiz kullanmayı eleştiren, telefonunu elinde tutmayı eşinin elinden tutmaya, çocuğunun başını okşamaya tercih eden anlayışı eleştiren, çok isabetli, gayet yerinde yapılan bu kısa filmleri, kim eleştirebilir? Ben, çok doğru bir iş yaptığımızdan dolayı böyle bir karşılık olduğu kanaatindeyim.”
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, Diyanet TV’de 15 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan “Haber Analiz” programına konuk oldu. Mevlid-i Nebi haftasında yapılan etkinlikleri değerlendiren Başkan Yardımcısı İşliyen, medyanın aile kurumundaki etkilerine dikkat çekti.
Aile kurumunun ciddi bir tehdit altında bulunduğunu vurgulayan Başkan Yardımcısı İşliyen, bu tehditlerden birinin medyadan geldiğine temas etti. Başkan Yardımcısı İşleyen şunları söyledi:
“Çarpık ilişkiler, Müslüman Türk toplumunda yaygın olmayan yanlışlar, filmlerle aktarılmak üzere en çok izlenilen saatlerde en çok izlenen kanallarda yıllarca topluma gösterildi. Bilinçli mi bilinçsiz mi bilmiyorum ama gösterildi. Aile içinde ensest ilişkilerin gösterildiği senaryolar izlettirilerek aile değerlerinde çok ciddi aşınmalar meydana geldi. Kavramların genetiğiyle oynadık, kavramların içini boşalttık. “Zina etti” demiyor “çapkınlık yaptı”, “kaçamak yaptı” diyor. “Dost hayatı yaşıyor” deniliyor. Bakın dost kavramı bizim dinimizde kültürümüzde en ulvi kavramlardan bir tanesidir; ama dost hayatı yaşıyor derken çirkin zina hayatı yaşıyor aslında. Bu kavramların bu şekilde içleri boşaltıldı.”
Dine ve Diyanet’e saldırmak için fırsat kollayanlar var.
Diyanet İşleri Başkanlığının, aile ilişkilerine yönelik farkındalık oluşturmak için hazırladığı kamu spotlarına temas eden Başkan Yardımcısı İşliyen, kısa filmlerin toplumda etkili olduğunu söyledi.
Bu etki nedeniyle, rahatsızlık duyulduğuna değinen İşliyen, “Biz birbirimize hizmet etmeyi şeref biliriz, izzet biliriz. Dolayısıyla bir kadın eşine nasıl hizmet edermiş, garip geliyor. ‘Kadınları hizmetçi olarak gören Diyanet’ diye saldırmak için, dine karşı, İslam’a karşı, Peygambere karşı, manevi değerlere karşı olan kin ve nefretini kusmak için fırsat arayan az bir grup var. Necip Fazıl’ın ifadesiyle bu gibi çevrelerin sesinin çok çıkmasını arı vızıltısını hoparlöre bağlamış gibi görüyorum” dedi.
İşliyen şöyle devam etti:
“Hangi toplumda yaşıyor bu insanlar da “Fenomen olma aile babası ol” diyen, sosyal medyayı yanlış bilinçsiz kullanmayı eleştiren, telefonunu elinde tutmayı eşinin elinden tutmaya, çocuğunun başını okşamaya tercih eden anlayışı eleştiren, çok isabetli, gayet yerinde yapılan bu kısa filmleri, kim eleştirebilir? Ben, çok doğru bir iş yaptığımızdan dolayı böyle bir karşılık olduğu kanaatindeyim.”