Sosyal medyanın müspet kullanılabilir yanlarının ele alındığı sayıda “Sosyal medya fırsat mı, tehlike mi?” sorusuna yanıt aranıyor. Köşe yazıları, mülakatlar, görseller ve vatandaşların sosyal medya kullanım alışkanlıklarının yer aldığı dergiden öne çıkanlar şöyle
Psikolojiye etkileri…
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sosyal medyanın insanların bilinçaltını ortaya çıkardığına temas etti. Dürüst olmayan kişilerin, gerçek yaşantısından farklı biçimde kendini tanıttığını hatırlatan Tarhan, sosyal medyanın kişilerin psikolojik sağlığını etkilediğini belirterek şunları kaydetti:
“Sosyal medya kişinin psikolojik sağlığını olumlu veya olumsuz etkileyen önemli bir araçtır. Bu nedenle sosyal medya hesaplarının ziyareti ile ilgili kişinin kendini disipline etmesi gerekiyor. Kişinin kendisi ile ilgili farklı ilgi alanlarını geliştirmesi, internet üzerinde geçirilen zamanın bir kısmını yeni yeteneklerini keşfetmeleri üzerine harcayabilirler. Bağımlılık ileri düzeyde ve kontrol altına alınamayacak boyutta ise mutlaka profesyonel bir destek almaları gerekmektedir.
Mahremiyet konusu…
Derginin kalemlerinden Zeynep Çakır sosyal medyanın, kullanıcıların inisiyatifine bağlı bir mecra olduğunu yazdı. Sosyal medyanın, mahremiyet ihlali, yalnızlaşma, zaman israfı, bağımlılık gibi handikaplara rağmen hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu belirten Çakır, şöyle devam etti:
“Aslında menfi anlam yüklediğiniz her riskli durumu bu konuda müspete kanalize etmenin mümkünatının da yine bu ağlarda iletişim halinde olanların tercih ve inisiyatifine bağlı bir durum olduğu aşikâr bir şeydir... Kullanıcılar bilirler; siz mahremiyet ihlaline izin vermezseniz mahremiyet ihlali olmaz... Mahrem meseleleri ulu orta saçıp dökmek, magazin sanatçılarına nispet yaparcasına en çekici fotoğrafları atmak, paylaşılmayan yemeklerin görselini paylaşıp gıpta nazarlarını tahrik etmek, bebek çocuk resimleri paylaşıp olmayanın içini kanatmak, evde çocuğuna cevap vermekten acizken burada on kişiye canımlı cicimli temalarla laf yetiştirmek, namahrem insanlarla siyasi veya gündemle alakalı polemikleri muhabbet kıvamında sürdürmek... Bunları biz yapmak istemiyoruz da sosyal medya denilen cisimsiz mahlûk başımıza vura vura yaptırıyor değil.”
Müspet hizmetlerde kullanımı…
Editörü Sedanur Coşkun da, sosyal medyanın müspet hareketler için bir araç olabileceğini ifade etti. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin, zamanın şartlarına göre yeni teknolojileri davasını yaymak amacıyla kullanmaktan geri durmadığını, yaşadığı döneme hâkim olan geleneksel medyayı müspet yönde kullandığını belirten Coşkun, Risale-i Nur hizmetinin sosyal medyada aktif hale getirilmesinin önemli bir adım olduğunu kaydederek şunları yazdı:
“Bilhassa Risale-i Nur hizmetinin sosyal medyada aktif hâle getirilmesinin, O’nu, okumaya, anlamaya ve anladıklarını da paylaşma yolunda önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Sosyal medyanın imkânları sayesinde risaleler dünyanın her bir yanında rahatça okunabilir, üzerinde müzakere edilebilir e-dershaneler hâlini alabilir. Risale-i Nur hizmetini her haneye, her ferdin kalbine rahatça girmesini, geleneksel medya imkânları ile ulaşılması mümkün olmayan insanlara îmân ve Kur’ân hakikatlerinin ulaştırılması mümkün olacaktır.”