Sistematik işkenceyle, adeta soykırıma tabi tutulan Müslümanların dünya kamuoyuna yansıyan fotoğrafları, kara bir leke olarak tarihe yazıldı. Suriye’de rejim tarafından Müslümanlara reva görülen zulüm ve insanlık dışı işkence görüntüleri, İslam aleminin yüreğinde Ebu Gureyb’ten sonra yeni bir yara daha açtı. Bosna, Irak, Guantanamo, Myanmar ve daha birçok benzer örnekle hafızalara kazınan görüntüler, bu kez Suriye’de ve üstelik kendi dindaş ve soydaşları tarafından Müslümanlara reva görüldü.
Fotoğrafların yayınlanmasında dinen bir sakınca var mı?
Dünya genelinde yoğun tepki çeken görüntülerin basın yayın organlarında boy boy yayınlanması, bir vahşete dikkat çekmek açısından elbette önemli ancak kurbanların çıplak görüntülerinin yayınlanması, İslam fıkhına uygun olup olmadığı şeklindeki soruları da beraberinde getirdi.
İslam hukuku profesörü Faruk Beşer bu durumun, tedavi gerekçesiyle mahrem yerlerin açılması ruhsatına girebileceğini söyledi. www.islamvemedya.com ‘un sorusunu yanıtlayan Beşer, “Bu durum Allahu alem, tedavi için açılma ruhsatına girebilir. Cinsel tahrik içermeyen görüntüler, duyguları harekete geçirmek için kullanılabilir.” dedi.