Türkiye’de İslamî yayıncılık açısından radyoların ayrı bir önemi bulunuyor. Özel radyoların 1990’larda yayın hayatına başlamasıyla birlikte kendini gösteren İslamî yayıncılık günümüzde de yerini ve varlığını koruyor. Peki, radyo yayınları dinî hayatı nasıl etkiliyor?
Büşra Ünsal Yetgindağ tarafından hazırlanan “Dini Radyo Yayınlarının Alımlanması: Akra Fm Örneği” başlıklı yüksek lisans tezi, bu soruya cevap veriyor.
Dinî radyoların ortaya çıkardığı 2 sonuç
Tez sürecinde, 20 kişiden oluşan Akra FM dinleyicilerine 18 soru soruldu. Tezinde, dini yayınların dinleyici tarafından nasıl alımlandığını ve radyonun, dinleyicilerin hangi ihtiyaçlarını doyuma ulaştırdığını ortaya koyabilmek amacıyla yaptığını ifade eden Yetgindağ, şunları kaydetti:
“1990’lı yıllara kadar, geleneksel dindarlıktan farklı olarak, cemaat dindarlığı dışarıya kapalı bir görünüme sahipti. Bu insanların kendi aralarında konuştukları ve tartıştıkları konular geniş halk yığınları tarafından bilinmiyordu. Ayrıca dindarlar, kamusal alanda çok fazla görünmüyorlardı. Ne zaman ki özel radyo ve televizyon yayıncılığına geçildi, hem İslami medyada, hem ana akım medyada İslami konular resmî geçit yapmaya başladı. İslam’ın bu şekilde kamusal alanda görünürlük kazanması da Türkiye’de İslami yaşantıdaki değişimi hızlandıran bir dinamik oldu. Genellikle bir İslami cemaatin yayın kuruluşu olan İslami medya organlarının yayınlarıyla birlikte klasik cemaat yapısı da değişmeye başlayarak, dışarıya açılan, dışarıdaki insanları da içine alan bir yayın anlayışıyla daha fazla insana ulaşılmaya başlandı. Bu durum, iki boyutlu bir sonucu beraberinde getirdi: Birincisi, İslami konularda bilgisi olmayan ya da İslami hassasiyetleri olmayan insanlara ulaşan İslami yayınlar, onların bu konularda bilinçlenmesini sağladı. İkincisi, İslami konuların medya vasıtasıyla uluorta tartışılması, herkesin kendisine göre bir yorumda bulunması, İslami literatüre göre ‘tahkiki iman’ seviyesinde olmayanlar yani inancı herhangi bir araştırmaya dayanmayan, ailesinden/çevresinden gördüğü şekilde inananlar için ciddi bir sıkıntıyı beraberinde getirdi.”
İslamî radyolar, dini kimliği pekiştiriyor
Dinleyicilere, radyonun yaşam pratiklerine etkisi ile dini yaşantıdaki değişime etkisinin sorulması, radyonun insanların hayatındaki işlevselliğinin boyutlarını anlamak içindir. Katılımcılara radyodan öğrendikleri bilgileri günlük hayatta kullanıp kullanmadıkları sorulmuş, bütün katılımcılardan olumlu cevap gelmiştir.
Akra Fm’in programlarının dini düşünce ve dini yaşantıdaki değişime olumlu katkılarının olduğunu görüyoruz. Akra Fm ile dini duyarlılık sahibi olmaya başlayanlar, tesettüre girenler, ibadetlerine başlayanlar olduğu gibi, Akra Fm’i dinlemeye başlamadan önce de dini duyarlılıkları olan katılımcılar ise, radyodaki programlar sayesinde dinin özünü kavradıklarını, bilinçlendiklerini, bildikleri konuların pekiştiğini, yeni öğrendikleri ile takviye edildiğini ifade ediyorlar. Bu bulgulardan yola çıkarak, bir cemaat radyosu olan Akra Fm’in, kimlik oluşturma ve kimlik pekiştirme gibi bir işlevi olduğunu söyleyebiliriz. Daha önce dini duyarlılıkları olmayan insanların, Akra Fm’in programları sayesinde böyle bir duyarlılık geliştirmeleri ‘kimlik oluşturma’, önceden dini duyarlılıkları olmasına rağmen radyonun programları sayesinde bildiklerinin takviye olması da ‘kimlik pekiştirme’ işlevine karşılık gelir.
Dini radyo reklamları “helal sertifikası” mı?
Akra Fm’de yayınlanan reklamların onlar için ne ifade ettiğini, Akra Fm’de yayınlanıyor olmasının onlar için bir referans teşkil edip etmediğini anlamak için yöneltilen soruya katılımcıların yarısından olumlu cevap gelmiştir. Buraya kadarki yorumları incelediğimizde, katılımcıların cemaate olan güvenleri sebebiyle Akra Fm’de yayınlanan reklamları güvenilir bulduklarını, Akra Fm’de yayınlanıyor olmasının onlar için adeta helal sertifikası anlamına geldiğini anlıyoruz. Burada katılımcılar tam bir egemen okuma örneği sergiliyorlar. Benim radyomda yayınlanıyorsa güvenilirdir diye düşünerek, araştırma, soruşturma gereği duymuyorlar. Katılımcılardan sadece bir tanesi reklam dinlemediğini ifade ederken, aşağıdaki yorumlarda da göreceğimiz üzere, diğerleri müzakereli okuma örneği sergiliyorlar.
Radyoda yayınlanan İslamî programlar, dini yaşantıda değişikliğe yol açıyor
Bu çalışmada, radyoda yayınlanan İslami programların, dinleyicilerin dini düşüncelerinde ve dini yaşantılarında değişikliğe yol açtığı ve radyonun, alanın uzmanları tarafından belirlenen işlevlerini yerine getirmeye devam etmenin yanı sıra, belli sosyal grupların sesi olan cemaat radyoları ile ‘kimlik oluşturma’ ve ‘kimlik pekiştirme’ rolü icra ettiği fikirlerinden yola çıkılarak, dinleyicilerin İslami radyo yayınlarını nasıl alımladıkları, Türkiye’de İslami radyo geleneğinin öncülerinden olan Akra Fm üzerinden araştırılmış ve çalışmanın sonunda varsayımların doğrulandığı görülmüştür.
28 Şubat, İslamî radyolara da darbe vurdu
Medya ve din ilişkisinin tarihsel sürecinde, 28 Şubat’ta yaşananlar da dikkat çekti. İslamî radyoların bu süreçten etkilendiğini ifade eden Yetgindağ şöyle devam etti:
“İslami radyoların açılışından dört yıl sonra yaşanan 28 Şubat Postmodern Darbesi, hem bu radyolar, hem de Ezgi türü müzik için bir değişimin başlangıcı olmuştur. İdeolojik söylemleri olan bu tür müzikler ile yayın akışlarına devam eden İslami radyolar RTÜK tarafından verilen kapatma cezaları ile karşılaştıkça, hem İslami radyolar bu müzik türünün dışında yayınlayabilecekleri eserler arayışına girmişler, hem de bu müziğin sanatçıları söylemlerini değiştirmek zorunda kalmışlar ve piyasa koşullarında var olabilmek için müzik kalitelerini artırmanın yollarını aramaya başlamışlardır.”