Türkiye’nin önde gelen mütefekkirlerinden Yusuf Kaplan, dün Türkiye genelinde gösterime giren ve önümüzdeki süreçte pek çok tartışmanın merkezine oturacak “Hz. Muhammed Allah’ın Elçisi” filmi hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Kaplan, “İranlı / Şiî yönetmen Mecîdî'nin Hz. Peygamber'le (sav) ilgili filmi, ne kadar etkileyici olursa olsun, sonuçta Hz. Peygamber'i (sav), İslâm'ın adım adım kurulduğu, teşekkül ettiği, şekillendiği dünyayı, duyarlıkları, ilkeleri, akîdeyi heretik Şiî duyarlıklarla anlatan, büyük sahabeleri göz ardı eden, Peygamber şuurunu ve dolayısıyla İslâm kavrayışını Şiî duyarlıklar üzerinden silbaştan tarif ederek, Ehl-i Sünnet ana caddeyi yerle bir edecek son derece tehlikeli bir film.” şeklinde konuştu. Yeni Şafak Gazetesinde bugün yayınlanan “Hz. Peygamberin filmini yapmak cinayettir” başlıklı yazısında Kaplan, filmin Ehl-i sünnet omurgayı çökertmeye dönük sinsi bir projenin parçası olduğunu dile getirdi. Kendine özgü şiirsel bir film dili geliştirmiş bir yönetmen olan Mecîdî’nin sadelikte derûnîliği, derûnîlikte sadeliği yakalayabildiğini, bu yönleriyle Tarkovsky, Paradjanov, Semih Kaplanoğlu ve Aida Begiç gibi yönetmenlerle anılmayı hak ettiğini ifade eden Kaplan bununla birlikte, söz konusu filmin “akîdevî, kültürel ve siyasî” sonuçları bakımından çok tehlikeli olduğunu dile getirdi. Kaplan bu tehlikeleri şöyle sıraladı:
“Hz. Peygamberle ilgili yapılacak filmlerin önünü sonuna kadar açacak”
“Öncelikle, Hz. Peygamber, canlandırılan oyuncuyla özdeşleştirilecek... Tıpkı Hz. Hamza'nın Anthony Quine'le özdeşleştirilmesi gibi. Bu, işin başlangıcı... Bu film, peygamberimizin 13 yaşına kadar olan hayatını konu ediniyor. Ama film, bir üçleme. Dahası, bu film, Hz. Peygamber'le ilgili yapılacak filmlerin önünü sonuna kadar açacak... Bu çok tehlikeli bir gelişme!
“İslam kavrayışını Şiî duyarlılık üzerinden tarif ederek, Ehl-i sünnet omurgayı tahrip edecek”
“İkincisi, film ne kadar etkileyici olursa olsun, sonuçta Hz. Peygamberi (sav), İslâm'ın adım adım kurulduğu, teşekkül ettiği, şekillendiği dünyayı, heretik Şiî duyarlıklarla anlatan, büyük sahabeleri göz ardı eden, Peygamber şuurunu ve dolayısıyla İslâm kavrayışını Şiî duyarlıklar üzerinden silbaştan tarif eden, Ehl-i Sünnet omurgayı tahrip edecek bir film bu.”
“İslam’ı Protestanlaştırmaya dönük sinsi bir projenin ilk adımı”
“Yarın, Hz. Peygamber'in gençliğini, peygamberliğini de çekecek bu fütursuz adamlar. Dün, Resimli Kur'ân diye lanet olası bir iş yapmışlardı bu İranlılar 25-30 yıl önce. Sözün özü: Bu film, Hz. Peygamber'in (sav) konumunu sarsmaya, Ehl-i Sünnet Omurga'yı çökertmeye ve İslâm'ı protestanlaştırmaya dönük sinsi bir projenin ilk tehlikeli adımlarından biridir.
“Bu filme onay veya fetva veren herkes vebaldedir”
Bu projeye su taşıyan, bu filme onay veya fetva veren herkes vebaldedir ve bunun vebali çok ağırdır. Bunun bedelini gelecek kuşaklar çok ağır ödeyecektir. Benden hatırlatması. Vesselam.
Sinemadan anlamayan bir “din adamı” film hakkında hüküm veremez
Diğer yandan Kaplan film dilini bilmeyen kişilerin, İslam âlimi de olsa film hakkında hüküm vermesinin tehlikeli olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Hz. Peygamber'le (sav) ilgili yapılan bir film hakkında lehte veya aleyhte hüküm verecek kişilerin, dünyanın en iyi İslâmî âlimi olması yetmez; sinemanın dünyasını, estetiğini, dilini, dilin nasıl kurulduğunu çok iyi bilmesi gerekir. Başka bir ifadeyle, sinemadan zırnık kadar anlamayan (dolayısıyla hakkında hüküm verilecek bir meseleyi, mevzuyu bihakkın bilmeyen) din adamlarının, âlimlerin bir filme izin verme ya da vermeme yetkisi yoktur. Sinemadan anlamayan bir din adamının bir film hakkında hüküm veya fetva vermesi hem kabul edilemez hem de tehlikelidir.”
Kaplan, “İranlı / Şiî yönetmen Mecîdî'nin Hz. Peygamber'le (sav) ilgili filmi, ne kadar etkileyici olursa olsun, sonuçta Hz. Peygamber'i (sav), İslâm'ın adım adım kurulduğu, teşekkül ettiği, şekillendiği dünyayı, duyarlıkları, ilkeleri, akîdeyi heretik Şiî duyarlıklarla anlatan, büyük sahabeleri göz ardı eden, Peygamber şuurunu ve dolayısıyla İslâm kavrayışını Şiî duyarlıklar üzerinden silbaştan tarif ederek, Ehl-i Sünnet ana caddeyi yerle bir edecek son derece tehlikeli bir film.” şeklinde konuştu. Yeni Şafak Gazetesinde bugün yayınlanan “Hz. Peygamberin filmini yapmak cinayettir” başlıklı yazısında Kaplan, filmin Ehl-i sünnet omurgayı çökertmeye dönük sinsi bir projenin parçası olduğunu dile getirdi. Kendine özgü şiirsel bir film dili geliştirmiş bir yönetmen olan Mecîdî’nin sadelikte derûnîliği, derûnîlikte sadeliği yakalayabildiğini, bu yönleriyle Tarkovsky, Paradjanov, Semih Kaplanoğlu ve Aida Begiç gibi yönetmenlerle anılmayı hak ettiğini ifade eden Kaplan bununla birlikte, söz konusu filmin “akîdevî, kültürel ve siyasî” sonuçları bakımından çok tehlikeli olduğunu dile getirdi. Kaplan bu tehlikeleri şöyle sıraladı:
“Hz. Peygamberle ilgili yapılacak filmlerin önünü sonuna kadar açacak”
“Öncelikle, Hz. Peygamber, canlandırılan oyuncuyla özdeşleştirilecek... Tıpkı Hz. Hamza'nın Anthony Quine'le özdeşleştirilmesi gibi. Bu, işin başlangıcı... Bu film, peygamberimizin 13 yaşına kadar olan hayatını konu ediniyor. Ama film, bir üçleme. Dahası, bu film, Hz. Peygamber'le ilgili yapılacak filmlerin önünü sonuna kadar açacak... Bu çok tehlikeli bir gelişme!
“İslam kavrayışını Şiî duyarlılık üzerinden tarif ederek, Ehl-i sünnet omurgayı tahrip edecek”
“İkincisi, film ne kadar etkileyici olursa olsun, sonuçta Hz. Peygamberi (sav), İslâm'ın adım adım kurulduğu, teşekkül ettiği, şekillendiği dünyayı, heretik Şiî duyarlıklarla anlatan, büyük sahabeleri göz ardı eden, Peygamber şuurunu ve dolayısıyla İslâm kavrayışını Şiî duyarlıklar üzerinden silbaştan tarif eden, Ehl-i Sünnet omurgayı tahrip edecek bir film bu.”
“İslam’ı Protestanlaştırmaya dönük sinsi bir projenin ilk adımı”
“Yarın, Hz. Peygamber'in gençliğini, peygamberliğini de çekecek bu fütursuz adamlar. Dün, Resimli Kur'ân diye lanet olası bir iş yapmışlardı bu İranlılar 25-30 yıl önce. Sözün özü: Bu film, Hz. Peygamber'in (sav) konumunu sarsmaya, Ehl-i Sünnet Omurga'yı çökertmeye ve İslâm'ı protestanlaştırmaya dönük sinsi bir projenin ilk tehlikeli adımlarından biridir.
“Bu filme onay veya fetva veren herkes vebaldedir”
Bu projeye su taşıyan, bu filme onay veya fetva veren herkes vebaldedir ve bunun vebali çok ağırdır. Bunun bedelini gelecek kuşaklar çok ağır ödeyecektir. Benden hatırlatması. Vesselam.
Sinemadan anlamayan bir “din adamı” film hakkında hüküm veremez
Diğer yandan Kaplan film dilini bilmeyen kişilerin, İslam âlimi de olsa film hakkında hüküm vermesinin tehlikeli olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Hz. Peygamber'le (sav) ilgili yapılan bir film hakkında lehte veya aleyhte hüküm verecek kişilerin, dünyanın en iyi İslâmî âlimi olması yetmez; sinemanın dünyasını, estetiğini, dilini, dilin nasıl kurulduğunu çok iyi bilmesi gerekir. Başka bir ifadeyle, sinemadan zırnık kadar anlamayan (dolayısıyla hakkında hüküm verilecek bir meseleyi, mevzuyu bihakkın bilmeyen) din adamlarının, âlimlerin bir filme izin verme ya da vermeme yetkisi yoktur. Sinemadan anlamayan bir din adamının bir film hakkında hüküm veya fetva vermesi hem kabul edilemez hem de tehlikelidir.”