Doç. Dr. Fatih Koca. Çocukluğundan itibaren dinî musikiyle meşgul oldu. 1999’dan bugüne kadar pekçok albümü yayınlandı; uzun yıllar radyo ve televizyonlarda musiki icra etti. Dinî musiki üzerine birçok eğitim verdi. Youtube’da eser icralarının yer aldığı kanalı bulunuyor. Ayrıca Spotify, Deezer ve Youtube Music’ten eserlerine erişilebiliyor. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Anabilim Dalında Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor.
İslamvemedya: İnsan musiki ile neden ilgilenir?
Fatih Koca: Yaradılış itibarıyla insanın kendi özünde bir estetik anlayışı, estetik duygusu, güzellik algısı var. Dolayısıyla insan bizatihi Allah’ın yaratmış olduğu o harmoninin, o seslerin, birbirine uyumsuz bir şekilde bir araya gelmesinden rahatsız olur. Ama güzel bir harmoni, güzel bir düzenleme yapıldığı zaman böyle olmaz. Suyun sesi, kuş sesleri veya doğanın sesleri insanın kulağına güzel gelir. Dolayısıyla insan musikiye her zaman için bir şekilde muhtaçtır.
İslamvemedya: Peki dini musiki?
Fatih Koca: Dini musiki söz konusu olduğu zaman, insanoğlu dine de muhtaçtır ve inandığı dini en güzel şekilde yaşama gayesi içerisinde bulunur. İnsan vahyi veya Efendimiz (s.a.v)’in o güzel sünnetini de güzel ifadelerle duymak veya güzel ifadelerle güzel bir ses ile dinlemek ister. Güzel bir ses ile dinlemek demek sadece müzikal manada değil, tonlamayla da bağlantılıdır. Yani bir insanın sesini tonlayarak karşıdaki kişiye cümleleri güzel bir şekilde sunması bile aslında bir musikidir. Kur’an’ın güzel icra edilmesi bizzat Kur’an’ı bizlere öğreten Hz. Peygamber (sav) tarafından bize bir sorumluluk olarak yüklenmiştir. “Kuran’ı güzel okuyunuz”, “Sesinizi güzelleştirerek Kuran okuyunuz”, Ezan-ı Muhammediyi okuyan müezzinlere “güzel sesle okuyun” buyrulmuştur. Hatta, Peygamberimiz (sav) o müezzinleri musiki müktesebatına da bakarak kendisi seçmiştir. Bundan dolayı dini musikinin ihtiyaç olmasının yanında bir de Efendimiz (sav) tarafından bizlere tavsiyesi vardır.
“Müslüman doğduğu gün dini musiki ile tanışıyor”
İslamvemedya: Günümüzde, dini musikiye olan ihtiyacı da konuşmak isteriz…
Fatih Koca: Müslüman bir insanın doğduğu gün kulağına Ezan-ı Muhammedi okunur, kamet okunur. Dolayısıyla hayata ezan ve kamet ile başlar. O insan, doğduktan itibaren İslam topraklarında olduğu için daima ezanı da duyar, salâyı da duyar, belli bir yaştan sonra camiye de gider, camide de o güzel kıraatleri duyar ve kendi özüne bir şekilde girmiş olur. Bunun içindir ki, günlük streslerimizden bile ezanı dinleyerek uzaklaşabiliriz. Dolayısıyla, benim anladığım manada dini musiki, Kur’an’a, Allah’a, Peygamber’e (sav), sözlerin dışında ve melodik yapılarla, o güzel ve estetik anlayışla bizlere sunulduğu zaman hem fiziksel hem ruhsal doygunluğumuzu hem de dini doygunluğumuzu, gönlümüze belki de en güzel şekilde indirme yollarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı da dini musikiye ihtiyacımız vardır diyebiliriz.
“Dijital mecralar, dini musiki eğitimine ne kadar olanak sağlıyor”
İslamvemedya: Dijitalleşme pekçok süreci etkilediği gibi, eğitim hayatını da etkiledi. Siz de yıllardan dini musiki eğitimiyle ilgileniyorsunuz. Dersler veriyorsunuz. Ne dersiniz, dijital mecralar, dini musiki eğitimini nasıl etkiledi?
Fatih Koca: Dijital mecralar musiki eğitimini olumsuz manada etkilemiştir diyebiliriz. Müzikal manada, müzik eğitimine, daha doğrusu uygulamanın karşılıklı olduğu bir eğitime dijitallik mutlaka olumsuz manada bir etki yapmıştır. Ama dini musiki olarak baktığımızda, Türk musikisi veya dini musiki iki unsurdan oluşur; birincisi usul, ikincisi güzel ses. Usul belirli bir ritmi ifade eder ve musikide çok kullanırız. Dini musikide usulsüz olan icralar da mevcuttur. Bizim musikimiz hafızadan hafızaya geçerek gelmiştir ve bizim musikimizin eğitim sisteminde meşk vardır. Yani karşılıklı hoca-öğrenci ilişkisiyle devam eden, fem-i muhsin dediğimiz diz dize, göz göze karşılıklı okumalarla icra edilen bir musiki tarzıdır. Karşılıklı sohbete yönelik olan derslerin eğitimi belki bir nebze olumlu manada dijital platformda yapılabilir. Ancak, anlık olarak ifade edilmesi gereken hususların teknolojiyle her zaman mümkün olmadığını görüyoruz.
Ama karşılıklı bir eser icra etme, karşılıklı bir şeyi öğrenme olayına baktığımız zaman usulün, yani ritmin, aynı anda verilemeyişi ve karşılıklı okumaların yapılamayışı bir sorundur. Yapılsa bile elli kişilik, yüz kişilik sınıflarda nasıl bunları dinleyeceksin veyahut karşılıklı okuduğun şeyi, aynı şeyi toplu halde icralarını nasıl duyacaksın? Maalesef böyle bir imkânımız yok. Bizim dini musiki icralarımız, karşılıklı ve toplu halde de icra edilen bir musiki olduğu için herkesi aynı anda dinleyememe ve aynı ritme dâhil edememe gibi olumsuz yönleri olmuştur. Dolayısıyla uygulamaya ve pratiğe yönelik derslerin dijital platformda eğitimi benim için olumsuzdur.
İslamvemedya: Hocam teşekkür ederiz.
Fatih Koca: Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için ben de teşekkür ederim.
İslamvemedya: İnsan musiki ile neden ilgilenir?
Fatih Koca: Yaradılış itibarıyla insanın kendi özünde bir estetik anlayışı, estetik duygusu, güzellik algısı var. Dolayısıyla insan bizatihi Allah’ın yaratmış olduğu o harmoninin, o seslerin, birbirine uyumsuz bir şekilde bir araya gelmesinden rahatsız olur. Ama güzel bir harmoni, güzel bir düzenleme yapıldığı zaman böyle olmaz. Suyun sesi, kuş sesleri veya doğanın sesleri insanın kulağına güzel gelir. Dolayısıyla insan musikiye her zaman için bir şekilde muhtaçtır.
İslamvemedya: Peki dini musiki?
Fatih Koca: Dini musiki söz konusu olduğu zaman, insanoğlu dine de muhtaçtır ve inandığı dini en güzel şekilde yaşama gayesi içerisinde bulunur. İnsan vahyi veya Efendimiz (s.a.v)’in o güzel sünnetini de güzel ifadelerle duymak veya güzel ifadelerle güzel bir ses ile dinlemek ister. Güzel bir ses ile dinlemek demek sadece müzikal manada değil, tonlamayla da bağlantılıdır. Yani bir insanın sesini tonlayarak karşıdaki kişiye cümleleri güzel bir şekilde sunması bile aslında bir musikidir. Kur’an’ın güzel icra edilmesi bizzat Kur’an’ı bizlere öğreten Hz. Peygamber (sav) tarafından bize bir sorumluluk olarak yüklenmiştir. “Kuran’ı güzel okuyunuz”, “Sesinizi güzelleştirerek Kuran okuyunuz”, Ezan-ı Muhammediyi okuyan müezzinlere “güzel sesle okuyun” buyrulmuştur. Hatta, Peygamberimiz (sav) o müezzinleri musiki müktesebatına da bakarak kendisi seçmiştir. Bundan dolayı dini musikinin ihtiyaç olmasının yanında bir de Efendimiz (sav) tarafından bizlere tavsiyesi vardır.
“Müslüman doğduğu gün dini musiki ile tanışıyor”
İslamvemedya: Günümüzde, dini musikiye olan ihtiyacı da konuşmak isteriz…
Fatih Koca: Müslüman bir insanın doğduğu gün kulağına Ezan-ı Muhammedi okunur, kamet okunur. Dolayısıyla hayata ezan ve kamet ile başlar. O insan, doğduktan itibaren İslam topraklarında olduğu için daima ezanı da duyar, salâyı da duyar, belli bir yaştan sonra camiye de gider, camide de o güzel kıraatleri duyar ve kendi özüne bir şekilde girmiş olur. Bunun içindir ki, günlük streslerimizden bile ezanı dinleyerek uzaklaşabiliriz. Dolayısıyla, benim anladığım manada dini musiki, Kur’an’a, Allah’a, Peygamber’e (sav), sözlerin dışında ve melodik yapılarla, o güzel ve estetik anlayışla bizlere sunulduğu zaman hem fiziksel hem ruhsal doygunluğumuzu hem de dini doygunluğumuzu, gönlümüze belki de en güzel şekilde indirme yollarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bundan dolayı da dini musikiye ihtiyacımız vardır diyebiliriz.
“Dijital mecralar, dini musiki eğitimine ne kadar olanak sağlıyor”
İslamvemedya: Dijitalleşme pekçok süreci etkilediği gibi, eğitim hayatını da etkiledi. Siz de yıllardan dini musiki eğitimiyle ilgileniyorsunuz. Dersler veriyorsunuz. Ne dersiniz, dijital mecralar, dini musiki eğitimini nasıl etkiledi?
Fatih Koca: Dijital mecralar musiki eğitimini olumsuz manada etkilemiştir diyebiliriz. Müzikal manada, müzik eğitimine, daha doğrusu uygulamanın karşılıklı olduğu bir eğitime dijitallik mutlaka olumsuz manada bir etki yapmıştır. Ama dini musiki olarak baktığımızda, Türk musikisi veya dini musiki iki unsurdan oluşur; birincisi usul, ikincisi güzel ses. Usul belirli bir ritmi ifade eder ve musikide çok kullanırız. Dini musikide usulsüz olan icralar da mevcuttur. Bizim musikimiz hafızadan hafızaya geçerek gelmiştir ve bizim musikimizin eğitim sisteminde meşk vardır. Yani karşılıklı hoca-öğrenci ilişkisiyle devam eden, fem-i muhsin dediğimiz diz dize, göz göze karşılıklı okumalarla icra edilen bir musiki tarzıdır. Karşılıklı sohbete yönelik olan derslerin eğitimi belki bir nebze olumlu manada dijital platformda yapılabilir. Ancak, anlık olarak ifade edilmesi gereken hususların teknolojiyle her zaman mümkün olmadığını görüyoruz.
Ama karşılıklı bir eser icra etme, karşılıklı bir şeyi öğrenme olayına baktığımız zaman usulün, yani ritmin, aynı anda verilemeyişi ve karşılıklı okumaların yapılamayışı bir sorundur. Yapılsa bile elli kişilik, yüz kişilik sınıflarda nasıl bunları dinleyeceksin veyahut karşılıklı okuduğun şeyi, aynı şeyi toplu halde icralarını nasıl duyacaksın? Maalesef böyle bir imkânımız yok. Bizim dini musiki icralarımız, karşılıklı ve toplu halde de icra edilen bir musiki olduğu için herkesi aynı anda dinleyememe ve aynı ritme dâhil edememe gibi olumsuz yönleri olmuştur. Dolayısıyla uygulamaya ve pratiğe yönelik derslerin dijital platformda eğitimi benim için olumsuzdur.
İslamvemedya: Hocam teşekkür ederiz.
Fatih Koca: Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için ben de teşekkür ederim.