Eğri Cetvelden Doğru Çizgi Çıkar mı?
“Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecek her şey icat edildi.” demişti Amerikan Patent Dairesi Başkanı Charles H. Duell, 1899 yılında. O günden bu yana teknolojinin ulaştığı her yeni noktada aynı şeyi düşünmekten yorulan insanlık, iklim krizi, seller, depremler, tayfunlar, yanardağ patlamaları, gıda krizi, salgın hastalıklar, uzayda yeni yaşam alanları bulma/kurma çalışmaları, 5G, neurolink projesi ve transhümanizm çalışmalarının da etkisiyle artık teknolojinin değil, dünyanın sonuna gelindiğini düşünmeye başladı.
“Hayatı kolaylaştıracak, insanlık için bir çığır ve yeni ufuklar açacak” denerek piyasaya sürülen her yeni ürün gibi Metaverse’ün de sadece insana sunacakları, vaatleri anlatılıyor ancak bizden neler talep ettiği ya da neleri alıp götüreceği konuşulmuyor. Zuckerberg de bu yeni evreni duyururken aynısını yapıyor. Ama onun söylemediklerini eski danışmanı Roger McNamee söylüyor: “Metaverse, distopyadan ibaret kötü bir fikir. İnsanların buna normalmiş gibi bakması, herkesi alarma geçirmesi gerekiyor. Metaverse, Mark Zuckerberg’in elinde güvenli olmaz. Herhangi bir düzenleyici kurum veya politika yapıcının, Facebook'un Metaverse'de faaliyet göstermesine veya kripto paralara girmesine izin vermemesi gerekir. Facebook, kendi kararlarını verme hakkını kaybetmiş olmalıydı. Yaptıkları her şeyin bir düzenleyicinin ön onayından geçmesi gerekir. Hesaplanamaz boyutta bir zarar verdiler."
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan ve tüm dünyada geniş yankı uyandıran Cambridge Analytica skandalı da McNamee’nin sözlerini doğrular nitelikte. Hatırlayacaksınız, Cambridge Analytica'nın 2014 yılında toplamaya başladığı yaklaşık 50 milyon Facebook kullanıcısının kişisel bilgilerinin satıldığı ve seçim kampanyalarında kullanıldığı iddia edilmişti. Konuyla ilgili olarak yargılanan Zuckerberg Facebook’taki veri sızıntısını önlemek için yeteri kadar çaba sarf etmediğini söyleyerek “Bu büyük bir hataydı. Benim hatamdı; özür dilerim.” demişti. Dolayısıyla Metaverse maça yenik başlıyor. Veri güvenliği konusunda sabıkalı olan Zuckerberg ve onun yeni evreni Metaverse’ün güven sorunu, bu yeni evrene ilişkin söyleyebileceğimiz ilk olumsuzluk diyebiliriz.
Bu olumsuzluk, Metaverse evreninde çok daha fazlasına da gebe. Cep telefonları ve tabletlerin dinleme/izleme yaptığı ve bu verilerin kişiye özel reklam çalışmalarında kullanıldığını artık herkes biliyor, kabul ediyor. Zaten Zuckerberg’in ‘sızıntı’ ifadesiyle masumlaştırmaya çalıştığı durum da Trump’ın kazandığı ABD seçimlerinde Facebook’tan ‘sızan’ verilerle kişiye özel reklamlar yapılarak seçimlerin manipüle edilmesi. Zuckerberg’in bu yeni evreni açıklama konusundaki acelesinin sırrı da burada gizli. Veri mahremiyeti konusunda güvenilirliğini yitiren Zuckerberg, yerle bir olan itibarını yeniden kazanmak, ‘yeniden var olmak’, hep ve daha çok kazanmak için Metaverse’ü ilk açıklayan şirket oldu. Apple, Google gibi şirketlerin de uzun süredir bu yönde yatırımlar yaptığı, çalışmalar yürüttüğü biliniyor. Konumuza dönecek olursak, Metaverse’ün ‘yaratıcısının’, reklamverenlerin, daha da kötüsü parayı basan herkesin adımız, yaşımız, cinsiyetimiz gibi ‘demode’ verilerden çok daha fazlasına sahip olacağı düşünülürse ki öyle olacak, bu yeni evrenin bizden ne istediği ya da neleri alıp götüreceği biraz daha netleşiyor.