21-23 Ekim tarihleri arasında Uluslararası din ve medya Sempozyumu düzenleniyor.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) İslami İlimler Fakültesi tarafından organize edilen sempozyum sosyal hayattan eğitime, ekonomiden ilahiyat bilimlerine, yeni medyadan sanal cemaatlere, medya dindarlığından dijital dini kimliklere kadar geniş bir çerçeve sunuyor.
Sempozyumun bilim kurulunda Türkiye’de farklı üniversitelerdeki disiplinlerden akademisyenlerin yanı sıra Katar, Ürdün, Malezya, Cezayir ve Brunei ülkelerindeki üniversitelerden akademisyenler ile Diyanet İşleri Başkanlığından temsilciler yer alıyor.
Sempozyuma dair ayrıntıları Sempozyum Düzenleme Kurulu adına Doç. Dr. mahmut samar ile konuştuk.
İslamvemedya.com: “Din” ve “medya”. Her iki olgunun da toplumlarda etkileri bulunuyor. Siz de bunlar arasındaki ilişkinin bilimsel bir zeminde araştırılmasına ev sahipliği yapıyorsunuz. Bu sempozyumun ortaya çıkmasında hangi faktörler etkili oldu?
Mahmut Samar: medya ve din insanın etrafında oluşan, insanla var olan iki olgu. Bu bağlamda konuların birlikte ele alınmasının önemi ortaya çıkıyor aslında. Medya aracılığıyla her bilgi üretildiği ve iletildiği gibi dini bilgi de aktarılmakta, onun imajında ve bireysel/toplumsal anlaşılmasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde evlerde daha fazla vakit geçirmemiz ve ortak mekânda iletişimin sağlanamaması gibi durumlar nedeniyle medyanın kullanımını daha fazla tercih ediyorlar. Artık insanlar bilgi almak ve iletişime devam edebilmek için medya ve sosyal medya kullanımına daha fazla zaman ayırıyorlar. Bu sempozyumun konu seçiminin ve zamanlamasının içinden geçtiğimiz süreç bağlamında oldukça önemli olduğunu düşünmekteyiz.
"Medyayı din bakımından ele almak, İlahiyat'lar için önemli bir görev sayılabilir"
İslamvemedya.com: Türkiye’de özellikle son dönemde, İlahiyat/İslami İlimler fakültelerinin medya ve din alanına yöneldiğini görüyoruz. İnönü Üniversitesi bir sempozyum düzenledi, Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Dergisi bir dergi sayısı çıkaracak… Ancak geçmişte, medya ve din alanındaki çalışmalara ilahiyatlarda nadiren rastlıyorduk. Bu değişimi nasıl açıklamak istersiniz?
Mahmut Samar: Genel çerçeveden bakıldığında medya alanına salt İlahiyat/İslami İlimler fakültelerinden değil, birçok bilim dalı ve fakülteden talep olduğunu görmekteyiz. Zira hızla küreselleşen dünyada medya en büyük iletişim aracıdır. Medya sayesinde dünyanın her köşesinden olaylar, fikirler, akımlar vs. anında başka insanlara sunulabilmektedir. Bu durum, edindiği bilgiler ve deneyimler sayesinde hayatını daha rahat idame edebilen insan için yoğun bir etki alanıdır. Konuya din bağlamından bakmak ise İlahiyat ve İslami İlimler fakülteleri için bir görev sayılabilir. Çünkü her bilginin aktarıldığı medya dinin olumlu ve olumsuz imajlarının oluşmasında, dini bilginin iletilmesinde ve zihinlerde inşa edilmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Dünyanın ve buna bağlı olarak iletişimin dönüşmesi bağlamında medya ve benzer konuların İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerinde daha fazla yer bulması, birey ve toplum çerçevesinde inşa edilen dini anlayabilmek için önemli bir adımdır.
İslamvemedya.com: 27 Ağustos itibariyle kabul edilen tebliğler açıklandı. Sempozyuma gelen tebliğ özetlerinden söz eder misiniz? İlgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mahmut Samar: Sempozyum araştırmacı ve akademisyenlerimizden oldukça yüksek bir ilgi gördü. Kabul edilen 56 bildiriyle üç gün boyunca din ve medya konusu oldukça farklı boyutlarıyla ele alınmış olacak. Öne çıkan konular arasında dizi ve filmlerde dinsel imgeler, medya ve mahremiyet, medya platformlarında dinin temsil biçimleri, dini gruplar ve medya, sosyal medya dindarlığı, din eğitimi ve medya, İslamofobi, siyaset-ideoloji-din, gençlik, dijital kimlikler ve din, din, medya ve İslam iktisadı gibi ana başlıklar altına giren birçok bildiri yer alıyor. Görüldüğü üzere medya ve din, insan olgusunun etrafında şekillenen kavramlar olması nedeniyle insanla ilişkili neredeyse her konudan bildirimiz var. Bu konu çeşitliliği ve kabul edilen bildiri sayısı ilgiyi fazlasıyla gözler önüne seriyor.
İslamvemedya.com: Bilimsel çalışmaların gündelik hayata yansıması etrafında konuşacak olursak, sempozyumun iletişim politikası hazırlayan kurumlara yararlı olabileceğini ön görüyor musunuz? Bunun için ilgili kurumlara yönelik bir teşebbüsünüz, öneriniz olacak mı?
Mahmut Samar: Elbette. Zira bilimsel çalışma yapmanın ana hedefinin insan hayatını daha yaşanılır kılma, olumsuz durumların nedenleri ve sonuçları üzerine inceleme yaparak düzeltilmesi konusunda girişimlerde bulunma, olumlu durumların daha da iyileştirilmesi olduğu göz önünde bulundurulduğunda sempozyumumuzun hedefi kendiliğinden açığa çıkmaktadır. Bu nedenle bildiriler sonrasında kapanış oturumunda genel ve özel önerilerde bulunulacaktır.
İslamvemedya.com: Salgın nedeniyle, dijital platformlar marifetiyle çalıştaylar, konferanslar düzenlenmişti. Ancak, şu sıralar yüz yüze toplantılar da düzenleniyor… Sempozyumun bundan sonraki süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Mahmut Samar: Sempozyum salgın şartlarının daha elverişli hale gelmesine ek olarak riskin devam etmesi nedeniyle hem çevrimiçi hem yüz yüze yapılacaktır. Tüm oturumlar ise çevrimiçi takip edilebilecektir.
islamvemedya.com: Hocam, teşekkür ederiz, verdiğiniz bilgi ve değerlendirmeler için. Mahmut Samar: Biz de teşekkür ediyoruz.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) İslami İlimler Fakültesi tarafından organize edilen sempozyum sosyal hayattan eğitime, ekonomiden ilahiyat bilimlerine, yeni medyadan sanal cemaatlere, medya dindarlığından dijital dini kimliklere kadar geniş bir çerçeve sunuyor.
Sempozyumun bilim kurulunda Türkiye’de farklı üniversitelerdeki disiplinlerden akademisyenlerin yanı sıra Katar, Ürdün, Malezya, Cezayir ve Brunei ülkelerindeki üniversitelerden akademisyenler ile Diyanet İşleri Başkanlığından temsilciler yer alıyor.
Sempozyuma dair ayrıntıları Sempozyum Düzenleme Kurulu adına Doç. Dr. mahmut samar ile konuştuk.
İslamvemedya.com: “Din” ve “medya”. Her iki olgunun da toplumlarda etkileri bulunuyor. Siz de bunlar arasındaki ilişkinin bilimsel bir zeminde araştırılmasına ev sahipliği yapıyorsunuz. Bu sempozyumun ortaya çıkmasında hangi faktörler etkili oldu?
Mahmut Samar: medya ve din insanın etrafında oluşan, insanla var olan iki olgu. Bu bağlamda konuların birlikte ele alınmasının önemi ortaya çıkıyor aslında. Medya aracılığıyla her bilgi üretildiği ve iletildiği gibi dini bilgi de aktarılmakta, onun imajında ve bireysel/toplumsal anlaşılmasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde evlerde daha fazla vakit geçirmemiz ve ortak mekânda iletişimin sağlanamaması gibi durumlar nedeniyle medyanın kullanımını daha fazla tercih ediyorlar. Artık insanlar bilgi almak ve iletişime devam edebilmek için medya ve sosyal medya kullanımına daha fazla zaman ayırıyorlar. Bu sempozyumun konu seçiminin ve zamanlamasının içinden geçtiğimiz süreç bağlamında oldukça önemli olduğunu düşünmekteyiz.
"Medyayı din bakımından ele almak, İlahiyat'lar için önemli bir görev sayılabilir"
İslamvemedya.com: Türkiye’de özellikle son dönemde, İlahiyat/İslami İlimler fakültelerinin medya ve din alanına yöneldiğini görüyoruz. İnönü Üniversitesi bir sempozyum düzenledi, Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Dergisi bir dergi sayısı çıkaracak… Ancak geçmişte, medya ve din alanındaki çalışmalara ilahiyatlarda nadiren rastlıyorduk. Bu değişimi nasıl açıklamak istersiniz?
Mahmut Samar: Genel çerçeveden bakıldığında medya alanına salt İlahiyat/İslami İlimler fakültelerinden değil, birçok bilim dalı ve fakülteden talep olduğunu görmekteyiz. Zira hızla küreselleşen dünyada medya en büyük iletişim aracıdır. Medya sayesinde dünyanın her köşesinden olaylar, fikirler, akımlar vs. anında başka insanlara sunulabilmektedir. Bu durum, edindiği bilgiler ve deneyimler sayesinde hayatını daha rahat idame edebilen insan için yoğun bir etki alanıdır. Konuya din bağlamından bakmak ise İlahiyat ve İslami İlimler fakülteleri için bir görev sayılabilir. Çünkü her bilginin aktarıldığı medya dinin olumlu ve olumsuz imajlarının oluşmasında, dini bilginin iletilmesinde ve zihinlerde inşa edilmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Dünyanın ve buna bağlı olarak iletişimin dönüşmesi bağlamında medya ve benzer konuların İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerinde daha fazla yer bulması, birey ve toplum çerçevesinde inşa edilen dini anlayabilmek için önemli bir adımdır.
İslamvemedya.com: 27 Ağustos itibariyle kabul edilen tebliğler açıklandı. Sempozyuma gelen tebliğ özetlerinden söz eder misiniz? İlgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mahmut Samar: Sempozyum araştırmacı ve akademisyenlerimizden oldukça yüksek bir ilgi gördü. Kabul edilen 56 bildiriyle üç gün boyunca din ve medya konusu oldukça farklı boyutlarıyla ele alınmış olacak. Öne çıkan konular arasında dizi ve filmlerde dinsel imgeler, medya ve mahremiyet, medya platformlarında dinin temsil biçimleri, dini gruplar ve medya, sosyal medya dindarlığı, din eğitimi ve medya, İslamofobi, siyaset-ideoloji-din, gençlik, dijital kimlikler ve din, din, medya ve İslam iktisadı gibi ana başlıklar altına giren birçok bildiri yer alıyor. Görüldüğü üzere medya ve din, insan olgusunun etrafında şekillenen kavramlar olması nedeniyle insanla ilişkili neredeyse her konudan bildirimiz var. Bu konu çeşitliliği ve kabul edilen bildiri sayısı ilgiyi fazlasıyla gözler önüne seriyor.
İslamvemedya.com: Bilimsel çalışmaların gündelik hayata yansıması etrafında konuşacak olursak, sempozyumun iletişim politikası hazırlayan kurumlara yararlı olabileceğini ön görüyor musunuz? Bunun için ilgili kurumlara yönelik bir teşebbüsünüz, öneriniz olacak mı?
Mahmut Samar: Elbette. Zira bilimsel çalışma yapmanın ana hedefinin insan hayatını daha yaşanılır kılma, olumsuz durumların nedenleri ve sonuçları üzerine inceleme yaparak düzeltilmesi konusunda girişimlerde bulunma, olumlu durumların daha da iyileştirilmesi olduğu göz önünde bulundurulduğunda sempozyumumuzun hedefi kendiliğinden açığa çıkmaktadır. Bu nedenle bildiriler sonrasında kapanış oturumunda genel ve özel önerilerde bulunulacaktır.
İslamvemedya.com: Salgın nedeniyle, dijital platformlar marifetiyle çalıştaylar, konferanslar düzenlenmişti. Ancak, şu sıralar yüz yüze toplantılar da düzenleniyor… Sempozyumun bundan sonraki süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Mahmut Samar: Sempozyum salgın şartlarının daha elverişli hale gelmesine ek olarak riskin devam etmesi nedeniyle hem çevrimiçi hem yüz yüze yapılacaktır. Tüm oturumlar ise çevrimiçi takip edilebilecektir.
islamvemedya.com: Hocam, teşekkür ederiz, verdiğiniz bilgi ve değerlendirmeler için. Mahmut Samar: Biz de teşekkür ediyoruz.