Oturumda bildiri sunan katılımcılar, dijitalleşen medyada dini bilginin dolaşımı ve temsilinde ortaya çıkan imkân ve tehditleri hem teorik hem pratik düzeyde ele aldı.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Bilal Yorulmaz, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hediyetullah Aydeniz, Sonpeygamber. info” web danışmanı Fatma Ekinci, İstanbul Müftülüğü Alo Fetva biriminde din hizmetleri uzmanı olarak çalışan Nevin Meriç’in yer aldığı oturumun başkanlığını Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Arık yaptı.
Sunulan bildirilerden öne çıkanlar şöyle:
Bilal Yorulmaz: “Video oyunlarında Ortadoğu oryantalist bakış açısıyla sunuluyor”
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Bilal Yorulmaz “Dijital Oyunlarda Müslümanların Temsili ve Din Eğitimine Yansımaları” başlıklı sunumuyla ihmal edilmiş medya olarak Batı menşeili video oyunlarında görülen İslam karşıtı temsiller ve İslam dünyasında tepki olarak üretilen oyunları detaylarıyla ele alan bir sunum yaptı. Yeni bir çağa, dijital çağa girildiğini söyleyen Yorulmaz, “Gençler artık dijital yerli, biz de dijital göçmeniz. Dijital yerlilere ulaşmak istiyorsak dijital kanalları kullanmak zorundayız” dedi.
Dijital oyunlardan örnekler aktararak bildiri sunan Yorulmaz şöyle konuştu:
“Edutainment yazılımları basit kuralları ve yapılarıyla sadece okul öncesi ve ilkokul çağı çocuklarını cezbetmektedirler. Bu bakımdan basit dini bilgilerin öğretiminde faydalı eğitim materyalleri olarak kullanılabilmektedirler. Büyük bütçeli dijital dini oyunlar ise çok daha büyük imkânlara sahiptirler. Bu oyunlar genele hitap edebilecekleri için hem olumlu Müslüman temsillerinin sunumunda hem de İslam kültür medeniyetinin ve dini bilgilerin Müslüman ve gayrimüslimlere öğretilmesinde büyük bir potansiyel taşımaktadırlar.”
Fatma Ekinci: “Birey, zamansız ve mekansız bir dünyaya hapsoluyor”
Web sitesi sonpeygamber.info yayın danışmanı Fatma Ekinci “Sanallaş(tırıl)ma Sürecinde Dini Bilginin Hakikat Problemi” başlıklı sunumuyla dijital dünyada dolaşıma giren dini bilginin nasıl dönüşüme uğradığını ve bu yeni durumda ortaya çıkan problemleri anlattı.
Ekinci şunları söyledi:
“Parçalı ve her tür bilgiye aynı anda farklı pencerelerle ulaşma imkânı sağlayan yapısıyla insanı hipnotize eden sanal ortam, bilgiyle olan ilişkimizi de değiştiriyor. İnternette görüntüye indirgenen bilgi bir taraftan malumata, enformasyona evrilerek değerini yitirirken, öte taraftan kullanıcıyı eyleme geçmekten alıkoyarak şimdiyi mutlaklaştırıp zaman algısını değiştiren, bireyin zamansız ve mekânsız bir dünyaya hapsolmasına yol açan bir niteliğe yol açmış durumda.”
“Yeni bir dil ve söylemi inşa etmek gerekiyor”
“Çağın ruhunu en iyi yansıtan araçlardan olan dijital teknoloji ve internet ortamının bir imkân olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurmamız gerektiğine inanıyorum. Bu mecranın kendi dilini, dünyasını, referanslarını dayatmasının hesaba katılması, bu dilin en azından o aracı kullanan kişi tarafından kendi dünya görüşü doğrultusunda nasıl yeniden dönüştürülebileceği ve yeni bir dil ve söylem aracı haline gelebileceği konusunda da özel çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
Hediyetullah Aydeniz: “Medyanın din hizmetlerinde kullanımı önemlidir”
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hediyetullah Aydeniz “Bir İmkân ve Meydan Okuma Olarak Medya ve İletişim: Türkiye’de Din Hizmetleri ve Dini Bilgi Alanı Özelinde Bir Değerlendirme” başlıklı sunumuyla bir imkân olarak medyanın din hizmetlerinde kullanımı konusu ve buna paralel olarak iletişim çalışmaları ile İslami ilimler alanındaki bilgi birikiminin etkileşimini değerlendirdi.
Bir iletişim organizasyonu olarak medyayı basılı, işitsel, görsel, yeni medya ve taşınabilir bilgi teknolojileri şeklinde tasnif ederek, dini bilgiyi taşıma potansiyeline sahip medyanın seçilmesi gerektiğini ifade eden Aydeniz şöyle devam etti:
“Medya ve iletişim çalışmalarının İslami bilimler ve ilahiyat fakültelerine aktarılması meselesine gelince “İslami ilimler alanında yüzyılları aşan bir birikimle üretilmiş kavramların yerine tam hesabı verilmeden medya ve iletişim çalışmalarındaki kavramların ikamesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Meydan okuma ve imkândır bu. İletişimin ne olduğuna ilişkin açıklamalarımız, modellerimiz var, doğrudan dini iletişim dediğimiz bir alan olarak İlahiyat Fakülteleri’nden İslami Bilimler alanına aktarılması meselesi var.”
Nevin Meriç: “Tekno-gündelik hayatta zihinleri rasyonellik algısı şekillendiriyor”
İstanbul Müftülüğünde din hizmetleri uzmanı olarak görev yapan Nevin Meriç “Teknoloji ve Din: Tekno-Gündelik Hayatta İbadetler ve Fetva Sorularında Örnekliği” başlıklı sunumuyla Alo Fetva soruları üzerinden teknolojik üretimlerin yol açtığı değişimi analiz etti. Meriç bu değişimin sonuçlarını tekno-gündelik hayatta birey, tekno-gündelik hayatta iman, tekno-gündelik hayatta ibadetler olmak üzere üç başlıkta inceledi. Meriç şöyle konuştu: “Rasyonellik, realitenin çoğulcu yapısı, yapılabilirlik güç ilişkisi gibi argümanlara sahip olan teknolojik üretim, modern zihni ve algı kalıplarını farklılaştırmakta ve değiştirmektedir. İnsanın kendi yarattığı teknolojik ortamın giderek insan davranışlarını belirlemek, hatta insanı belirleme rolünü üstlenmesi sürecinde, hakikatin bilinen temellerinin de sarsıldığı görülmektedir. Teknolojik ürünlerin yaşamın her noktasını kuşatması sonucunda hakikat bir imgeler bulutuna dönüşmekte ve hızla gözden kaybolmaktadır. Günümüzde gerçeklikle hiçbir ilişkisi olmayan bir imge aşamasına geçildiği için, artık yaşam ve ölüm bile hakikatle bağını yitirme noktasına gelmiştir. İman-ibadet ilişkisinde ciddi olumsuzluklar yaşanmaktadır.”
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Bilal Yorulmaz, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hediyetullah Aydeniz, Sonpeygamber. info” web danışmanı Fatma Ekinci, İstanbul Müftülüğü Alo Fetva biriminde din hizmetleri uzmanı olarak çalışan Nevin Meriç’in yer aldığı oturumun başkanlığını Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Arık yaptı.
Sunulan bildirilerden öne çıkanlar şöyle:
Bilal Yorulmaz: “Video oyunlarında Ortadoğu oryantalist bakış açısıyla sunuluyor”
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Bilal Yorulmaz “Dijital Oyunlarda Müslümanların Temsili ve Din Eğitimine Yansımaları” başlıklı sunumuyla ihmal edilmiş medya olarak Batı menşeili video oyunlarında görülen İslam karşıtı temsiller ve İslam dünyasında tepki olarak üretilen oyunları detaylarıyla ele alan bir sunum yaptı. Yeni bir çağa, dijital çağa girildiğini söyleyen Yorulmaz, “Gençler artık dijital yerli, biz de dijital göçmeniz. Dijital yerlilere ulaşmak istiyorsak dijital kanalları kullanmak zorundayız” dedi.
Dijital oyunlardan örnekler aktararak bildiri sunan Yorulmaz şöyle konuştu:
“Edutainment yazılımları basit kuralları ve yapılarıyla sadece okul öncesi ve ilkokul çağı çocuklarını cezbetmektedirler. Bu bakımdan basit dini bilgilerin öğretiminde faydalı eğitim materyalleri olarak kullanılabilmektedirler. Büyük bütçeli dijital dini oyunlar ise çok daha büyük imkânlara sahiptirler. Bu oyunlar genele hitap edebilecekleri için hem olumlu Müslüman temsillerinin sunumunda hem de İslam kültür medeniyetinin ve dini bilgilerin Müslüman ve gayrimüslimlere öğretilmesinde büyük bir potansiyel taşımaktadırlar.”
Fatma Ekinci: “Birey, zamansız ve mekansız bir dünyaya hapsoluyor”
Web sitesi sonpeygamber.info yayın danışmanı Fatma Ekinci “Sanallaş(tırıl)ma Sürecinde Dini Bilginin Hakikat Problemi” başlıklı sunumuyla dijital dünyada dolaşıma giren dini bilginin nasıl dönüşüme uğradığını ve bu yeni durumda ortaya çıkan problemleri anlattı.
Ekinci şunları söyledi:
“Parçalı ve her tür bilgiye aynı anda farklı pencerelerle ulaşma imkânı sağlayan yapısıyla insanı hipnotize eden sanal ortam, bilgiyle olan ilişkimizi de değiştiriyor. İnternette görüntüye indirgenen bilgi bir taraftan malumata, enformasyona evrilerek değerini yitirirken, öte taraftan kullanıcıyı eyleme geçmekten alıkoyarak şimdiyi mutlaklaştırıp zaman algısını değiştiren, bireyin zamansız ve mekânsız bir dünyaya hapsolmasına yol açan bir niteliğe yol açmış durumda.”
“Yeni bir dil ve söylemi inşa etmek gerekiyor”
“Çağın ruhunu en iyi yansıtan araçlardan olan dijital teknoloji ve internet ortamının bir imkân olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurmamız gerektiğine inanıyorum. Bu mecranın kendi dilini, dünyasını, referanslarını dayatmasının hesaba katılması, bu dilin en azından o aracı kullanan kişi tarafından kendi dünya görüşü doğrultusunda nasıl yeniden dönüştürülebileceği ve yeni bir dil ve söylem aracı haline gelebileceği konusunda da özel çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
Hediyetullah Aydeniz: “Medyanın din hizmetlerinde kullanımı önemlidir”
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hediyetullah Aydeniz “Bir İmkân ve Meydan Okuma Olarak Medya ve İletişim: Türkiye’de Din Hizmetleri ve Dini Bilgi Alanı Özelinde Bir Değerlendirme” başlıklı sunumuyla bir imkân olarak medyanın din hizmetlerinde kullanımı konusu ve buna paralel olarak iletişim çalışmaları ile İslami ilimler alanındaki bilgi birikiminin etkileşimini değerlendirdi.
Bir iletişim organizasyonu olarak medyayı basılı, işitsel, görsel, yeni medya ve taşınabilir bilgi teknolojileri şeklinde tasnif ederek, dini bilgiyi taşıma potansiyeline sahip medyanın seçilmesi gerektiğini ifade eden Aydeniz şöyle devam etti:
“Medya ve iletişim çalışmalarının İslami bilimler ve ilahiyat fakültelerine aktarılması meselesine gelince “İslami ilimler alanında yüzyılları aşan bir birikimle üretilmiş kavramların yerine tam hesabı verilmeden medya ve iletişim çalışmalarındaki kavramların ikamesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Meydan okuma ve imkândır bu. İletişimin ne olduğuna ilişkin açıklamalarımız, modellerimiz var, doğrudan dini iletişim dediğimiz bir alan olarak İlahiyat Fakülteleri’nden İslami Bilimler alanına aktarılması meselesi var.”
Nevin Meriç: “Tekno-gündelik hayatta zihinleri rasyonellik algısı şekillendiriyor”
İstanbul Müftülüğünde din hizmetleri uzmanı olarak görev yapan Nevin Meriç “Teknoloji ve Din: Tekno-Gündelik Hayatta İbadetler ve Fetva Sorularında Örnekliği” başlıklı sunumuyla Alo Fetva soruları üzerinden teknolojik üretimlerin yol açtığı değişimi analiz etti. Meriç bu değişimin sonuçlarını tekno-gündelik hayatta birey, tekno-gündelik hayatta iman, tekno-gündelik hayatta ibadetler olmak üzere üç başlıkta inceledi. Meriç şöyle konuştu: “Rasyonellik, realitenin çoğulcu yapısı, yapılabilirlik güç ilişkisi gibi argümanlara sahip olan teknolojik üretim, modern zihni ve algı kalıplarını farklılaştırmakta ve değiştirmektedir. İnsanın kendi yarattığı teknolojik ortamın giderek insan davranışlarını belirlemek, hatta insanı belirleme rolünü üstlenmesi sürecinde, hakikatin bilinen temellerinin de sarsıldığı görülmektedir. Teknolojik ürünlerin yaşamın her noktasını kuşatması sonucunda hakikat bir imgeler bulutuna dönüşmekte ve hızla gözden kaybolmaktadır. Günümüzde gerçeklikle hiçbir ilişkisi olmayan bir imge aşamasına geçildiği için, artık yaşam ve ölüm bile hakikatle bağını yitirme noktasına gelmiştir. İman-ibadet ilişkisinde ciddi olumsuzluklar yaşanmaktadır.”