Televizyonda da yayınlanan eyleminde Michel Abdollahi, Hamburg şehir merkezinde, üzerinde “Ben Müslümanım, ne bilmek istersiniz?” yazılı bir pankart açtı.
“Herkes İslam’la ilgili konuşuyor ancak bir Müslümanla konuşan yok.” anlayışından yola çıkarak eyleme karar verdiğini söyleyen Abdollahi, yoldan gelip geçenlerle oldukça ilginç diyaloglar yaşadı. Almanya’da aylardır gündemden düşmeyen yabancı ve İslam karşıtı Pegida eylemleri ve Paris saldırıları da düşünüldüğünde şehrin orta yerine dikilip “Ben Müslüman’ım” diye açıkça ilan ede(bile)n muhabirin bu eylemi çok dikkat çekti, yoldan geçenler ve kendi kanalı tarafından “cesur bir adım” olarak değerlendirildi.
Almanların dünyaca ünlü dergisi Stern tarafından da haberleştirilen muhabirin eylemine ilişkin kendi kanalının web sitesinde yapılan haberde de şu cümlelere yer verildi:
“Gelip geçenler durup baktı, kimileri fotoğraf çekti, kimileri de bu “cesur adımı”ndan dolayı onu tebrik etti. Biri Michel’e bir Müslüman olarak Fransa’daki terör eylemi ve her pazartesi gerçekleştirilen Pegida eylemleri nedeniyle herhangi bir düşmanlık görüp görmediğini sordu. Hayır, şimdiye kadar görmemişti. Bir başkası, St. Michaelis Kilisesi’nin ne zaman camiye çevrileceğini ve Arapçanın ne zaman resmi dil olacağını sordu. Amacı bir cevap almak değildi tabi ki. Aynı şekilde bir başkası da neden insanların din adına kendilerini havaya uçurduğunu sordu. ‘Bu konuda biraz düşünün!’ dedi ve hışımla geçip gitti.”
“Ama siz çok güzel Almanca konuşuyorsunuz!”
“Bazıları kravatlı ve takım elbiseli bu genç adamın gerçekten bir Müslüman ve bir yabancı olduğuna inanmak istemiyor. Bir kadın ‘Ama siz çok güzel Almanca konuşuyorsunuz!’ diye övüyor ve herhangi bir yerde çalışıp çalışmadığını soruyor. Bir adam da inanmıyor: ‘Siz tam bir Hamburglusunuz!’ Bazı sorular da direkt İslam’ı hedef alıyor. Bir kadın, Müslümanların mı yoksa İslamcıların mı daha iyi olduğunu öğrenmek istiyor. Sorular üst üste geliyor. Bir diğeri annesinin özgür bir yaşam sürüp süremeyeceğini, birisi muhabirin bir Müslüman olarak kaç kadınla evlenebileceğini,bir başkası en yakın caminin nerede olduğunu soruyor.”
Haber ve çeviri: İshak Özen
“Herkes İslam’la ilgili konuşuyor ancak bir Müslümanla konuşan yok.” anlayışından yola çıkarak eyleme karar verdiğini söyleyen Abdollahi, yoldan gelip geçenlerle oldukça ilginç diyaloglar yaşadı. Almanya’da aylardır gündemden düşmeyen yabancı ve İslam karşıtı Pegida eylemleri ve Paris saldırıları da düşünüldüğünde şehrin orta yerine dikilip “Ben Müslüman’ım” diye açıkça ilan ede(bile)n muhabirin bu eylemi çok dikkat çekti, yoldan geçenler ve kendi kanalı tarafından “cesur bir adım” olarak değerlendirildi.
Almanların dünyaca ünlü dergisi Stern tarafından da haberleştirilen muhabirin eylemine ilişkin kendi kanalının web sitesinde yapılan haberde de şu cümlelere yer verildi:
“Gelip geçenler durup baktı, kimileri fotoğraf çekti, kimileri de bu “cesur adımı”ndan dolayı onu tebrik etti. Biri Michel’e bir Müslüman olarak Fransa’daki terör eylemi ve her pazartesi gerçekleştirilen Pegida eylemleri nedeniyle herhangi bir düşmanlık görüp görmediğini sordu. Hayır, şimdiye kadar görmemişti. Bir başkası, St. Michaelis Kilisesi’nin ne zaman camiye çevrileceğini ve Arapçanın ne zaman resmi dil olacağını sordu. Amacı bir cevap almak değildi tabi ki. Aynı şekilde bir başkası da neden insanların din adına kendilerini havaya uçurduğunu sordu. ‘Bu konuda biraz düşünün!’ dedi ve hışımla geçip gitti.”
“Ama siz çok güzel Almanca konuşuyorsunuz!”
“Bazıları kravatlı ve takım elbiseli bu genç adamın gerçekten bir Müslüman ve bir yabancı olduğuna inanmak istemiyor. Bir kadın ‘Ama siz çok güzel Almanca konuşuyorsunuz!’ diye övüyor ve herhangi bir yerde çalışıp çalışmadığını soruyor. Bir adam da inanmıyor: ‘Siz tam bir Hamburglusunuz!’ Bazı sorular da direkt İslam’ı hedef alıyor. Bir kadın, Müslümanların mı yoksa İslamcıların mı daha iyi olduğunu öğrenmek istiyor. Sorular üst üste geliyor. Bir diğeri annesinin özgür bir yaşam sürüp süremeyeceğini, birisi muhabirin bir Müslüman olarak kaç kadınla evlenebileceğini,bir başkası en yakın caminin nerede olduğunu soruyor.”
Haber ve çeviri: İshak Özen