Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan’ın başkenti Astana’da geçtiğimiz ay düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 1. Bilim ve Teknoloji Zirvesi’ne katıldı.
Zirvenin açılış oturumunda konuşan Erdoğan, internet ve sosyal medyanın İslamofobi konusundaki yerinden söz etti.
Erdoğan, “İnternetin ve sosyal medyanın, İslam düşmanlığının aracı olma yanında DEAŞ, El Kaide, FETÖ gibi terör örgütleri tarafından etkin şekilde kullanıldığını da biliyoruz” diyerek İslam ülkelerinin vatandaşlarını internetin zararlı etkilerinden korumakla mükellef olduklarını söyledi.
Bu çerçevede, siber suçlara karşı hukuki ve teknik altyapının güçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Erdoğan, “Yaptıkları her eylemle insanlığa ve İslam’a büyük zararlar veren eli kanlı çetelerin, değerlerimizin içini boşaltan akımların gençlerimizi, dolayısıyla geleceğimizi çalmasına asla müsaade etmemeliyiz” ifadelerini kullandı
“İslam medeniyeti, bir ilim ve irfan medeniyetidir”
İslam İşbirliği Teşkilatı olarak İstanbul Zirvesinde aldıkları kararı hayata geçirdikleri bu günde İslam dünyası adına çok önemli bir adım attıklarına işaret eden Erdoğan, “Zira bizler, ilk emri ‘ikra’ yani ‘oku’ olan, ‘beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi’ tavsiye eden bir dinin müntesipleriyiz. İslam medeniyeti, özünde bir ilim ve irfan medeniyetidir. Müslümanların dünya siyasetine yön verdikleri dönem, aynı zamanda bilginin, ilmin, yeniliğin de merkezi oldukları dönemdir. Ne zamanki Müslümanların hayatında okuma, ilim tahsil etme, araştırma, sorma, sorgulama ikinci plana düşmüştür, işte o zaman gerileme ve çöküş de başlamıştır” diye konuştu.
“Günümüzün en önemli güç kaynağı bilgi ve enformasyondur”
Bugün İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55’inin okuma-yazma bilmediğine, OECD ülkelerinde millî gelirden eğitime ayrılan payın ortalaması yüzde 5,2 iken, İslam dünyasında bu oranın yüzde 1’i dahi bulmadığına dikkat çeken Erdoğan, “En başarılı çocuklarımızı, en parlak beyinlerimizi, Batılı kurumlara ve ülkelere kaptırıyoruz. Günümüzün en önemli güç kaynağı olan enformasyon ve bilgi teknolojileri konusunda üreten değil tüketen konumundayız. Bu durum bizi, millî güvenliğimiz başta olmak üzere, birçok açıdan kırılgan hâle getiriyor” dedi.
Zirvenin açılış oturumunda konuşan Erdoğan, internet ve sosyal medyanın İslamofobi konusundaki yerinden söz etti.
Erdoğan, “İnternetin ve sosyal medyanın, İslam düşmanlığının aracı olma yanında DEAŞ, El Kaide, FETÖ gibi terör örgütleri tarafından etkin şekilde kullanıldığını da biliyoruz” diyerek İslam ülkelerinin vatandaşlarını internetin zararlı etkilerinden korumakla mükellef olduklarını söyledi.
Bu çerçevede, siber suçlara karşı hukuki ve teknik altyapının güçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Erdoğan, “Yaptıkları her eylemle insanlığa ve İslam’a büyük zararlar veren eli kanlı çetelerin, değerlerimizin içini boşaltan akımların gençlerimizi, dolayısıyla geleceğimizi çalmasına asla müsaade etmemeliyiz” ifadelerini kullandı
“İslam medeniyeti, bir ilim ve irfan medeniyetidir”
İslam İşbirliği Teşkilatı olarak İstanbul Zirvesinde aldıkları kararı hayata geçirdikleri bu günde İslam dünyası adına çok önemli bir adım attıklarına işaret eden Erdoğan, “Zira bizler, ilk emri ‘ikra’ yani ‘oku’ olan, ‘beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi’ tavsiye eden bir dinin müntesipleriyiz. İslam medeniyeti, özünde bir ilim ve irfan medeniyetidir. Müslümanların dünya siyasetine yön verdikleri dönem, aynı zamanda bilginin, ilmin, yeniliğin de merkezi oldukları dönemdir. Ne zamanki Müslümanların hayatında okuma, ilim tahsil etme, araştırma, sorma, sorgulama ikinci plana düşmüştür, işte o zaman gerileme ve çöküş de başlamıştır” diye konuştu.
“Günümüzün en önemli güç kaynağı bilgi ve enformasyondur”
Bugün İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55’inin okuma-yazma bilmediğine, OECD ülkelerinde millî gelirden eğitime ayrılan payın ortalaması yüzde 5,2 iken, İslam dünyasında bu oranın yüzde 1’i dahi bulmadığına dikkat çeken Erdoğan, “En başarılı çocuklarımızı, en parlak beyinlerimizi, Batılı kurumlara ve ülkelere kaptırıyoruz. Günümüzün en önemli güç kaynağı olan enformasyon ve bilgi teknolojileri konusunda üreten değil tüketen konumundayız. Bu durum bizi, millî güvenliğimiz başta olmak üzere, birçok açıdan kırılgan hâle getiriyor” dedi.