Mustafa Öztop*
Bu konu ilk olarak 2019’da BM 74. Genel Kurulu görüşmelerinde üç ülkenin liderlerinin İslamofobi ve İslam hakkında yanlış bilinen mevzularla mücadeleyi merkeze alan İngilizce bir kanal kurulması kararı almasıyla gündem olmuştu. Ancak ilerleyen süreçte yaşanan gelişmeler bu gündemin gidişatını yavaşlatan bir yönelim izledi.
Zira o dönemde liderler düzeyinde yapılan görüşmeden bir süre sonra Malezya’da başbakan değişti. Yani bu kanal konusunun ve İslam Medeniyetini yeniden ayağa kaldırma gündemlerinin öne çıkmasında etkili olan o dönemin Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, kimi görüşlere göre sivil bir darbe ile görevi bırakmak zorunda kaldı. Bu tartışma doğrudan bu yazının gündemi olmasa da Malezya iç siyasetinde yaşanan bu gelişme sonrası, Malezya’nın Türkiye ve Pakistan ile TV kanalı ve bazı iş birliği konuları gündemden düşmeye başladı.
Malezya, işbirliğine yeniden dönüyor mu?
Mahathir sonrası başbakan olan Muhyiddin Yasin döneminde Türkiye ve Pakistan ile ilişkiler oldukça sınırlı düzeyde kaldı. 2021 yılı Ağustos ayında ise Malezya’nın yeni Başbakanı İsmail Sabri Yakup oldu. Bu gelişme sonrası Malezya’nın Türkiye ve Pakistan ile ilişkilerinin yeniden ivme kazanmaya başladığını gösteren bazı gelişmeler meydana geldi.
Malezya Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah’ın Türkiye ziyareti ve Pakistan Başbakanı İmran Han ile yaptığı görüşme bu çerçevede meydana gelen gelişmelerden oldu. Bu ziyaret ve görüşmelerle eş zamanlı bir başka gelişme de üç ülkenin medya iş birliğinin geliştirilmesine yönelik Pakistan’dan gelen açıklama oldu. Pakistan Bilgi ve Yayıncılık Bakanı Çaudri Favad Hüseyin yaptığı açıklamada üç ülkenin daha önce alınan karar çerçevesinde medya ortaklığı konusunda tekrar bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı. Bu konudaki gelişmelere ilişkin Malezya Dışişleri Bakanı Seyfeddin ile görüştüğünü aktaran Hüseyin, ortak dijital platform kurulması konusunda üç ülkenin üç ay içinde çalışmalara başlamasını umduğunu duyurdu. Yapılan görüşmeler ve açıklamalar çerçevesinde Malezya’da meydana gelen yönetimdeki son değişimin bir yansıması olarak Malezya’nın yeniden ilişkileri güçlendirme yönünde adım atmaya yöneldiği söylenebilir.
Türkiye ve Pakistan'dan önemli işbirliği projeleri
2019 yılından sonra gelişen süreçte Malezya her ne kadar durağan bir tavır sergilese de Türkiye ve Pakistan arasında medya ve kültür iş birliğinin gelişmesi konusunda önemli adımlar atıldığını göz ardı etmemek gerekir. Diriliş Ertuğrul dizisi Urduca’ya çevrilerek Pakistan’da yayınlanmaya başlayarak medya iş birliği konusunda önemli bir eşiğin aşılmasını sağladı. Dizi, Pakistan’da toplum düzeyinde büyük bir teveccüh gördü ve kitlesel bir etki meydana getirdi. 450 milyon izleyiciye ulaşan dizi, Pakistan’da Türk dizilerine olan ilgiyi daha da artırdı.
Pakistan’da artan ilgiyle birlikte yeni yapımlar gündeme geldi. Devlet düzeyinde desteklenen ortak kültür ve tarihi anlatan diziler Pakistan halkının da beklentilerini karşılamaya yönelik önemli projeler olacak gibi görünüyor. Akli Film ile Ansari Shah film şirketleri, Kudüs’ü 88 yıllık Haçlı işgalinden kurtararak İslam dünyasının en önemli kahramanlarından biri haline gelen Selahaddin Eyyubi’nin hikayesinin çekilmesi konusunda anlaştılar. Bir başka ortak dizi projesi olan Türki Lala’nın senaryosunun Tekden Film tarafından yazımına başlandığı açıklandı. Bu gelişmeler Türkiye ve Pakistan’ın medya sektöründe iş birliği bakımından önemli mesafeler almalarını sağladı. Bu konuda hem devlet hem de halk düzeyinde desteğin güçlü olması süreci hızlandıran ve geliştiren en önemli etkenler olarak belirtilebilir.
Dünyada ve İslam dünyasında yansımalar
Türkiye, Pakistan ve Malezya iş birliği 2019 yılında yaşanan gelişmelerle dünyada da dikkat çekti. İsrail ve Amerikan medyası bu iş birliği sürecini siyasi bakımdan değerlendiren yazılar kaleme aldılar. Gelişen iş birliğinin yansımaları sadece İsrail ve Amerikan medyasıyla sınırlı kalmadı elbet.
Bu iş birliği süreci üç ülke dışındaki bazı ülke ve kesimler tarafından da mercek altına alındı. Gelişen iş birliği, Ortadoğu’da ve İslam dünyasında güç merkezinin değişimi gibi değerlendirmelere neden oldu. Ayrıca İslam dünyası içinde de büyük bir kesimin coşkuyla karşıladığı bir sürecin yaşanmasını beraberinde getirdi. Diğer taraftan bazı Müslüman ülkelerin ise ciddi anlamda bu iş birliğinden endişe duyduğu görüldü.
Beklentiler ve muhtemel gelişmeler
Tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye, Pakistan ve Malezya arasında ortak bir TV kanalı kurulmasına yönelik önümüzdeki aylarda bazı gelişmelerin yaşanması beklenebilir. Bu ortak girişimin halklar tarafından heyecanla karşılandığı söylenebilir. Malezya’da yeni yönetimin tekrar bu girişime güçlü desteği sağlanırsa medya alanında hızlı mesafelerin alınması mümkün. Zira 2019 yılında liderler düzeyinde yapılan görüşmeler ortak TV kanalı projesi için bir temel oluşturmuştu. Bundan sonraki süreçte oluşturulan bu temelin üzerine pratiğe dönük adımlar gelirse arzu edilen sonuçların ortaya çıkması beklenebilir. Ayrıca hem ülke halklarının gösterdiği ilgi hem de dünyada artan İslam karşıtlığı nedenleriyle İslam dünyasının bu tarz girişimlere ihtiyaç duyduğu değerlendirilebilir.
*Marmara Üniversitesi Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkileri Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi