Mobil telefonların akıllı cihazlara evrilmesinden önceki teknolojiyi hatırlayanlar iletişim pratiklerinin nasıl değiştiğini yakinen takip edebiliyor. Uygulamalar, cep telefonlarındaki dönüşümün uğrak noktası.
Kullanım yoğunluklarıyla mesajlaşma uygulamaları iletişim kanalına dönüştü.
Elbette her iletişim kanalı gibi, mesajlaşma uygulamaları da iletişimin sadece kanalını değil, içeriğini ve iletişim halindeki insanların geleneklerini de değiştiriyor.
Söz gelimi, bir süreye kadar, telefonda sadece konuşuyorduk. Artık metne dayalı muhabbetlerle, görüntülü ya da sesli mesajlarla iletişim kuruyoruz. Öyle ki, telefon açıp konuşmak yerine yalnızca sesli mesaj göndererek cevap beklemeyi daha sık tercih eden kimseler var. Bu, değişimin yalnızca bir örneği. Daha nice misaller getirilebilir.
Bahsini etmek istediğim değişimler mesajlaşma uygulaması Whatsapp’taki kullanıcı deneyimleriyle ilgili gözlemlerime dayanıyor. Bir marka adını olumsuzlamaya çalışmadığımı, son kullanıcıya dönük tespitlerimi sıraladığımı baştan ifade etmeliyim.
FEEDBACK'SİZ CUMALAR
Telefon açarak Cuma tebriği ileten, sesindeki samimiyeti hissettiğim tanıdıklarım, akrabalarım vardı, bir sıralar. Ancak şimdi, cevaplamama rağmen ikinci bir mesajın gelmediği “Hayırlı cumalar” mesajları akıyor. Muhtemelen Cuma tebriği atılabileceklerin bulunduğu toplu mesaj listelerine kayıtlıyım.
Vakti geldiğinde toplu mesajla atılan tebrik, listedeki kişilere ulaşıveriyor. Akabinde tebriği okuyanın ne yazdığı da önemsenmiyor. Dolayısıyla iletişimi; iletişim yapan feedback’in bir manası bulunmuyor.
"BAYRAMLIK WHATSAPP"
Dinî bayramlarımıza bir gelenek daha eklendi: Bayramlık Whatsapp mesajları.
Dinî bayramlarda tanıdığınız kişilerce ya da herhangi bir diyaloğunuzun olmadığı kimseler tarafından kurulan ve adına “Bayramlık Whatsapp ” diyebileceğimiz, nezaketten yoksun bir tercih ortaya çıkmıştı. Halen her dinî bayramda (defalarca farklı kişilerce tecrübe edilse ve eleştirilse de) ve etkinlik günü geldiğinde canlanıyor. "Bayram" isminde bir grup kuran müteşebbisimiz, belki de rastgele eklediği kişilere bayram mesajı göndererek vazifesini yerine getirdiğini düşünüyor (!)
Bayramlarda, toplu mesaj seçeneğini ifşa eden bir uygulama da mesajların sonuna isim-soyisim yazma ihtiyacı. Telefon rehberinizde kayıtlı olsa da, sık sık görüşseniz de size yazdığı bayram mesajının sonuna ad ve soyadını ekleyen kişiler, ilginç geliyor bana. Hitap ettiği kişinin/kişilerin kim olduğunu önemsemeden atılan bu otomatiğe bağlanmış mesajları okumadan silmek en evlası gibi geliyor.
DURUM DİNDARLIĞI
Ama asıl üzerinde durmak istediğim konu “Durum Dindarlığı”. Kullanıcıların Whatsapp durumlarında dinî içerikler paylaşmasını bu kavramla açıklamaya çalışacağım.
İletişim teknolojilerinin neredeyse tamamının, dinî mesajlar göndermek için kullanıldığını bilmeyen yoktur. Whatapp'taki "durum"lar da bundan nasiplendi ve ortaya "durum dindarlığı" çıktı.
Whatsapp’ta “durum”lar geçicilik üzerine kurgulanmıştır. Bu nedenle durum dindarlığı anlıktır ve geçicilikle örülmüştür. Ayet, hadis, dua gibi “durumların” ardından taraftar sloganları, selfieler, emojiler serpiştirilmiş ziyaret fotoğrafları, siyasi mesajlar vb. içerikler yayınlanıyor. Böylelikle dinî hususlar, televizyondaki dinî sohbet programlarındaki tek taş yüzük reklamlarında olduğu gibi, derinliğini yitiriyor; Whatsapp durumlarının metasına dönüşüyor. Buna karşılık, Whatsapp durumlarını sadece dinî içeriklerle dolduran kullanıcılar da var. Bundan ötürü de durum dindarlığını iki tipolojiye dökmemiz mümkün:
Katı Durum Dindarlığı | Sık Paylaşım |
Esnek Durum Dindarlığı | Seyrek Paylaşım |
Durumlarında dinî içerik paylaşanları, paylaşım sıklıklarını temel alarak “Katı Durum Dindarlığı” ve “Esnek Durum Dindarlığı” şeklinde açıklayabiliriz.
“Katı Durum Dindarlığı” sadece dinî içerikli durumların paylaşılmasını ifade ediyor. Bu profillerde ayet, hadis, özlü söz, dua, zikir, dine davet gibi metinler yoğun olarak kullanılıyor. Bu nedenle katı terimini kullanıyorum. Oldukça sınırlı sayıdaki bu profil sahipleri, zaman zaman metin, zaman zaman video ve zaman zaman da görsellerle katı bir dinî portre çiziyorlar. Buradaki katı kelimesi, olumsuzlama içermiyor. Sadece dinî içeriğin yoğun kullanımını kast ediyorum. Katı durum dindarlığı, Taplamacıoğlu’nun “sofu dindarlığı”na benziyor. Medyatik uygulamalarla ifade edersek bu tipolojidekiler, dinî içerikli televizyonları (tematik) hatırlatıyor. 24 saat dinî yayın sunan televizyonlar gibi Whatsapp durumlarını sadece dinî içeriklere hasrediyorlar.
“Esnek Durum Dindarlığı” ise arada sırada, dinî gün ve gecelerde, yeri geldiğinde, Whatsapp durumunu dinsel mesajlarla şekillendirmeyi ifade ediyor. Bu profillerin kahir ekseriyetinde gündelik hayat pratikleri yaygın olarak servis ediliyor. Gezilen mekanlar, arkadaşlarla çekilen fotoğraflar, düğünler, doğum günleri, eğlenceler, spor müsabakaları gibi her türden içerik bulunuyor. Bu tipoloji de Taplamacıoğlu’nun “idare-i maslahatçı” grubuna benziyor. Bunları da genel yayıncılık anlayışıyla hareket eden, her türlü program türüne yer veren, ancak mukaddes gün ve gecelerde dinî program yapan televizyonlara benzetebiliriz.
Kuşkusuz durum dindarlığı, kişinin dine olan ilgisini ya da yönelme derecesini ortaya koymaz. Ancak Whatsapp’ın dinî amaçlarla kullanımını tanımlamak için olanak sağlayabilir.
Durum dindarlığının kullanıcılar dışında, iletişim sektöründe de bir karşılığı var. Whatsapp’a konulacak dinî içerikli sözler için SEO çalışmaları yapıldığını, arama motorları sonuçlarından fark ediyoruz. Gazete sitelerinde dahi bu uygulamaya başvuruluyor. Kullanıcılar da bu sitelerdeki hazır şablonları kendi durumlarına ekleyiveriyor.
İnternet ile dindarlık arasındaki etkileşimi aktaran çeşitli kavramlar var. Bu kavramları MEDİAD’ın bazı sayılarında, Metin Eken'in "Çevrim İçi Dindarlık"; Mustafa Derviş Dereli'nin "Sanala Veda" eserlerinde ya da "Hibrit Dindarlık" makalemde bulabilirsiniz.
Nihayetinde, teknolojiyle dindarlık arasındaki ilişkiyi Whatsapp durumları üzerinden okumak için “Durum Dindarlığı” elverişli bir kavram gibi görünüyor.
Ne dersiniz?
Bu yazıyı bir dostumun durumunda görerek okudum.