Geleneksel medya gibi sosyal medya da, dinî tebliğ bakımından çeşitli imkanlar sunuyor. İslam’ı tebliğ konusunda gerek sinema gerek radyo ve gerekse televizyonda tebliğ ve davet konusunda pek çok yayın görülüyor. Aynı şekilde, gazete ve dergiler de dinin tebliği açısından güçlü araçlar olarak kabul ediliyor. Medyanın tebliğ açısından sunduğu imkânlar, internet ve sosyal medya ile daha farklı boyutlara ulaşıyor.
Söz gelimi internet ve sosyal medya, Kur’an-ı Kerim’i okuma, dinleme, tefsir külliyatlarını inceleme, kelime arama yöntemiyle hadislere ulaşma gibi muhtelif imkanlar sunuyor.
Bununla birlikte, özellikle sosyal medya, bilgi kirliliğinin, gösterilen kaynakta aslında bulunmayan dinî içeriklerin yayılmasına da sebep olabiliyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi recep emin gül tarafından yapılan “Sosyal Medyada Hadis Kullanımı” başlıklı makalede bu konuya dikkat çekiliyor.
Sosyal medyada hadis sayfaları
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisindeki makalesinde, sosyal medyanın iletişimi kolaylaştırma gibi olumlu taraflarının yanında olumsuz yönlerinin de bulunduğunu belirten Gül, “Bunların başında ise bilgi kirliliği gelmektedir. Artan bilgi akışıyla oluşan bilgi kirliliğine karşı kişi, hangi bilginin doğru ve güvenilir olduğu konusunda şüpheye düşmektedir” dedi. Sosyal medyada genelde İslam, özelde ise hadis ile ilgili açılan sayfalarda da bilgi kirliliğine rastlandığını ifade eden Gül, “Sosyal medyanın herhangi bir denetleme mekanizmasının olmaması nedeniyle bilgi değeri taşımayan veya yanlış bilgi içeren birçok paylaşım yapılmaktadır” şeklinde devam etti.
Yaptığı araştırmada sadece 2015 yılı Nisan ayında “hadis” kelimesiyle arama yapıldığında Facebook’ta 150; Twitter’da da 100 civarında profil bulunduğunu bildiren Gül, şöyle devam etti:
“Oluşturulan bu sayfalarda muteber kaynaklarda yer alan hadisler paylaşıldığı gibi ne yazık ki muteber kaynaklarda olmayan ifadeler de hadis diye paylaşılabilmektedir. Facebook’ta açılan bir sayfada, hadis diye paylaşılan bir rivâyetin muteber hadis kaynaklarında yer almadığı ve uydurma olduğu bilgisine ulaştıktan sonra Facebook ve Twitter tabanlı bir çalışma yapmaya karar verdik. Araştırmada incelenen profiller, insanlara ulaşabilme konusunda öncelik arz etmesi nedeniyle –istisnalar olmak kaydıyla – genelde 200.000’in üzerinde takipçiye sahip profiller arasından seçilmiştir.”
Hadis “sayfaları”nı yöneten kişiler, hadis ilminde ehil mi?
“Sosyal medyanın günümüzde insanlara ulaşmanın en kolay yollarından biri olması nedeniyle bazı kişiler Hz. Peygamber (sas)’in sözlerini insanlara bu yolla aktarmak istemişlerdir. Bu girişimin iyi niyetle başlamış olduğu kabul edilse dahi ne yazık ki, hadis ilminde yeterli bilgisi olmayan kişiler tarafından yürütülünce hadis ilmi açısından birçok olumsuzluğun meydana gelmesine sebep olmuştur. Nitekim hadis paylaşan sayfalardan bazılarının yöneticilerine tarafımızca ulaşılarak asıl mesleklerinin ne olduğu sorulduğunda alınan cevap, bu işin ehlince yürütülmediğinin açıkça göstergesiydi. Nitekim sayfa yöneticilerinden birisinin özel bir şirketin finans bölümünde memur, diğer bazılarının ise öğrenci olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Bu durumda, sayfa yöneticileri tarafından paylaşılan hadislerin sıhhat dereceleri yeteri kadar araştırılmamıştır.”
Hangi konularda rivayetler paylaşılıyor?
“Hadis paylaşımı için açılan bu sayfalarda paylaşılan rivayetlerin içeriğine bakıldığında genel olarak insanları ibadete teşvik eden, günahlardan sakındıran, toplumsal hayata dair öğütler içeren, bazı ibadetlerin önemini belirten, sabır, sadaka, insanlar arası ilişkiler, müminlerin özellikleri, giyim-kuşam, tesettür, cihâd, gibi konular işlendiği görülmektedir”
“Uydurma rivâyetler” yüzbinlerce kişiye ulaşıyor
Recep Emin Gül’ün makalesinde, uydurma hadisler konusunda yapılan tespit ise dikkati çekti. Gül, İslamî içerikli sayfalarda ‘uydurma’ hadis metinlerine sıkça rastlanıldığını belirterek, bir hadis metnini de örnek gösterdi. Bu metnin yüksek oranda kişiye ulaştığını ifade eden Gül, şöyle devam etti: “Paylaşıma ulaşım sayısı da oldukça yüksek olup 60.000 kişi tarafından doğru sanılıp ‘beğenilmiş’, 160.000 kişi tarafından da paylaşılmıştır. Paylaşan kişiler sayesinde rivâyeti görenlerin de paylaşmasıyla uydurma olan bu rivâyetin yüzbinlere ulaşması söz konusudur. Bu da sosyal medyanın ne denli etkili olduğunu, aynı zamanda hadis konusunda bilgisi olmayanlar tarafından hadis sanılan ifadelerin nasıl yayıldığını göstermektedir.”
“Uydurma hadislerin toplandığı eserlerde bile bulunmayan metinler paylaşılıyor”
‘Unutmayın; yaktığınız can kadar canınız yanacak ve üzdüğünüz kadar üzüleceksiniz!’ anlamındaki bir rivâyet kaynak gösterilmeden Hz. Peygamber (sas)’e isnat edilmiştir. Ancak yapılan araştırmalarda muteber hadis kaynaklarında ve uydurma hadislerin toplandığı eserlerde böyle bir rivayete rastlanamamıştır. Anlam olarak ‘Kötülüğün cezası misli iledir’ mealindeki ayeti hatırlatsa da Hz. Peygamber (sas)’in ağzından bu ifadelerin dökülmediği açıktır. Anlamı her ne kadar yanlış olmasa da Hz. Peygamber (sas) adına hadis uydurmak bizzat kendisi tarafından yasaklanmıştır.”
Şehitlikle ilgili hadisler konusu
Gül, makalesinin sonuç kısmında ise şunları ifade etti: “Hadis konusu tarih boyunca olduğu gibi sosyal medyada da fazlaca istismar edilmiştir. Sayfa yöneticileri kaynağına bakmadan, doğruluğunu araştırmadan yüzlerce rivâyeti hadis olarak paylaşmaktadırlar. Özellikle mübarek gün ve gecelerde, o gün veya gecenin fazileti ile ilgili birçok uydurma rivayetin paylaşıldığı tespit edilmiştir. Aynı şekilde toplum içerisinde cereyan eden bazı olaylar sonrasında – şehitlik gibi – yine hadislere müracaat edilmiş ve konuyla alakalı rivayetler paylaşılmıştır. Hz. Peygamber (sas) vasıtasıyla bir nebze de olsa halkın umudu korunmak istense de bu paylaşımlar arasında rivayetlerin varlığı tespit edilmiştir.”
Teknoloji çağında hadis uydurmacılığına karşı önlem gerekli
“İslamî sayfa yöneticilerinin, İslam’a hizmet etme arzusuyla hadis uydurma girişiminde bulunanları hatırlattığını söyleyebiliriz. Nitekim hadis uydurma girişimlerinin nedenlerinden biri de İslam’a hizmet etme arzusudur. Teknoloji çağında bu faaliyet uydurma metinlerin halkla paylaşılmasıyla devam etmektedir. Ancak hadis tarihinde hadis uydurmacılığı karşısında alınan önlemlerin, bugünkü uydurma metin paylaşımı için de alındığını söylemek ne yazık ki mümkün görünmemektedir.”
Hadis alanında söz sahibi kişiler, sosyal medyayı aktif kullanmalı
Hadis alanında söz sahibi olan kişilerin, sosyal medyayı daha aktif kullanarak sahih hadis paylaşımını yaygınlaştırmalarının hadis ilmi ve toplumun zihin sağlığı açısından faydalı olacağını düşünüyoruz.
Makalenin tamamını kaynağından okumak için lütfen tıklayınız.
Söz gelimi internet ve sosyal medya, Kur’an-ı Kerim’i okuma, dinleme, tefsir külliyatlarını inceleme, kelime arama yöntemiyle hadislere ulaşma gibi muhtelif imkanlar sunuyor.
Bununla birlikte, özellikle sosyal medya, bilgi kirliliğinin, gösterilen kaynakta aslında bulunmayan dinî içeriklerin yayılmasına da sebep olabiliyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi Araştırma Görevlisi recep emin gül tarafından yapılan “Sosyal Medyada Hadis Kullanımı” başlıklı makalede bu konuya dikkat çekiliyor.
Sosyal medyada hadis sayfaları
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisindeki makalesinde, sosyal medyanın iletişimi kolaylaştırma gibi olumlu taraflarının yanında olumsuz yönlerinin de bulunduğunu belirten Gül, “Bunların başında ise bilgi kirliliği gelmektedir. Artan bilgi akışıyla oluşan bilgi kirliliğine karşı kişi, hangi bilginin doğru ve güvenilir olduğu konusunda şüpheye düşmektedir” dedi. Sosyal medyada genelde İslam, özelde ise hadis ile ilgili açılan sayfalarda da bilgi kirliliğine rastlandığını ifade eden Gül, “Sosyal medyanın herhangi bir denetleme mekanizmasının olmaması nedeniyle bilgi değeri taşımayan veya yanlış bilgi içeren birçok paylaşım yapılmaktadır” şeklinde devam etti.
Yaptığı araştırmada sadece 2015 yılı Nisan ayında “hadis” kelimesiyle arama yapıldığında Facebook’ta 150; Twitter’da da 100 civarında profil bulunduğunu bildiren Gül, şöyle devam etti:
“Oluşturulan bu sayfalarda muteber kaynaklarda yer alan hadisler paylaşıldığı gibi ne yazık ki muteber kaynaklarda olmayan ifadeler de hadis diye paylaşılabilmektedir. Facebook’ta açılan bir sayfada, hadis diye paylaşılan bir rivâyetin muteber hadis kaynaklarında yer almadığı ve uydurma olduğu bilgisine ulaştıktan sonra Facebook ve Twitter tabanlı bir çalışma yapmaya karar verdik. Araştırmada incelenen profiller, insanlara ulaşabilme konusunda öncelik arz etmesi nedeniyle –istisnalar olmak kaydıyla – genelde 200.000’in üzerinde takipçiye sahip profiller arasından seçilmiştir.”
Hadis “sayfaları”nı yöneten kişiler, hadis ilminde ehil mi?
“Sosyal medyanın günümüzde insanlara ulaşmanın en kolay yollarından biri olması nedeniyle bazı kişiler Hz. Peygamber (sas)’in sözlerini insanlara bu yolla aktarmak istemişlerdir. Bu girişimin iyi niyetle başlamış olduğu kabul edilse dahi ne yazık ki, hadis ilminde yeterli bilgisi olmayan kişiler tarafından yürütülünce hadis ilmi açısından birçok olumsuzluğun meydana gelmesine sebep olmuştur. Nitekim hadis paylaşan sayfalardan bazılarının yöneticilerine tarafımızca ulaşılarak asıl mesleklerinin ne olduğu sorulduğunda alınan cevap, bu işin ehlince yürütülmediğinin açıkça göstergesiydi. Nitekim sayfa yöneticilerinden birisinin özel bir şirketin finans bölümünde memur, diğer bazılarının ise öğrenci olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Bu durumda, sayfa yöneticileri tarafından paylaşılan hadislerin sıhhat dereceleri yeteri kadar araştırılmamıştır.”
Hangi konularda rivayetler paylaşılıyor?
“Hadis paylaşımı için açılan bu sayfalarda paylaşılan rivayetlerin içeriğine bakıldığında genel olarak insanları ibadete teşvik eden, günahlardan sakındıran, toplumsal hayata dair öğütler içeren, bazı ibadetlerin önemini belirten, sabır, sadaka, insanlar arası ilişkiler, müminlerin özellikleri, giyim-kuşam, tesettür, cihâd, gibi konular işlendiği görülmektedir”
“Uydurma rivâyetler” yüzbinlerce kişiye ulaşıyor
Recep Emin Gül’ün makalesinde, uydurma hadisler konusunda yapılan tespit ise dikkati çekti. Gül, İslamî içerikli sayfalarda ‘uydurma’ hadis metinlerine sıkça rastlanıldığını belirterek, bir hadis metnini de örnek gösterdi. Bu metnin yüksek oranda kişiye ulaştığını ifade eden Gül, şöyle devam etti: “Paylaşıma ulaşım sayısı da oldukça yüksek olup 60.000 kişi tarafından doğru sanılıp ‘beğenilmiş’, 160.000 kişi tarafından da paylaşılmıştır. Paylaşan kişiler sayesinde rivâyeti görenlerin de paylaşmasıyla uydurma olan bu rivâyetin yüzbinlere ulaşması söz konusudur. Bu da sosyal medyanın ne denli etkili olduğunu, aynı zamanda hadis konusunda bilgisi olmayanlar tarafından hadis sanılan ifadelerin nasıl yayıldığını göstermektedir.”
“Uydurma hadislerin toplandığı eserlerde bile bulunmayan metinler paylaşılıyor”
‘Unutmayın; yaktığınız can kadar canınız yanacak ve üzdüğünüz kadar üzüleceksiniz!’ anlamındaki bir rivâyet kaynak gösterilmeden Hz. Peygamber (sas)’e isnat edilmiştir. Ancak yapılan araştırmalarda muteber hadis kaynaklarında ve uydurma hadislerin toplandığı eserlerde böyle bir rivayete rastlanamamıştır. Anlam olarak ‘Kötülüğün cezası misli iledir’ mealindeki ayeti hatırlatsa da Hz. Peygamber (sas)’in ağzından bu ifadelerin dökülmediği açıktır. Anlamı her ne kadar yanlış olmasa da Hz. Peygamber (sas) adına hadis uydurmak bizzat kendisi tarafından yasaklanmıştır.”
Şehitlikle ilgili hadisler konusu
Gül, makalesinin sonuç kısmında ise şunları ifade etti: “Hadis konusu tarih boyunca olduğu gibi sosyal medyada da fazlaca istismar edilmiştir. Sayfa yöneticileri kaynağına bakmadan, doğruluğunu araştırmadan yüzlerce rivâyeti hadis olarak paylaşmaktadırlar. Özellikle mübarek gün ve gecelerde, o gün veya gecenin fazileti ile ilgili birçok uydurma rivayetin paylaşıldığı tespit edilmiştir. Aynı şekilde toplum içerisinde cereyan eden bazı olaylar sonrasında – şehitlik gibi – yine hadislere müracaat edilmiş ve konuyla alakalı rivayetler paylaşılmıştır. Hz. Peygamber (sas) vasıtasıyla bir nebze de olsa halkın umudu korunmak istense de bu paylaşımlar arasında rivayetlerin varlığı tespit edilmiştir.”
Teknoloji çağında hadis uydurmacılığına karşı önlem gerekli
“İslamî sayfa yöneticilerinin, İslam’a hizmet etme arzusuyla hadis uydurma girişiminde bulunanları hatırlattığını söyleyebiliriz. Nitekim hadis uydurma girişimlerinin nedenlerinden biri de İslam’a hizmet etme arzusudur. Teknoloji çağında bu faaliyet uydurma metinlerin halkla paylaşılmasıyla devam etmektedir. Ancak hadis tarihinde hadis uydurmacılığı karşısında alınan önlemlerin, bugünkü uydurma metin paylaşımı için de alındığını söylemek ne yazık ki mümkün görünmemektedir.”
Hadis alanında söz sahibi kişiler, sosyal medyayı aktif kullanmalı
Hadis alanında söz sahibi olan kişilerin, sosyal medyayı daha aktif kullanarak sahih hadis paylaşımını yaygınlaştırmalarının hadis ilmi ve toplumun zihin sağlığı açısından faydalı olacağını düşünüyoruz.
Makalenin tamamını kaynağından okumak için lütfen tıklayınız.